Amerika Serkan’ı keşfetti

North Caroline Üniversitesi’nde doktora tezine konu olmuşsunuz. Nasıl açıldınız Amerika’ya?
- Geçtiğimiz yıl, North Caroline Üniversitesi’nden akademisyen Bojana Kragulj benimle irtibata geçti. Türk stili klarnet çok ilgisini çekiyormuş, bu konuda birçok kaydı incelemiş. Benim hem performansçı hem de akademisyen olduğumu görünce, doktora tezinin benimle ilgili olmasına karar vermiş. Ağustos ayında buraya geldi, birçok kayıtta ve konserde beni izledi. Hazırladığı tezi mart ayında sunacak, ben de sunum sırasında orada hazır bulunacağım.

Bojana Kragulj buraya geldiğinde en çok neyle ilgilendi?
- Türk müziği çalma stillerini anlattım ona. Sol klarnet konusunda bol bol bilgi aldı.

Siz de eğitim hayatınıza Bakü Üniversitesi’nde devam ediyormuşsunuz. Neden doktora yapmak için bu okulu seçtiniz?
- İki nedeni var. Birincisi; bizim akademisyenlik yolunda attığımız adımlar, bazı sınavlardan geçmemizi gerektiriyor. Akademik yürüyüşte kalem kâğıda dayalı sınavlar var. Bu yüzden birçok arkadaşım mağdur olmuş durumda. Ben de bu noktada sıkıntı yaşadım. İkincisi; Azerbaycan’da klarnet çok yaygın ve iyi bir sistemleri var.

AZERBAYCAN’A GİTTİĞİMDE KLARNETÇİLER KARŞILIYOR

Sanıyorum orada size çok değer veriyorlar...
- Evet, öyle. Havalimanına gittiğimde klarnetçiler karşılamaya geliyor mesela. Sanatçıya büyük bir hürmetleri var.

Ne sıklıkla gidiyorsunuz Azerbaycan’a?
- Tez hazırlama aşamasında olduğum için, üç-dört ay arayla gidiyorum.

Film müzikleri yapıyorsunuz, albümler için çalıyorsunuz... Sizce neden bu kadar tercih ediliyorsunuz?
- Çalışmalarına doğru etki yapacağımı düşündükleri için tercih ediyorlar. Ben 20 yaşına kadar nota bilmeden çaldım. Sonra eğitimini almak istedim. Ben öğrendiğimde, etrafımda nota bilen kimse yoktu. Peki klarnet çalmak isteyen çocuklar ne yapacak diye düşündüm ve metot kitapları hazırladım. Sırf bu yüzden çoğu zaman konser paralarımı yurtdışındaki metot kitaplarına yatırdım. Bunları yaptıktan sonra, diğer meslektaşlarımla aramızdaki fark ortaya çıktı.
Konservatuvarlı olmak, ‘etiketli’ olmak gibi anlaşılır belki ama ben işimi zenginleştirdim. İnsanlar işlerini kiminle yapabileceklerini araştırdıkları zaman, genellikle doğru isme ulaşıyorlar.

Artık klarnet konusunda bütün oklar sizi mi gösteriyor?
- Hepsi olmasa bile, yüzde 50’si beni gösteriyor.

ATA’NIN KLARNET SEVDASI FİLMDEN ÖNCE BAŞLAMIŞ

Klarnet son günlerde pek meşhur. Ata Demirer de bir süredir elinden bırakmıyor.
- Klarnet, insan sesine çok yakın bir ses çıkardığı için insanlara cazip geliyor. Ata’nın klarnete olan sevdası “Eyyvah Eyvah” filmiyle başlamamış, onu da belirteyim. Okuldayken çaldığı enstrüman utmuş. Klarnet çalmayı çok istemiş ama almaya parası hiç yetmemiş. “Eyyvah Eyvah”taki Hüseyin Badem karakterinin klarnetçi olması bir tesadüf değil yani... Bu arada Ata benden önce babamla birlikte çalıştı.

Peki siz Hüseyin Badem’de gördüklerinizden memnun musunuz?
- Ben verdiklerimizin karşılığını gördüm. Sadece filmden ve tanıtımlardan bahsetmiyorum. Evde bir araya geldiğimizde de birlikte çalıyoruz. Ata’nın klarnet hakkında sorduğu sorular, öğrenmek istediği konular beni çoğu zaman şaşırtıyor. Ve aynı zamanda mutlu ediyor.

ATA DEMİRER, BABAMI TAKLİT EDİYOR

Ata Demirer’in babanızdan telefon numaranızı istediği, ancak alamadığı haberleri doğru mu?
- Doğru... Ata, bir gün babamla birlikte yemek yemiş. Onun benim babam olduğunu öğrenince de telefon numaramı istemiş. Ancak babam “Veremem” demiş. Ata nedenini sorunca da anlatmaya başlamış: “Kim olursan ol güzel kardeşim, yine de veremem. Çünkü Serkan’ın bu konuda bana büyük tembihi var. Ben bonkör davranıp herkese veriyordum numarasını, sonunda ‘Bir kişiye daha verirsen yeni telefon numarası alıp sana da söylemeyeceğim’ dedi.” Tabii sonunda dayanamamış, “Al ama benden aldığını söyleme” diyerek numarayı vermiş. Benim babam çok komik bir insandır. Ata’yla babam bir süre birlikte çalıştılar. Babamın bir “sol” deyişi var, Ata duyunca camdan çıkıyormuş neredeyse. Onu da kullandı filmde zaten. Hele babamın bir taklidini yapıyor, görseniz gülmekten yere düşersiniz.