Güncelleme Tarihi:
Türk Halk Müziği'nin emektar isimlerinden Burhan Çaçan, sanat yaşamının 17'nci yılını tamamlamak üzere. ‘Namussuz Ayrılık’ adlı son albümü ile de adından söz ettiren sanatçının özel hayatı hep gizlediği önemli bir ayrıntı oldu. Sekiz yıllık evliliğini, küçük oğullarını, aslında hiç inkar etmedi, ama her zaman gözlerden uzak tutmaya çabaladı. Meğer ailesini köşe bucak kaçırıp, kimselere göstermeyen Çaçan'ın en büyük korkusu ‘‘nazar’’mış...
‘‘Bu inanç meselesi. Sanki çok dışarılarda görününce göze geliyoruz. Büyük oğlumuz kaç defa hastalandı, bacakları yaralandı’’ diyerek nazar korkusunu anlatan Çaçan, yaşadığı sekiz yıllık mutluluğu her açıdan korumaya ve sahiplenmeye gönüllü. Ağrı'nın Berazi Aşireti'nin ağa oğlu olan Burhan Çaçan, yaşadığı yörelerin geleneklerini İstanbul'un renkli, karmaşık ve gürültülü sanat camiası içinde yok olmasına asla izin vermeyişinin gurununu taşıyor içinde. Bu yüzden evde içli köfteler yapılıyor, bu yüzden 20-25 aile aynı semtte oturuyor ve bu yüzden Burhan Çaçan evliliğini görücü usulüyle yaptı. ‘‘Hanım bizim karşıdaki evde oturuyordu. Babasıyla tanışmamız 15 sene öncedir. Fakat kader. Böyle bir şeye karar verildi. Evliliğimiz söz konusu oldu. Allaha çok şükür. Bugüne kadar üç günlük dünyadaki zamanımızı çoluk çocuğumuzla ve dostlarımızla hep birlikte geçiriyoruz‘‘ diyor Çaçan. Evlilik onun için kutsal bir kurum. Ciddi bir anlaşma. Ancak görücü usulü evlilik, bu düzenin sağlıklı işlemesi için engel değil. Onların törelerinde bir kızla bir hafta gezip onu ailesine geri teslim etmek olmaz. Huyunu suyunu sevdiği bir kızla evlenmiş olduğu için kendisini şanslı buluyor Çaçan ve ‘‘Görücü usulü bizim geleneklerimizde olan bir hadisedir. Bunu yaşıyorsan iyi bir olaydır, yaşamıyorsan değildir. Kız burda sen burdasın, birbirinizi gördünüz, beğendiniz mi beğendiniz. Tamam karar verilmiştir. Buyrun evliliğe’’ diyerek özetliyor yaşadığı evliliği.
Çocuklara şarkı yasağı
İyi ki çocuklar da var Çaçanlar'ın dünyasında. Zaman zaman ‘‘sert baba’’ tavrını ortaya koymuyor da değil Çaçan. Sözünü dinletmek, onlara iyi olanı öğretmek çok önemli çünkü. ‘‘Benden korkarlar. Zaten korkmazsa yarın beni döverler’’ diyor Çaçan. Onların oyunları, kavgaları, büyük oğlunun dersleri, yaramazlıkları bütün vaktini alıyor. ‘‘Çocuklar olunca hanımla kavga etmeye vakit olmuyor ki’’ diyerek espri yapan sanatçı, onların eğitimine büyük önem veriyor, ama birinin bile sanatçı olmasından çok korkuyor.
‘‘Allah sağlık verdiği müddetçe, ben çoçuklarımın başında olduğum sürece çocuklarıma sanatçılık diye bir konum düşünmüyorum. Böyle birşey de istemiyorum. Sanatçı olup piyasaya çıkan gençleri görüyoruz. Allah korusun. Para kazanmak için insan evladını ateşe atmaz’’ diyor Çaçan. Her kapıdan bir ‘‘sanatçı’’nın çıkması Çaçan'ı artık çok kızdırıyor. ‘‘Her şarkı okuyan sanatçı olur diye bir şey yoktur. Müziğin de kendisine göre bir şahsiyeti vardır. Artık her evde bir sanatçı var. Sese bakıyorsun sesi yok. Bir parça bulmuş o parçayla şarkıcı olmaya çalışıyor. Hele bu işin bir eğitimini görsünler. Karga sesleriyle çıkıyorlar ortaya vak vak vak. Bülbülleri susturmuşlar’’ diyerek tepkisini dile getiriyor. Artık
piyasaya çıkan yeni isimleri, bir sanatçı olarak Çaçan da takip edemediğini itiraf ediyor.
‘‘Lale çıkıyor, Fale çıkıyor. Kurban olduğum allahım. Birini çıkarıyorlar sonra ne isim vereceklerini de düşünüyorlar artık. O kadar çok isim var ki. Şimdi bir de yabancı isim olayı var. Mesela Rober. Türk isimleri bitti dışarıdan ithal ediyoruz’’ diyerek espri yapmaktan alamıyor kendisini. Bir dönem sadece Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Batı Müziği ve Arabesk dalları olduğunu hatırlatan sanatçı şimdi ‘‘Nedir özgün caz, pop alaturka, yok pop fantezi, ne bileyim fobi mobi müzik’’ diyor. Birbirinden ayırt edilemeyen bu komik isimli müzik türlerini protesto eden Çaçan, sonunda kendisi bir müzik türü ortaya koymaya karar veriyor ‘‘Benim müziğimin adı da Burhanizi olsun’’ diyor.