Güncelleme Tarihi:
Erkeklerin gözünü korkutmak istiyoruz
BELÇİM BİLGİN (EYLEM)
Senaryoyu okuyunca şiddet gören kadınların hikayesinin bir parçası olmayı çok istedim. Eylem, evlenmek üzereyken terk edilmiş bir psikolog. Apartmandaki kadınlarla dost olunca içinden aktivist bir kadın çıkıyor. Film kara mizah yönünden kadın sorunlarına bakma fırsatı veriyor. Ama kadın şiddetine ‘dur’ diyecek tarzda bir film olarak da algılanmamalı. Sadece erkeklerin gözünü korkutmak istiyoruz. Bir gün kadınların sabırları taşarsa, neler olabilir göstermek istedik. Kadın cinayetleri sürekli artıyor. Yasalar erkeklerden yana. Ciddi önlemler gerekiyor. Çok sayıda kadın şiddete maruz kalıyor.
Annelerin suçu var
NİHAL YALÇIN (GONCAGÜL)
Filmde kadının ikinci sınıf vatandaş olduğuna dikkat çekiliyor. Eğlenceli ve ters köşe bir film. Kadın filmi de olabilir aşk filmi de... Senaryoyu okuduğumda, bunu yapmam lazım dedim. Pavyon şarkıcısıyken evli sevgilim beni işten çıkarıp eve kapatıyor ve altı yıl evleneceğiz diye oyalıyor. Ülkemizin kanayan yarası şiddeti yaratanlar arasında kadınların da suçu var. Çünkü bu adamları yetiştiren de anneleri. Birçok kadın da yediği dayağı hak ettiğini düşünüyor.
Büyük bir kara sorun
ASUMAN DABAK (FÜSUN)
Bir kuaförü canlandırıyorum. Senaryoyu çok beğendim ve zevkle oynadım. Altı kadın sanatçı kadın sorunlarını anlatığı için de müthiş uyum sağladık. Tam bir kadın dayanışması oldu. Bu, hayatta tutunamayan kadınların hikayesi aslında. Tutunamayan kadınlar şiddete daha fazla maruz kalıyor. Kadın, savcılığa can güvenliğim yok diyor. Savcılık koruma altına almadan gönderiyor. Çıkışta kocası öldürüyor. Bu kadınların sığınacak hiçbir yeri yok. Bu, gerçekten de büyük
bir kara sorun. Ülkemiz bu konuda çaresiz.
Üç nesil sonra çözülür
AYTEN SOYKÖK (GÜLNUR)
Gülnur, çocuklarıyla ortada kalmış, sokakta kalmamak için işkenceye katlanıyor. Çocukları için dayaklara katlanıyor ama çocuklara el kalktığında panter kesiliyor. Kadının çocuğunu korumak için ne kadar vahşileştiğini, gizlediği gücünü ortaya çıkardığını gösteren bir rol. Böyle kadınlar çok. Çalışmayan, üretmeyen kadın, mecbur kalıyor bunlara katlanmaya. Bu sorun Türkiye’de üç nesil sonra çözülür.
Dertleştiklerinde fark ediyorlar
DAMLA SÖNMEZ (TÜLAY)
24 yaşındayım ama 16 yaşında bir manikürcüyü oynuyorum. Filmde annem şiddet görüyor. Karakterim dünyayla barışık ve teknolojiyi iyi kullanıyor ama annesi ve üvey babası arasındaki durumu çözemiyor. Filmde kadına şiddete farklı bir yönden yaklaşıldı. Çoğu kadın şiddet görüyor ama bunun farkında değil. Birbirleriyle dertleştiklerinde bu durumun farkına varabiliyorlar.
Ermenilere armağan olsun
DEMET AKBAĞ (VARTANUŞ)
Hayatını yatalak babasına adamış karakterim. Bir sahnede arkadaşlarına eski İstanbul şarkısı ‘Aman Ağavni’yi Ermenice seslendiriyorum. Ermeni aksanı için müzisyen Sezar Avedikyan’dan ders alarak hazırlandım. Bu şarkı çok sevdiğim Ermeni dostlarıma armağan olsun.
BABA-OĞUL ORTAK YAPIMI
6 Ocak’ta gösterime girecek filmin senaryosunu Barış Pirhasan yazdı, yönetmenliğiniyse oğlu Yusuf Pirhasan yaptı. Filmin erkek oyuncuları da Yavuz
Bingöl, Ahmet Mümtaz Taylan ve Mete Horozoğlu. Kadınların aile içinde gördükleri şiddeti de kah güldürerek kah ağlatarak anlatan film Dolapdere’de bir apartmanda altı haftada çekildi.