Güncelleme Tarihi:
“Özgür bir adamım ben. Sadece amelelerle değil, fıstıklarla da uğraşıyorum. Onlara yeterince zaman ayırabiliyorum.”
Ot gibi yaşamıyorum
Oyuncu sevgilisi Petek Ertüre ile yollarını ayırdıktan sonra manken Katre Türkay’la görüntülenen Ali Ağaoğlu, yoğun bir çalışma temposuna sahip. Kendisine zaman ayıramadığını, hatta tatil yapmakta bile zorlandığını söyleyen ünlü işadamı, buna rağmen çapkınlık için bulduğunu söyledi: “Kendime zaman ayıramıyorum. Üç gün üst üste tatil yaptığımı bile pek hatırlamıyorum. Ot gibi de yaşamıyorum ama. Özgür bir adamım ben. Sadece amelelerle değil, fıstıklarla da uğraşıyorum. Onlara yeterince zaman ayırabiliyorum.”
Evliliğim sigortam
Ali Ağaoğlu, kağıt üzerinde evli olmasına rağmen sekiz yıldır eşinden ayrı yaşadığını da açıkladı: “Eşimle arkadaş gibiyiz. Boşanırsam beni kaparlar diye korkuyorum. Boş bırakmazlar beni, kandırırlar diye sigorta olarak evliliğimi devam ettiriyorum. Eşim gece hayatımı ilk dönemlerde kabullenmiyordu ama şimdi alıştı, bir şey demiyor.”
Lüks otomobil merakıyla bilinen Ali Ağaoğlu, “Çocukluğumdan bu yana araba tutkum var. Bentley, Lamborghini, Mercedes ve Jaguar’ım var” dedi.
O, Türkiye’nin en zengin işadamlarından biri. Gittiği her parti, aldığı her otomobil, helikopteriyle çıktığı her yolculuk basına haber malzemesi oluyor. Ağaoğlu şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, çapkınlığıyla da biliniyor ama aslında evli ve sekiz yıldır eşinden ayrı yaşıyor. Ağaoğlu, hakkında merak edilen her şeyi Kelebek’e anlattı.
İşinize tutkuyla bağlı olduğunuzu ve yoğun bir tempoda çalıştığınızı biliyoruz. Sosyal yaşantınız ve çocuklarınızla diyaloğunuz nasıl peki?
- Çok yoğun çalıştığım için sinema ve tiyatro gibi sosyal aktivitelere katılma fırsatı bulamıyorum. Oğlum Alican ve kızım Sena ile elimden geldiğince birlikte olmaya çalışıyorum. Oğlum 22, kızım 16 yaşında. Çocuklarım kendilerini çok iyi yetiştiriyor. “Babanın kızdığı şeyi değil, babanın üzüleceğini düşündüğün şeyi yapma” derdi babam. Bu sözü çocuklarıma da hep söylerim. ıkisi de istedikleri okulları okuyorlar, bitirdikten sonra umarım birlikte çalışırız. Onları iş hayatında görmek bana mutluluk verecek. Çocuk sahibi olduktan sonra, karşı cinse duyduğun aşk yerine, çocuklarına duyduğun aşk daha ağır basıyor. Bu bambaşka bir aşk. Özellikle kızlar babalarının en büyük aşkı oluyor, onların yeri ayrı.
2009 yılına ekonomik krizle girdik. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz durumu, nasıl atlatır Türkiye krizi?
- Krizden etkilenmemek mümkün değil ama Türkiye de krizlere alışık bir ülke. Türkiye’nin dünyaya entegre olan bir ekonomisi var. Tek şansı, belli aralıklarla bunları yaşadığı için krize bağışıklılığı olması. Dinamik bir nüfusu ve ekonomisi var. Bu kriz ortamında akıllı idare edip, doğru kararlar almak gerekiyor. Bu şekilde krizden çıkılabilir. Ama bununla ilgili özellikle iktidarda büyük bir istek görünmüyor.
Önümüzde yerel seçimler var. Kriz, seçimlerin sonuçlarını da etkiler mi sizce?
- Tabii ki! Neticede iktidarların yıpranmasına neden olan şey, ekonomik krizdir. ınsanların gelirlerinde düşme olduğu zaman, bu, seçimlere de yansır. şu anda alınması gereken acil kararlarda hükümet geç kalıyor. 40’ın üzerinde ülke önemli paketler açıkladı işadamlarının önünü açmak için ama Türkiye’de bununla ilgili bir iyileştirme kararı alınmadı. Bundan dolayı sıkıntı yaşanabilir.
Ağaoğlu şirketler Grubu bu sıkıntıyı ne ölçüde yaşıyor?
- 2008’i hedeflerimizin üzerinde bir sonuçla kapattık ama 2009 için çok iyimser değiliz. Satışa yönelik hedefimizi yüzde 40’a yakın azalttık. Yine de başlayacağımız projelerde bir erteleme düşünmüyoruz şu anda. Beş projeye başlamayı hedeflemiştik, başladık ve devam ediyoruz. Kriz var diye hepimiz oturup ağlarsak, kim iş yapacak? Burada sadece iktidara değil, muhalefetten işadamına kadar herkese büyük sorumluluklar düşüyor. Bugünlerde iş yapabilen ve üretebilenin kazanacağını düşünüyorum. Ben ülkemin potansiyeline, ekonomik gücüne güveniyorum.
“Artık bu işleri bırakıp hayatımı yaşamak istiyorum” dediğiniz zamanlar olmuyor mu hiç?
- (Gülüyor) Bir kere ben yeter artık çalıştığım diye düşünmüyorum! Ben Ofluyum, o ne Trabzon’a bağlı ne Ankara’ya, direkt Allah’a bağlı! 100 sene daha kontratım var benim, 100 sene daha devam edeceğim... Para için çalışmıyorum, başarmak için çalışıyorum. Benim için para amaç değil, araçtır. Türkiye, nüfusun yüzde 70’i 30 yaşın altında olan çok dinamik bir ülke. Genç nüfus bizim en büyük varlığımız. Bizim çok çalışmamız lazım ki, bu genç insanlara iş ve aş verelim. Ben kendimi 100 metre koşuya çıkan atlet gibi hissediyorum. Daha ayağımı başlama çizgisine yeni koydum ve bundan sonra daha iyi koşacağım. Durmak yok, yola devam...
EVLİLİĞİM SİGORTAM
İş dışında neler yapıyorsunuz? Bir gününüz nasıl geçiyor mesela?
- Güne erken başlıyorum, sabah 7’de kalkıyorum. Kahvaltımı yaptıktan sonra 8’de işimin başındayım. Cumartesi, pazar dahil her gün çalışıyorum. ışin durumuna göre 15-16 saat çalıştığım da oluyor. Bu kadar çalışan bir insanın nasıl özel hayatı olsun ki? Kendime zaman ayıramıyorum. Üç gün üst üste tatil yaptığımı pek hatırlamıyorum. Ot gibi de yaşamıyorum ama. Bekar bir adamım ben. Sadece amelelerle uğraşmıyorum, fıstıklarla da uğraşıyorum. Onlara yeterince zaman ayırabiliyorum.
Biz evli olduğunuzu sanıyorduk, boşandınız mı?
- Kağıt üzerinde evliyim ama sekiz senedir eşimle ayrıyız. Onunla arkadaş gibiyiz. Boşanırsam beni kaparlar diye korkuyorum. Boş bırakmazlar beni, kandırırlar diye sigorta olarak evliliğimi devam ettiriyorum.
Gece hayatını seven birisiniz, eşiniz bu duruma ne diyor?
- Biz eşimle artık arkadaş gibiyiz. ılk dönemlerde kabullenmiyordu ama şimdi alıştı, bir şey demiyor. Ayrıca gece dışarı çok az çıkıyorum. Çok fazla davet geliyor ama mecbur kalmadıkça katılmıyorum.
Bu evliliği bitirip yeniden evlenmeyi düşünmediniz mi hiç?
- şu anda öyle bir düşüncem yok. Benim gibi bir adamı kim çeker? Günde 16 saat çalışan bir adamı çekmek kolay değildir. Ben işimle evliyim.
Şimdi çok ünlü ve başarılı bir işadamısınız. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
- Karadeniz kökenli bir ailenin çocuğum. Ofluyum ama doğma büyüme ıstanbulluyum. Babam 1946 yılında ıstanbul’a gelmiş. ılkokulu Ümraniye’de bitirdim. Ortaokulu Moran Koleji’nde yatılı olarak okudum. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdim. Ben lise son sınıftayken babam kalp krizi geçirdi. Daha sonra beni okuldan alıp işin başına geçirdi. O zaman babam inşaat işiyle uğraşıyordu. Fabrikaları vardı, inşaat malzemelerinin tüccarlığını yapıyordu. Üniversite okumayı çok isterdim ama iş hayatına atılınca yoğunluktan fırsat bulamadım. Bugün olduğum noktaya bakınca, okumamakla daha iyi yapmışım.
İsminizi yaklaşık iki yıldır duyar olduk. Nasıl oldu bu?
- 1977 yılında babam iyileşti. Bir süre sonra onunla kuşak çatışması yaşadık. Ben de babamdan ayrılıp kendi işimin başına geçtim. 1981’de Anadolu Yakası’ndaki ilk 18 katlı binaları ben yaptım. Basın camiası bizi ‘My’ konseptiyle tanıyor. Ondan öncesinde binlerce konut, fabrika ve otel yaptım. ınşaat sektörünün mutfağından gelen biriyim. ıstanbul’un yapı stoğunu benden iyi bilen yoktur.
Lüks otomobil merakınız birçok kez basına haber oldu. Biz de herkes gibi otomobillerinizi merak ediyoruz. Kaç tane var?
- Güzel araba kullanmayı severim. Çocukluğumdan bu yana araba tutkum var. Bentley, Lamborghini, Mercedes ve Jaguar’ım var. Ben güzel olan her şeyi seviyorum. Gazeteciler beni hep arabalarla çekiyor ama bu ben istediğim için değil, onlar öyle istediği için.
Önce iş sonra aşk
İlişkileriniz çok merak ediliyor. Aşkı nasıl yaşarsınız?
- Onu bana değil karşı tarafa sormak lazım. Sevdiğim insana değer veriyorum. Ama işimin önüne kimseyi getirmem. Beni taşımak biraz zordur. ışimin önüne geçen tek şey çocuklarımdır.
Çapkın mısınız?
- Güzel olan her şeyden hoşlanıyorum.
Magazin gündemini takip ediyor musunuz?
- Kimse “Magazini takip ediyorum” demez ama herkes eder! Ben de günlük gazeteleri okuyorum. Özellikle Kelebek’i keyifle okuyorum. Hürriyet’in arka kapak güzeline ise muhakkak bakıyorum.
BEN HELİKOPTERİ 21 YILDIR KULLANIYORUM
Çok mu paranız var?
- Ben bunun hiç hesabını yapmadım ama başkaları yapıyor. Ben para için çalışmıyorum. Para için babamdan ayrıldığımda varlıklı bir ailenin çocuğuydum. Hiçbir şey almadan ayrıldım ve sıfırdan başladım. 1985 yılına kadar para için çalıştım. Yiyebileceğim kadar para kazandıktan sonra para için değil, başarmak için çalıştım. Başladığınız işi başarırsanız zaten devamı gelir.
Lüks otomobilleriniz var ama genellikle helikopterinizi kullanıyorsunuz. Neden?
- Günde 16 saat çalışıyorum, benim için zaman paradan daha kıymetli. Gideceğim yerlere pist yaptırdım. 3-4 yıldır değil 21 yıldır helikopter kullanıyorum.