Güncelleme Tarihi:
Haberlere göre ithal Huysuz Virjin Türkiye’deydi. Hal böyle olunca gercek adıyla Michael Lopez, yeni adıyla Andrea L’Amour sahne alınca Q Jazz Bar’ın müşterileri ortalığı karıştırdı. Çünkü Amerikalı Huysuz bizimkinden cok farklıydı. O aslında kıyafetleri, topuklu pabuclarıyla şık bir caz yorumcusuydu...
Esas adı Michael Antonio Lopez. Ama bu ismi kullanmayalı uzun zaman olmuş. Şimdiki adı Andrea L'Amour. ‘‘Transeksüel olmanın en güzel tarafı kendine bir isim verebilmen. En sevdiğin isme sahip oluyorsun. Bir dakika içinde. ’’ Amerikalı caz şarkıcısı Andrea bugünlerde istanbullu caz severlerin karşısında. Sadece caz söylemiyor. Bir çok popüler parçayı da dinleyebiliyorsunuz. Hatta istek parçalarına da sıcak bakıyor. ‘‘Benim uzun zamandır söylemediğim parçalar isteniyor bazen. Gündüzleri prova yapmak zorunda kalıyoruz ama şikayetçi değilim. İyi bir şey. İzleyici beğeniyor ki istiyor’’
Andrea, Amerika'nın güneyinde gayrı meşru bir çocuk olarak dünyaya gelir. Daha annesinin karnındayken dini bütün bir aile, ziyan olmasın diye onu evlat edinir. Doğar doğmaz da o aileye katılır. Çocukluğu kilise korosunda şarkı söyleyerek geçer. Lisede sesinin güzel olduğunu farkeden bir müzik hocası onu konservatuar sınavlarına sokar. Andrea, tabii o zamanlar daha Michael, sınavı kazanır ve şan eğitimi almaya başlar. ‘‘Bariton sesim vardı. Aslında iyi gidiyordu herşey. Ama alt sınıftan gelen bir çocuktum. Ve klasik müziği sevmem de sevdirmem de mümkün gelmedi bana. Bıraktım’’. Bu arada, bütün bu eğitim süreci devam ederken Michael diğer çocuklardan farklı olduğunu farketmeye başlar. ‘‘Ne erkek oyunları oynuyordum, ne de onlar gibi davranıyordum. Klasik bir hikayedir. Kızlarla oynamaktan, onlar gibi davranmaktan hoşlanıyordum. Erkek kimliğini üzerimde daha fazla taşıyamayacağıma karar verdim.’’ Michael kadın giysileri giymeye, gay kulüplerine gitmeye ve oralarda şarkı söylemeye başlar. Ancak ailesi bu değişikliği onaylamaz. ‘‘Sanmayın ki Amerika'da gay ve transeksüeller toplum tarafından kabul edilirler. Ne aileniz ne de toplum sizi bağrına basmaya meraklı değildir. Her yerde olduğu gibi orada da dışlanırsınız’’ Nitekim Michael da ailesi tarafından red edilir.
Ailesi tarafından red edilmek onu epey üzer. ‘‘Ve yapabileceğim en acayip şeyi yaptım. Askere yazıldım!’’ Tamamen erkek işi olan askerlik şaşırtıcı olmasına şaşırtıcı.. Ama Andrea, tahmin edemeyecekleri kadar çok gay var Amerikan ordusunda diyor. Ordu da bir yıl kalıyor. Bu arada gizli gizli gay kulüplerinde kadın kılığında sahneye çıkar. ‘‘Ordu zaman zaman gay kulüplerinde videoyla çekim yapar ve ordudan biri var mı orada diye kontrol eder. Benim sahneye çıktığım gece de yapmışlar. Ertesi gün videoyu izlerken tesadüfen bana sordular ‘bizden biri var mı’ diye. ‘Yok’ dedim ‘ama sahnedeki kız ne kadar hoş değil mi’. ‘Evet’ dediler ‘hoş gerçekten’. O bendim ve kimse farkına bile varmamıştı.’’
Sonra annesi hastalanır ve ‘‘ölmek üzereyim, her ne halde olursan ol yanıma gel’’ der. Onun üzerine orduyu bırakır, annesine bakmak üzere memleketine döner.
‘‘Annem artık beni kızı olarak kabul etmişti. Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu anlatamam. Hayat artık başlayabilirdi’’. Annesi çeşitli ameliyatlardan sonra iyileşir. Andrea, gay kulüplerinde düzenli olarak şarkıcılık yapmaya başlar. ‘‘Bir süre sonra ünleniyorsun. Hemen hemen bütün ülkeyi dolaştım. Fakat şu an Amerika'da popüler olan canlı müzik değil. Garip ama play back yapıyoruz. Buraya davet edildiğimde canlı söyleyeceksin dediklerinde heyecanlandım doğrusu. İyi olduğumu biliyorum ama tecrübe de önemli. Ama çok da mutlu oldum doğrusu’’.
Müşteriler olay çıkarttı!
Sahneye çıktığı zaman onun bir zamanlar erkek olduğunu düşünmenize imkan yok. Sadece uzun boylu, biraz toplu -ama zaten bütün zenci kadın şarkıcılar biraz toplu değil midir?- bir o kadar da seksi olduğunu düşünürsünüz. Onu izlemeye gittiğimiz gece, gazetelerdeki haberlere kanıp bir Huysuz Kabaresi bekleyen bir grup müşteri paralarının iade edilmesini istediler. Hayat bazen böyle işte. Neye niyet neye kısmet! Huysuzla tek benzerlikleri programın sonunda peruğunu sahnede çıkarması.
Taksici saldırıyor!
Andrea ilk defa geldiği İstanbul’a genel olarak bayılmış. Fakat misafirperverliğimizin klasik bölümünü göstermekte hiç gecikmemişiz: Geldiğinin ikinci günü bir taksicinin elle sarkıntılığına uğramış. ‘‘Öyle bir tokat attım ki, neye uğradığını şaşırdı.’’ diyor... Andrea normal hayatında oldukça ağırbaşlı, sapsade bir kadın. ‘‘Genelde kimse erkek olduğumu anlamaz. Sanırım aşırı makyajdan ve abartılı kadın hareketlerden kaçındığım için. Klas biri olmaya çalışıyorum. Klas bir transseksüel değil, klas bir insan.’’ diyor.