Altın Portakal onlara emanet

TÜRSAK Vakfı olarak, geçen yıldan bu yana Antalya Altın Portakal Film Festival ve Uluslararası Avrasya için canla başla çalışıyorsunuz. Sizce festival şu anda nerede duruyor?

- Geçen yıl ülkemizden mutlu ayrılanların bizden övgüyle bahsetmeleri ve Cannes’da stand açmamızın çok faydası oldu. Şu anda uluslararası arenada adımızdan saygı ve övgüyle bahsediyorlar.

n Bu yıl ilki gerçekleşecek olan Avrasya Film Market de devrede olacağına göre Antalya’ya gelen gidenlerin sayısı artacak. Nasıl bir organizasyon planlıyorsunuz?

- Konuklarımız Hillside Su, Falez, Sheraton ve Rixos’daki villalarda kalacaklar. Hillside Su bütün kapılarını açtı bize. Orada 3 bin metrekarelik alanda film marketimiz olacak.

n Festivalin en önemli ve en çok tartışılan unsurlarından biri de jüri. Siz jürinizi nasıl oluşturursunuz?

- Jüriyi, böyle bir festivalde jüri üyeliği yapabilecek sinema bilgisi olan sanatçılardan kuruyoruz. Cannes, Berlin nasıl seçiyorsa, biz de aynı yöntemleri uyguluyoruz.

JÜRİDE GENÇLER DE OLMALI

n Bu yıl jüri için ilk eleştiri Hülya Avşar’dan geldi; "Beni istediler, kabul ettim. Öteki üyelerin kimler olduğu açıklandıktan sonra jüriden çıktım. İki film yapmış insanı da jüriye koymuşlar" dedi. Peki siz ne diyorsunuz?

- Ben genç insanların da jüride yer almasından yanayım. Jüride genç bakışı temsil edenlere de ihtiyaç var. Bu da bir denge unsurudur sonuçta. Çok bilgili insanların olduğu yerde fazla derin tartışmalar olur, dünyanın merkezine inilir. O da çok doğru olmaz. Bu yıl Cannes’da da Zhang Ziyi jüri üyesiydi. Yaşının kaç olduğunu hepimiz biliyoruz. Geçmişine baktığımızda doğru dürüst sadece dört filmi var. Cannes gibi dünyanın bir numaralı bir festivali, Zhang Ziyi’yi Wong Kar Wai, Tim Roth, Morgan Freeman ve Monica Belluci’nin yanına oturtuyorsa, bıraksınlar biz de genç oyuncularımıza o koltuğu fazla görmeyelim.

n Demet Akbağ’ın uluslararası jüride olacağı doğru mu?

- Henüz kesinleşmiş bir isim yok. Ama o jüride en azından bir-iki Türk isim olmasını istiyoruz.

n Bütçenizi ve para ödüllerinizi bu yıl daha da arttırdınız. Bu bazı çevrelerde rahatsızlık yarattı.

- Böyle bir şey olabilir mi? Yurtdışında Cannes, Berlin Film Festivalleri’ni kıskanan oluyor mu hiç? Böyle kıskançlıklar Türkiye’yi yerinde saydırır. Burası TÜRSAK, biz Türkiye Sinema Vakfı’yız. Ben kendi bütçem içinden para ayırıyorum Antalya için. Hálá da sponsor peşinde koşuyorum.

n Şimdilik kimler sponsor?

Real hipermarketler zinciri ana sponsorumuz. Diğer üç önemli sponsorumuz Dijitürk, Beko ve Hürriyet Gazetesi. Kodak görüntü yönetmenine 100 kutu film verecek, ki bu 25 bin dolara denk geliyor. Kodak’ın Cannes’dan sonra verdiği en büyük destekmiş. Tüm bu destekler Türk sineması için.

n Kapanış gecesi bir yanda ödül, diğer yanda Morgan Freeman, Salma Hayek heyecanı olacak. Aspendos’ta nasıl bir gece izleyeceğiz?

- Aspendos’a yine hayran kalacağımız bir organizasyon planlıyoruz. Sahneye iki ayrı yoldan gelinecek ve Oscar’vari bir sunum olacak. Aspendos 15 bin kişilik bir yer olduğu için bu konuda Antalya’nın özel bir yeri var zaten. Locarno Film Festivali kapanışı 7 bin kişiyle yapıyor diye övünüyordu, şimdi biz 15 bin kişi ve muhteşem bir atmosfer dediğimizde herkes şöyle bir duruyor. Üstelik tarihi bir mekanda yapıyoruz bunu. Gelip gören, sonunda da Aspendos Antik Tiyatrosu’ndaki müthiş kapanışı yaşayan herkes bu festivale ve ülkemize hayran kalacak.

Partiler unutulmadı

Geçen yıl Altın Portakal, partileriyle de çok konuşulmuştu. Bu yıl gelenek bozulmayacak gibi.

İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions

İlhan Erşahin, Alp Sönmez (bas), Turgut Bekoğlu (davul), İzzet Kızıl’dan (perküsyon) oluşan İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions, Avrasya Film Market Digitürk partisinde sahneye çıkacak.

Forro in the Dark

Perküsyon ağırlıklı kurulan ve geleneksel motiflerin üzerine kendi kıvrak ritimlerini, beste ve sözlerini ekleyen Forro in the Dark, Hillside Su Real partisinde sahne alacak.