Kültürazzi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 23, 2010 11:28
Geçen yıl festival için afiş hazırlaması istenen Selçuk Demirel’in çalışmaları elinde kaldı çünkü yetkililer bir anda ortadan kayboldu
En önemli ve köklü
sinema festivalimiz
Antalya Altın Portakal’ın bu yıl 9-14 Ekim tarihleri arasında 47’ncisi yapılacak. Ayrıntıları şimdiden basın toplantılarıyla duyurulmaya başlandı. Ne tesadüf değil mi, bu yıl 47
film başvurmuş yarışmaya mesela.
Bunlar güzel şeyler, ama ben size pek de güzel olmayan bir olay anlatacağım festivalle ilgili.
Geçen yıl seçimi kazandıktan sonra ilk kez festivali düzenleyen
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, gösterişli açılışlara, Hollywood’dan getirilen starlara falan “Hayır” demiş, gerekçe olarak da astronomik bütçeyi göstermişti. Ve rotayı eskiden olduğu gibi Yeşilçam’a çevirdi. TÜRSAK partnerlikten çekildi, sanat yönetmenliği de Vecdi Sayar’a teslim edildi.
İşte tam da o sıralarda Vecdi Sayar, Uluslararası
Aydın Doğan Karikatür Yarışması’nın jürisinde bulunan ve
Antalya’daki jüri toplantısına katılan ünlü çizer Selçuk Demirel’e bir teklifte bulunur. O yılın
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin afişlerini hazırlamasını ister. Demirel de teklifi ilke olarak kabul ettiğini ancak bunun yazılı bir şekilde resmiyete dökülmesi gerektiğini söyler.
Sayar hemen Başkan’la görüşür ve Demirel’e afişlerin onun tarafından yapılmasının kabul edildiğini bildirir. Selçuk Demirel, Paris’e dönünce işe koyulur ve birkaç taslak hazırlar. Sözleşme gelmese de Sayar’la sık sık e-mail aracılığıyla yazışmaları devam eder. Sonunda Demirel sekiz adet afiş tasarlayıp Vecdi Sayar’a gönderir. Bunlar Başkan Akaydın’a gösterilir ve iki tanesi beğenilir. Selçuk Demirel sözleşmesini ve gönderdiği faturaların ödenmesini beklerken aldığı cevap, geçen yılın
Altın Portakal Film Festivali afişinin son anda Akaydın’ın
seçim çalışmalarını yürüten ajansa verildiği bilgisidir. Ve elinde hazır sekiz adet festival afişiyle kala kalır. O günden beri
Antalya Kültür Sanat Vakfı’na ve Belediye Başkanı’na ne kadar ulaşmaya çalışsa da, Vecdi Sayar ile yaptıkları yazışmaları gönderse de bir türlü sonuç alamaz. Zaten Vecdi Sayar da bir yılın ardından bu görevden alınır.
Evet, şimdi yeni bir festival zamanı. Selçuk Demirel’in afişleri de hazır duruyor. Belki bu yıl onlar kullanılır ve bir sanatçının emeği böylece çöpe gitmemiş olur.
MADRA’NIN TEPKİSİNİN GERÇEK NEDENİ NE?Habertürk’te yeni bir sanat programı başladı. Adı ‘Skala’. NTV’nin ‘Gece Gündüz’ü ve CNN Türk’ün ‘Afiş’i gibi. Bedia Ceylan Güzelce’nin sunduğu programın 17 Ağustos tarihindeki konuğu küratör Beral Madra idi.
İstanbul Avrupa Kültür Başkenti 2010 Ajansı’nın Görsel Sanatlar Yönetmeni olarak soruları yanıtlıyordu. Söz geldi Tophane’de açılan Body Worlds sergisine. Kendisi avangart, yenilikçi, her türlü tabuya karşı çıkan bir disiplinin önde gelen temsilcilerinden.
Body Worlds sergisini daha önce yurtdışında da gördüğünü ama gezemediğini söylüyor. Kadavraların özel bir yöntemle plastikleştirilmesinden oluşuyor sergi. Herkesin midesi kaldırmaz, ben de gezememiştim.
Ancak Madra sergiye Türkiye’de tepki gösterilmemesine nasıl da hayret ettiğini anlattı. Hele, dini açıdan bakanların sergiyi insan gövdesine saygısızlık olarak gördüğünü ve “Ölü insanın yeri toprağın altıdır” dediğini duyunca kulaklarıma inanamadım.
Benim anlamadığım, Madra gibi adının önünde küratör titri olan birinin, bir işi eleştirirken dini referans alması... Body Worlds sergisinin tam karşısında açtıkları Sanat Limanı’na kimsenin ilgi göstermemesi olabilir mi acaba bu tepkinin nedeni?