Amerika'yla yarışırız

Güncelleme Tarihi:

Amerikayla yarışırız
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2011 00:00

Sürekli terörle anılan Hakkari’de iyi şeyler de oluyor. Son altı ayda Hakkâri’den hasta sevkleri azaldı. Hatta Hakkari Devlet Hastanesi İran ve Irak’tan hasta kabul eder hale geldi. Lokal anesteziyle şah damarı ameliyatından, kalınbağırsak kanserine kadar bölgede bugüne kadar yapılamayan ameliyatlara imza atılıyor

Hakkâri Devlet Hastanesi’nin kafeteryasındayız. Karşımda hepsi 30’lu yaşlarında beş uzman doktor var. Türkiye’deki dört kadın il sağlık müdürünün en genci Onur Özlem Köse (37), Mayo Clinic’ten gelen Başhekim Yardımcısı Hasan Hüseyin Karadeli ve Hakkari Devlet
/images/100/0x0/55ea0f07f018fbb8f8686d68
Hastanesi’nin triosu kalp damar cerrahı Taylan Özgür Köşker, beyin cerrahı Oğuz Özel ve genel cerrah İsmail Biri. Hepsi kendinden emin, idealist ve iddialı. Hepsi 500 günlük zorunlu hizmet vesilesiyle Hakkâri’ye gelmiş. Mayo Clinic’ten gelen Başhekim Yardımcısı Hasan Hüseyin Karadeli’den edindikleri izlenimlerin ışığında iddialı konuşuyorlar: “ABD’nin ünlü hastane zinciri Mayo Clinic’le yarışırız!”

· İSMAİL BİRİ: Hakkâri’ye tayin olduğumu görünce dondum kaldım. Tam bir şok ve hayal kırıklığıydı. İnsan bölgeyi bilmeyince tedirgin oluyor. O gece bir arkadaşımda kaldım. Annemle babama sonraki gün söyleyebildim durumu. Hakkâri’de görev yapan akrabalarım olduğunu söyleyip rahatlattılar beni. Altı buçuk aydır buradayım. Böyle bir hastane ve böyle imkanlar olduğunu bilseydim emin olun Hakkâri ilk tercihim olurdu.

· OĞUZ ÖZEL: İsmail’le Kayseri’de Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde beraberdik. Yoğun bakım ünitelerimiz karşı karşıyaydı. 36 saat çalışıp 12 saat dinlenirdik. Tayini Hakkâri’ye çıkınca ısmail’e acımıştık (gülüşmeler). Ben de 50 gün önce geldim. Tayinim çıkar çıkmaz hemen ısmail’i aradım.

· İSMAİL BİRİ: İlk sorusu “Orada mikroskop var mı oğlum”du.

· OĞUZ ÖZEL: Bana çıkmaz diye düşünüyorsun. Çıkınca eşim bir hafta ağladı. Buraya gelmenin tek sıkıntısı, çoluk çocuğunuzu getirememek. ıki çocuğum var. Biri okuyor. Buradaki eğitim de malum. Keşke öğretmenler de bizim gibi düşünse.

· TAYLAN ÖZGÜR KÖŞKER: Hakkâri ilk atamam değil. Daha önceki zorunlu hizmet yerim Siirt’teydi. Oradaki şartlar bana uymadı, görevi bıraktım. Dolayısıyla buradaki hizmet süreme Siirt’teki de eklendi. Toplam süre 1000 güne çıktı.
/images/100/0x0/55ea0f07f018fbb8f8686d6a

· ÖZLEM KÖSE: “Günümü doldurup gideceğim, sadece işimi yapmak istiyorum” dediği günü hatırlıyorum. Nobel ödülü de alsanız mecburi hizmetten kurtulamazsınız.

ERTESİ GÜN TABURCU ETTİĞİME İNANMAK İSTEMİYORLAR

· HASAN HÜSEYİN KARADELİ: şahsen bu sıkıntıyı çekmemek için ABD’deki Mayo Clinic’ten geldim buraya. Minnesota’dan sonra Mardin çıkar diye beklerken; Hakkâri oldu. ABD’deki bir-iki yıllık teklifi dondurdum. Eşim ABD’ye gitmeyi beklerken Hakkâri’ye geldik. Mayo Clinic’i bırakıp gelmek zor olsa da Hakkari güzel geldi bana. Buraya geldikten iki ay sonra evlendik. Çocuk bekliyoruz şimdi.

· İSMAİL BİRİ: Geldiğimde endoskopi ünitesi yoktu hastanede. Van 100. Yıl Üniversitesi’nde endoskopi eğitimi aldım. Ondan sonra geldi endoskopi cihazı. Sonra bir gastroentolog atandı ve ikimiz bir iki ayda 200’den fazla endoskopi yaptık. 10 vakada yemek borusu kanseri yakaladım. Kıtlama şekerle çay içildiği için bu vakalar fazla. ılk kez kalınbağırsak kanseri ameliyatı yaptık. Hasta yakını, “Niye tümörlü hastayı ameliyat ettin” diye kavga etti benimle. “Epikriz raporunu kime gösterirsen göster, eksik varsa kabulümdür” dedim. Göstermiş, “Git, doktoruna teşekkür et” demişler. Burada güvensizlik böyle yıkıldı. şu an hastama, “Ameliyat olman gerekiyor” dediğimde zorlanmıyorum.

· OĞUZ ÖZEL: Geldiğimde “Kendi çocuğuma, anne-babama yapmayacağım ameliyatı burada yapmayacağım” demiştim. Bu ameliyatlar burada yapılabilir; ispatladık. Ameliyathane var, alet var, ameliyatı yapamıyorsan sorun sende. Belfıtığı ameliyatı yapıyorum, ertesi gün taburcu ediyorum; inanamıyorlar. Geçenlerde beyin kanaması boşalttık. Hasta felçti. Felci düzeldi, iki gün sonra yürüyerek gitti. Hiçbir maddi güç bu tatmini veremez size. Taylan, “Lokal karotis (şahdamarı ameliyatı) yapıyorum” dediğinde çok şaşırmıştım. Bu ameliyatı ıstanbul’da yapan yok.

· HASAN HÜSEYİN KARADELİ: Karotis’i ben de Mayo Clinic’te anjiyo yaparak öğrenmeye çalışıyordum. Taylan Bey lokal anesteziyle doğrudan açarak yapıyormuş. Çok tehlikeli aslında.

· TAYLAN ÖZGÜR KÖŞKER: Bir takım garip ameliyatları zorlayan, garip aletleri insanların içine sokmaya çalışan endüstriye karşı bir şey bu. Bu teknikleri ıstanbul’da Vakıf Gureba Hastanesi’nde biz geliştirdik. Lokal karotis dediğimizde gülmüşlerdi bize. şahdamarı, beyni besleyen dört damarın en büyüklerinden. Onu kapatıp hastayla konuşarak yapıyorsunuz ameliyatı. Maksimum 20 dakikada bitirmelisiniz. Hasta uyanıksa bunu 40 dakikaya çıkarma şansınız var. Felç gelebilir hastaya, uyuttuğunuzda bunu fark edemeyebilirsiniz.

· OĞUZ ÖZEL: Tehlikesi yok aslında. Bir ameliyata birlikte gireceğiz.

· HASAN HÜSEYİN KARADELİ: Yöntemi bildiğin için öyle diyorsun.

· OĞUZ ÖZEL: Mayo Clinic’i Mayo Clinic yapan oradaki doktorlar değil, sistem. O sistem burada da çok rahat kurulabilir.

· HASAN HÜSEYİN KARADELİ: Gerçekten birkaç makine dışında hepsi var burada. Biz de Mayo Clinic’le yarışırız.

Her olayda hayatı sıfırlamak zorundasınız

Bir yandan evrak imzalıyor, bir yandan telefona yanıt veriyor, bir yandan bana laf yetiştiriyor. Cıvıl cıvıl, enerjik, gözü kara. İki buçuk yıldır Hakkâri’de Onur Özlem Köse. Bir yıl önce zorunlu hizmeti bitmiş. Herkes şafak sayarken, niye hâlâ burada?
/images/100/0x0/55ea0f07f018fbb8f8686d6c

“501’inci günümde burada olmayacağım, dediğim günler oldu. Ama şimdi aldığım sorumluluk çok büyük. İnsanlar artık beni tanıyor, ben ne yapabileceğimi biliyorum. Kararlar daha kolay alınıyor, işler daha hızlı ilerliyor. Bu şehri, bu noktada bırakamam. Daha yapacaklarım var. 2012 yazına kadar şehir toparlanmış olur. Gözüm arkada kalmaz o zaman.”
Diyarbakır’da yaşayan emekli öğretmen annesini hatırlayıp, “Biraz işkoliğiz galiba” diyor. Annesinin, “Gel artık” sitemlerine de gerekçesi hazır bu yüzden: “Anneme çekmişim, biraz daha tahammül edecek.”
Köse, halk sağlığı uzmanı. 13 yıllık doktor. Dicle Üniversitesi mezunu. Diyarbakır’daki beş yıllık pratisyen hekimliğinin ardından İstanbul’da, Marmara Üniversitesi’nde ihtisas yapmış. Bekâr, bazı meslektaşlarının parçalanmış ailelerini gördükçe bunun kısmen avantaj olduğunu düşünüyor. Atama kurasına Türkiye genelinde iki kişiyle birlikte girdiğini anlatırken, “ıyi ki burası çıkmış. Ben kabul etmeseydim diğer iki arkadaşım zaten gelmeyecekti” diyor.

İŞİM KONUSUNDA GÖZÜ KARAYIM

Hakkâri’ye ilk geldiği günüyse unutmuyor: “Van’a indim, bir öğretmen arkadaş karşıladı beni, Hakkâri otobüsüne bindirdi. Şoföre ‘Terminalde mi ineceğim’ dedim, ‘Hoca hanım, her yer terminal, çarşıda bırakırım sizi’ dedi. Varışım gece 10’u buldu. Ne olduğunu sabah anladım. Dört tarafı dağlarla çevrili kara parçası! Bulaşıcı hastalıklar şubesinde başladım. Geldiğimin ikinci günü de denetime çıktım.”
Peki kadın olmanın avantajı var mıydı? “Anaç olmak insanlarla iletişimi kolaylaştırıyor. Aralarına daha kolay kabul edip sahipleniyorlar. Bir yıl boyunca sahadaydım. Şube müdürlüğü, müdür yardımcılığı... Yoğun çalışma sürecinden sonra şehrin ilk kadın sağlık müdürü olmam yadırganmadı. ışim konusunda gözü karayım. Bir erkek müdür bu şehirde ne yapabilirse daha çoğunu yapabileceğimi biliyorum. Erkek personelim de kabullendi beni, vatandaş da. Giyinmeyi, makyaj yapmayı, bakımlı gezmeyi seviyorum. Sokakta sorun yaşamıyorum.”

ANNE OTEL UYGULAMASI

Şehirde Özlem Köse ile başlayan en önemli uygulama ‘anne otel’ uygulaması. Malum kışın Hakkâri’de kar yolları kapatıyor. Gebe kadınların hastaneye gelmesi zorlaşıyor. Onun için gebeliğin son 10 gününden itibaren isteyen anne hastanede misafir ediliyor. Tabii anne ikna edilebilirse... “Birçok anne diğer çocuklarını bırakıp gelmek istemiyor. Aile hekimlerim kapı kapı geziyor” diyor Köse.
Peki şehit haberleri etkilemiyor mu işlerini? Derin bir iç geçiriyor Köse: “Müdürlüğe atandığım ilk ay Geçitli patlaması oldu, dokuz sivil minibüste hayatını kaybetti. Olay yerine gittim, parçalar hâlâ ortada, çok kötüydü. Sonra ara ara şehirde ufak tefek olaylar devam etti. Taş atanlar vs. ınsan böyle bir şeye nasıl alışır diyordum. Alışıyorsunuz. Çok üzücü ama bir süre sonra şehrin rutini olmaya başlıyor. Sonra Çukurca patlaması... Önce dokuz, ardından 24 askerin şehit olduğu... Bunlar tabii ki çok zordu. O olayları gördüğünüz an ‘Ne işim var benim burada’ diye düşünüyorsunuz. Valim, ‘Anlık tepkilerle bu hizmeti yapamazsınız’ der. O laf küpedir kulağıma. şehit cenazeleri varken siz bu şehirde yaşayan belki birçok insanın öfke duyduğu birine sonuna kadar sağlık hizmeti vermek zorundasınız. Siz insanla ilgileniyorsunuz, kim olduğuyla değil. Hastaneye geçiyorum, bir çocuğun kafasını okşuyorum sonra hayat yeniden başlıyor. Çünkü yaşadığınız travmadan sorumlu olmayan 200 bin insan var burada ve bize ihtiyaçları var.”

HER YAPTIĞINIZ FAYDA OLARAK DÖNÜYOR

Hekimlerim altı ayda çok şeyi değiştirdi. Hasta sevklerinde ciddi bir azalma var. Öncesinde, “Ölürse yolda ölsün, sorumluluk benden çıksın” diye bir algı vardı. Hasta yakınlarının tepkisinden korkulurdu. Hastaların doktorlara güveni arttı. Burada üç kadın doğumcu, üç çocuk doktoru, üç anestezist, iki nörolog, toplam 50’ye yakın uzman doktor var. Tek eksiğimiz nefrolog ve çocuk psikiyatristi. Bazı doktorları Hakkâri adı ürkütüyor maalesef. Bir gelip hastaneyi görseler; niye gelmeleri gerektiğini anlayacaklar. İmkânlar iyi, sağlık çalışanları için güvenlik sıkıntısı yok. Elinizi kıpırdatın, yaptığınız her şey fayda olarak dönüyor size. Bence bu bile buraya gelmek için önemli bir neden.

TERCÜMANLA TEDAVİ

Hastaların çoğu Türkçe anlasa da derdini anlatamıyor. Ama doktorlar sorun yaşamıyor çünkü hastanedeki görevlilerin çoğu Kürtçe biliyor.

50 GÜNDE 30 AMELİYAT

Dr. Oğuz Özel şehrin tek beyin cerrahı. Çoğu zaman günde iki saat uyuyabildiğini söylüyor. Poliklinikte günlük 80 hastaya bakıyor. 50 günde 30’a yakın ameliyat yaptığını ifade ediyor. Vatandaş onu ‘uzun saçlı doktor’ diye tanıyor. “Ama kimse garipsemiyor, küpe de taksam sorun olmaz” diyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!