Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2005 00:00
Köpek’in en büyük artısı Erkan Petekkaya oldu. Daha önce Serseri, Aşkına Eşkiya ve Aynalı Tahir’de izlediğimiz Erkan Petekkaya, Köpek karakterinde çok başarılı bir performans sergiliyor.Dizide sert, vurdu mu deviren Petekkaya, gerçek hayatta ise eğlenceli, esprili, komik ve bir o kadar sempatikmiş.Kendisiyle tanışmadım ama çevresindekilerin söylediği hep bu ve benzeri şeyler.Hatta Osman Yağmurdereli de bunu bildiği için Petekkaya’nın programlara konuk olarak katılmasını istemiyor.İzleyicinin eğlenceli bir Petekkaya’yla tanışmasının, Köpek’in karizmasını çizeceğini düşünen Yağmurdereli, bu nedenle Petekkaya’yı canlı yayınlara göndermeye çok yanaşmıyor.Haksız da sayılmaz.Ancak bu durum bir yandan da Petekkaya’nın ne kadar güçlü bir oyuncu olduğunu gösteriyor.Normal hayatta canlandırdığı karakterin taban tabana zıttı olup, kamera karşısında Köpek’leşmek yabana atılacak bir iş değil.Belgesellerin ne kadarı yeni?Discovery Channel’de Sıra dışı Makineler adlı belgeseli izlerken aklıma bir soru takıldı.Bu tür kanallarda izlediğimiz dokümanterlerin yapım tarihi kaçtır?İzlediklerimizin ne kadarı yenidir, ne kadarı eski?Sıra dışı Makineler’de Uzay Mekiği’nin anlatıldığı son bölümü uzun süre yeni diye izledim. Baktım ki anlatıcı, ‘2000’lerde’, ‘Yeni yüzyılla birlikte’ diye ifadeler kullanıyor, anladım ki en erken 1999 yapımı belgesel. Kendimi kandırılmış gibi hissettim.Esma’nın güzelliğiBir İstanbul Masalı pazartesi gecesi son dönemin en iyi bölümüyle ekrana geldi.Özellikle Ahu Türkpençe güzelliğiyle izleyiciyi büyüledi.Arhan’ların malikánesinde verilen davette Selim ve Esma ARC’yi kurtarmak adına mutlu bir aile tablosu çizerken, Esma’nın Demir’le dansı kafalarda ‘acaba yeniden mi’ sorusu yarattı.Malûm daha önce dizinin finalinin Esma ve Demir’in yeniden birlikte olmasıyla noktalanacağını yazmıştım.Her ne kadar Demir, ‘Eski aşkları ne yaparlar, kırpıp kırpıp dostluk yaparlar’ dese de izleyicinin kafasındaki soru işaretlerini dağıtamadı.Ahu Türkpençe saçı, makyajı ve beyaz elbisesiyle dizinin başından beri belki de en güzel kareleri verdi.Tüm ekibi kutlamak gerek.İki tane Avrupa YakasıAtv, pazartesi gününden itibaren ana
haber bülteninin önünde Avrupa Yakası’nın tekrarlarını yayınlamaya başladı.Daha önce bu kuşakta Dadı’yı yayınlayan atv’nin Volkan-Aslı ikilisiyle haber öncesinde daha güçlü olacağı kesin.Peki bu durum dizinin daha hızlı tükenmesini sağlamayacak mı?İşte bu akşam iki Avrupa Yakası var ekranda.İlki haber öncesinde tekrar (17.30), ikincisi her çarşamba olduğu gibi yeni bölüm (20.00).Eski diziler reklam olur!Eski yabancı televizyon dizilerini reklamlara uyarlamak son moda oldu.Eti’nin Wanted reklamı için 70’lerin dizisi Starsky and Hutch’ı kullanmasını daha önce yazmıştım. Bu reklamdan sonra İdaş da tüketicilerinin karşısına 90’lı yılların başında yayınlanan sevimli uzaylı Alf’in baştan savma bir uyarlaması ile çıktı.Çirkin yaratığın adını da Şadi koymuşlar!Alf nerede, Şadi nerede?..Müşfik Kenter’in seslendirmesiyle hafızamızda özel bir yeri olan Alf’i böyle ‘Şadi-Madi’ türü karakterlerle zedelemeseniz olmaz mı?Son günlerdeki bir diğer uyarlama reklam da Ülker’in Golf ürününden. Dondurma karakteri Matrix filmini canlandırıyor.Yaratıcılık konusunda sadece yerli dizi senaristleri zorlanmıyor anlaşılan, reklam yazarları da aynı dertten muzdarip.KISA... KISA... KISA...KISA... KISA... KISA...BEYAZ’A TOKAT Beyaz’ın her hafta bir kente canlı bağlanıp seyircilerden ışıklarını açıp kapamasını istemesi çok eğlenceli. Son hafta Tokat’a bağlandı. Sadece üç-beş evin ışıklarını söndürdüğünü görünce de ‘Bu da bize tokat oldu’ dedi. Espri üzerine espri yaptı konu üzerine. En zor durumun bile komiğini bulması Beyaz’ın en büyük sihiri bu galiba.ÇOK ÖNEMLİ! Nedim Saban, Dr. Stress’in son bölümünde ‘Sumocular Kırkpınar’da pehlivanlarla güreşsin mi, güreşmesin mi’ konusunu tartıştı. Allah’ını seversen Nedim, bir cuma gecesi ekranda uzun uzun tartışmak için fazla gereksiz ve zorlama bir konu değil mi? Bizim bildiğimiz Dr. Stress, daha geniş kitleleri ilgilendiren konuları seçer!BU NASIL UNPLUGGED? E Vision’da Haluk Levent’in ‘unplugged’ konserinin tekrarına rastladım gecenin bir yarısı. Adı üzerinde; ‘unplugged’. Yani elektrogitarın olmadığı, akustik enstrümanların kullanıldığı konserler. Ama baktım da, programın ismine inat, Haluk Levent’in gitaristi elktroyla solo atıyordu.BİRİLERİ ÖLECEK Mİ? Dün akşam ilk bölümü yayınlanan Survivor’ın günlerdir dönen tanıtımında ‘Hayatta kalan kim olacak?’ diye bir yazı var. Nasıl yani, diğerleri ölecek mi? ‘Ayakta kalan kim olacak’ dense daha doğru değil mi? Tanıtımı böyleydi, programın kendisini de yarın yazarız artık.
button