Oluşturulma Tarihi: Kasım 19, 2004 00:31
Gişe rekortmeni olması beklenen G.O.R.A’nın korkusundan geçtiğimiz hafta iki, bu hafta ise sadece üç film vizyona girdi. Bugün vizyona giren filmlerden biri, seyircisi garanti olduğu düşünülen ‘Köy.’ Bir süre önce Altıncı His ile Amerikan sinemasında korku filmlerine yeni bir soluk getiren Hint asıllı ABD’li yönetmen Night Shyamalan’ın son filmi bu.
Köy, 19. yüzyıl sonlarında Pennsylvania’nın küçük bir köyünde geçiyor. Dış dünyadan kendisini soyutlayarak yaşayan halk, köyü çevreleyen ormanda yaratıkların yaşadığına inanmaktadır. Bu yaratıklar, adeta tüm kasabayı sınırları içerisine hapsetmiştir. Kimse ormanın içine girememektedir. Hatta küçük bir çocuk kendisini iyileştirecek ilaç şehirden getirilemediği için hayatını kaybeder.
Filmde William Hurt, Sigourney Weaver gibi deneyimli oyuncuların yanı sıra, Piyanist ile Oscar kazanan genç kuşak oyunculardan Adrien Brody, Joaquin Phoenix ve sürpriz başrol oyuncusu Bryce Dallas Howard (Usta yönetmen Ron Howard’ın kızı) rol alıyor. Filmin görüntü yönetmeni, Coen kardeşlerin yapımlarıyla adını duyuran Roger Deakins.
Altıncı His ile yıldızı parlayan, ancak Ölümsüz ve İşaretler filmlerinde aynı başarıyı yakalayamayan M. Night Shyamalan, yine gizemli bir gerilimle karşımızda. ‘Şu ana kadar tek bir korku filmi bile çektiğimi düşünmüyorum’ dese de Shyamalan gibi yetenekli bir ismin ısrarla gerilimi tercih etmesi yönetmenin en çok eleştirildiği konulardan birisi. Bir diğer eleştiri konusu ise az çok sinemaya bulaşmış her izleyicinin bir M. Night Shyamalan filminde kendisini sürpriz bir finalin beklediğini çok iyi biliyor olması. Başlarda avantaj gibi gözüken bu durum aslında Shyamalan için artık bir handikaba dönüşmeye başladı. İzleyici filmin sonunda yönetmen tarafından ters köşeye yatırılacağını çok iyi biliyor ve filmi o gözle izliyor. Köy’deki en büyük eleştiri de tahmin edilen finalin ortaya çıkması. Hatta filmin finali birçok eleştirmen tarafından ti’ye alındı. 60 milyon dolara çekilen ve ABD’de 100 milyon dolar hasılat elde eden Köy kötü eleştiriler alsa da sonuçta Shyamalan gibi marka olmuş bir yönetmenin imzasını taşıyor. Filmin bir değer özelliği ise 11 Eylül saldırılarından sonra ABD’de yükselişe geçen milliyetçi duyguların etkisi ile yaratılan ‘Korku İmparatorluğu’nun sorgulanması. Tercih her zamanki gibi size kalıyor.
Bush’tan da en az teröristler kadar bıktım Bu ay Sinema dergisinde de yayınlanan, Johannes Bonke’a verdiği röportajında Shyamalan, şu açıklamada bulunuyor:
Bizler de sette bu konu üzerine çokça konuştuk. Bu filmdeki metaforlar üzerine çok şey söyleyebilirim ama hikayemin büyük kısmını açık etmiş olurum. Dolayısıyla sadece şu kadarını söyleyeyim. Bush’tan da en az teröristlerden olduğu kadar bıktım. Her iki taraftan da kimseye inanmıyorum.
İlk bomba düşer düşmez, tasımı tarağımı toplar ve ülkeyi terk ederim. Kendi inançları veya ‘kutsal ülkeleri’ için hem kendilerinin hem de vatandaşlarının hayatını riske atan insanlar için sadece deli diyebilirim. Hatta Köy’de yarattığım karakterlerden bile daha deliler. Olabilecek her şeyi haklı çıkartmak için de şeytani bir din uydurabilirsiniz. Bazı insanlar inançlarını ailelerinin üzerinde tutuyorlar.
KORKU / KÖY
The Village
Yön: M. Night Shyamalan
Oyn: Bryce Dallas Howard, Joaquin Phoenix, Adrien Brody
İspanyollar Carmen’i yine sinemaya uyarladıFransız yazar Prosper Merimee’nin romanından esinlenerek Georges Bizet’nin bestelediği ünlü Carmen operası, bir sinema uyarlaması olarak yine karşımızda. Ünlü besteci Brahms’ın çok beğenip tam 21 kez izlediği, hatta Nietzsche’nin Sevinçli Bilim’i yazmasına esin kaynağı olduğu iddia edilen ünlü Carmen operası, 1875’te Fransa’da sahnelendiğinde çok büyük tepki almıştı. Nedeni ise Carmen’in opera gibi aristokrat sınıfa seslenen bir sanat olayında gündelik yaşamdan, hele hele bir çingenenin bol ihtiraslı aşk maceralarından besleniyor olmasıydı. İspanyollar, kendilerini konu alan bu romanı ve operayı daha sonra çok işlediler. Bu filmden önceki en dikkate değer Carmen uyarlaması, Carlos Saura’nın aynı adlı filmiydi.
Bugün vizyona giren filmin yönetmeni ise tam 80 yaşında ve hálá
film çekiyor. Cambio de Sexo (1977), Celos (1999) filmleriyle tanınan İspanyol yönetmen Vicente Aranda’nın bundan önceki filmi Juana la Loca (Deli Juana) Türkiye’de de gösterilmişti. Aranda, Carmen filminde ülkesinde genç kuşağın önde gelen isimlerinden Paz Vega (Lucia, Konuş Onunla) ve Leonardo Sbaraglia’yı (Sınırsız Renk, Ütopya) başrolde oynatmış. Orijinal romanın yazarı Fransız Prosper Merimee’ye karakterleri arasında yer veren ve klasik öyküye farklı açılardan yaklaşan filmin konusu kısaca şöyle:
Bir Fransız yazar ve araştırmacı olan Prospero Merimee (Jay Benedict) İspanyol askeri olmasına karşın kanun dışı işlere bulaşmış olan Jose (Leonardo Sbaraglia) ile tanışır. Merimee’nin İspanya’da tanıştığı ikinci kişi ise onu baştan çıkaran, damarlarındaki kanın bile farklı atmasını sağlayan güzeller güzeli bir çingene kızı olan Carmen’dir (Paz Vega). Merimee’nin falına bakmak için onu kandırır ve evine götürür. Parası için Merimee’yi öldürmeye çalıştığı bir anda Jose kapıdan girip Carmen’in bütün planlarını altüst eder.
En İyi Kostüm dalında Goya ödülü kazanan Carmen, internet dünyasının en kapsamlı sinema sitesi imdb kullanıcılarından 10 üzerinden 6.5 aldı. Film, öncelikle edebiyat uyarlamalarından hoşlananlara sesleniyor.
DRAM / CARMEN
Carmen
Yön: Vicente Aranda
Oyn: Paz Vega, Leonardo Sbaraglia, Jay Benedict
Paris’te aşk ve savaşBulutların Üzerinde, 1930 ve 1940’lı yılların İngiltere ve Fransa’sında geçen bir dönem filmi. Burslu okuyan İrlandalı Guy Malyon, zengin bir aileden gelen yarı Amerikalı yarı Fransız Gilda Besse ve İspanyol iç savaşından kaçan Mia arasında yaşanan aşk ve dostluğu konu alıyor.
Amerikalı moda fotoğrafçısı Gilda, İspanyol iç savaşından kaçan mülteci Mia ve İrlandalı öğretmen Guy, Paris’te aynı evi paylaşmaktadır. II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Paris, Nazi işgali altında kalır. Mia ve Guy, faşizme karşı savaşmak için harekete geçer ama Gilda Paris’te kalmayı tercih eder.
Canavar’la Oscar kazanan Charlize Theron, Annem Hakkında Herşey, Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini, Vanilla Sky filmleri ile adından söz ettiren Penelope Cruz ve Muhteşem Kahramanlar’dan tanıdığımız Stuart Townsend başrollerde. Filmin kamera arkası da önemli isimlerden oluşuyor: Büyük Bela ve Felicia’nın Yolculuğu filmleriyle yıldızı parlayan Paul Sarossy görüntü yönetmenliğini üstlenmiş. Kurgu, James Bond serisinden Yarın Asla Ölmez’de de çalışan Dominique Fortin’in imzasını taşıyor. Yapım tasarımında ise Yıldız Savaşları 2’den hatırlayacağınız Jonathan Lee görev almış. Tüm bunlara rağmen Bulutların Üzerinde, imdb kullanıcılarından 10 üzerinden 5.3 aldı.
DRAM / BULUTLARIN ÜZERİNDE
Head in The Clouds
Yön: John Duigan
Oyn: Charlize Theron, Penelope Cruz, Stuart Townsend, Thomas Kretschmann