Ezgi BAŞARAN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2005 00:03
Serdar Somuncu (37) İstanbul’da doğdu, 2 yaşında apar topar Almanya’ya gitti. Babası çöpçülük yapıyordu, annesi ev kadınıydı. O kendine meslek olarak tiyatroyu seçti. Sahnelediği oyunlarla Almanları şaşırtıyor, mümkünse aydınlatıyor, en çok da kafalarını karıştırıyor. Çünkü Almanlara Hitler’i ve Nazizmi anlatıyor.
6 senede 1500 kere sahnede Hitler’in Kavgam kitabını okudu. Peki pardon, bu kitap Almanya’da yasak değil miydi? Somuncu bir yolunu buldu. Sonra Nazilerin meşhur Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in 1943’te Berlin’de ‘Toptan savaş ister misiniz?’ dediği ünlü konuşmanın metnini sahneye taşıdı. Ama durun bir dakika, Almanlara Nazilerin ne olduğunu anlatacak başka adam kalmamış mıydı? Somuncu’ya göre Almanlar bu konuda bilgisizdi. Başka adam hakikaten yoktu. Somuncu’yla tiyatroyu, Nazileri ve Almanya’da Türk olmanın bugünkü karşılığını konuştuk.
Tiyatro ve müzik okumanız evde nasıl karşılanmıştı? Para kazandıran bir şeyler okusana demediler mi?
- Çok erken ne yapmak istediğimi biliyordum. Müzik okuyacaktım. Fakat Hollanda’daki konservatuvara gidip gelirken yola çok para gidiyordu. Her gün otostop yapamazdım. Yol parasını çıkarmak için orada burada tiyatro oynamaya başladım. Annem babam beni liseye gidiyor zannediyordu. Halbuki liseyi bırakıp, müzik okuluna başlayalı çok olmuştu. Sonra bir gün liseden eve ‘Oğlunuz okula hiç gelmiyor’ diye mektup geldi. ‘Nasıl istiyorsan öyle yap’ dediler, sağolsunlar.
1996’da Hitler’in Kavgam’ını sahnede okumaya başladınız. Nereden çıktı bu?
-Sahi neden kalkıştım bu işe? 16 yaşındaydım ve elime Mein Kampf geçti. 1.49 Mark’a eskiciden satın almıştım. Sonra bir gün bunu tiyatro gibi okusam çok ilginç olur diye düşündüm.
Almanya’da Kavgam’ı satmak ve okumak yasak değil mi?
-Evet, Almanya, Hollanda, Avusturya ve İsviçre’de yasak. Ama garip bir yasak bu. Çünkü kitabın tamamını okumak yasak ama bölüm bölüm okumak yasak değil. Ben de sahnede 850 sayfalık kitabın toplasan 35 sayfasını okuyorumdur. İlk başta birkaç kere yapar bitiririm diye düşünüyordum. 6 senede 1500 oyun oynadım, hiç bu kadar ilgi beklemiyordum.
İlginin sebebi yasak bir şeye meydan okumanız mı, bir Türk olarak Kavgam’ı yorumlamanız mıydı sizce?
-Türk olmam ilgi çekti ama yasağın gülünçlüğünü göstermem de önemliydi. Çünkü mesela bu kitabı evde bulundurabiliyorsun ama satamıyorsun. Bu yasak Almanlar için Hitler’in hálá hassasiyetini koruduğunun bir göstergesi. Aşırı sağ eğilimlere karşı bir şey yapmak isteniyorsa, şu anda Almanya’da Kavgam’dan çok daha tehlikeli kitap ve gazeteler var. Ama Kavgam bir sembol. Almanya’nın tarihten ders aldığını gösteriyor. Galiba.
Nasıl okuyorsunuz sahnede bu kitabı?
-Hitler’in karakterine bürünüyorum okurken. Birkaç sayfa okuyup, aralarda Hitler’in aslında ne demek istediğini anlatıyorum. Seçtiğim bölümler kronolojik ama öyle düzgün bir kitap değil bu. Bir anda öyle saçma bir cümle çıkıyor ki karşınıza! Saçmalığı anlamlı bir şekilde izleyiciye aktarmak zamanımı aldı. Hitler’in doğumundan partiye girişine kadar bir çizgi çektim. Bütün oyunlar da aynı değil, çok doğaçlama yapıyorum ve seçtiğim bölümleri değiştiriyorum. Ama zaten şu anda bu oyunu bıraktım, başka oyunlar oynuyorum.
Oyunu ilk sahneye koyduğunuzda Alman Hükümeti’nden ne tepki aldınız?
-Kitabın hakları Bavyera hükümetinde. 1999’da bana ‘Bu kitap yasaktır. Siz niye okuyorsunuz’ diye mektup gönderdiler. Ben de ‘İlgimi çekiyor, Nazi değilim, bu kitaptan niye korkmamız gerektiğini bana kanıtlarsanız okumam ama o zamana kadar okuyacağım’ dedim. Bir temsilci gelip oyunumu izledi. Sakıncalı görmediler, devam etmeme izin verdiler. Resmi iznim var yani.
Tehdit aldınız mı hiç?
-Hem sağcılardan hem de solculardan tehdit aldım. İki taraf da ilk defa bir konuda anlaşmıştı: Eğer bu oyunu oynamaya devam edersem ölmeliydim.
Dalga geçtiğinize göre pek umursamadınız tehditleri?
-Umursamadım diyelim. Ama Doğu Almanya’da turnedeyken oyun çıkışı sokaklar boş, karanlık. Korkuyordum yürümekten tek başıma. Bir tek orada sorguladım ne yapıyorum, enayi miyim bunlarla uğraşıyorum diye. Ama yendim bu duyguları.
Bayağı yenmişsiniz ki başka bir Nazi’nin, Goebbels’in 18 Şubat 1943’te Berlin Sportpalas’ta yaptığı konuşmayı sahnede okumaya başladınız. Bu eski metinlerde kimsenin bulamadığı bir şey mi buluyorsunuz Nazizmle ilgili?
-Kavgam’ın ve Goebbels’in konuşmasının okunup incelendiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. En azından Almanya’da değil. Goebbels yasak falan da değil. Yine de Almanlar bunları bilmez. Kavgam’ı son 50 senede taş çatlasa 100 bin kişi okumuştur Almanya’da. Goebbels’in Sportpalas konuşmasından ise ‘Toptan savaş ister misiniz?’ cümlesi dışında hiçbir şey bilinmiyor. Bugün sağcılık-solculuk tartışması yapılırken Alman sağının geçmişi bilinmiyor. Almanlar Türkiye için ‘Kendi tarihini bilsin, nereden geldiğini bilsin, nereye gideceğine öyle karar versin’ diyorlar. Sanki Almanya bunu kendisi yapıyor?!
Peki onlara Nazizmi anlatma çabasına giren kişinin Türk kökenli olmasını yadırgamıyorlar mı? Sen kendi toplumunla ilgili işler yap demiyorlar mı?
-Valla bana böyle bir şey söyleyen sayılıdır. Çünkü sahneye Türk veya Alman olarak değil, insan olarak çıkıyorum. Bunca yıldır burada yaşıyorum. Bu oyunlar aracılığıyla sorumluluğumu yerine getiriyorum. Bir Türk olarak da Nazizme daha mesafeli bakabildiğimi düşünüyorum. İyi sanatın kimliği yoktur ve insanlara ayna tutar bence.
BİZİM AİLE 40 SENEDİR NOELLERDE SIKILIYORUZ VALLA
Şu anda Nazizme ara verdim. Hayatımı anlatan bir kitap yazdım sonra da oyunlaştırdım. Doğu Almanya’da Kavgam’ı okurken kulise bir Alman gelmişti bir gün, sen kendi programını yaparsan adı Hitler Kebap olsun, demişti. Öyle derin bir sesle konuşuyordu ki çok etkilenmiştim. Yeni oyunumun adını böylece Hitler Kebap koydum. Bir Türk olarak bu ülkede yaşadıklarımı anlatıyorum. Almanlara bu ilginç geliyor. Çünkü buradaki Türklerin neler yaşadığını bilmezler. Televizyonda gördükleri türbanlı kadınlar kadar biliyorlar. Halbuki çok acayip detaylar var. Mesela Noel’de Türkler ne yapıyor? Bizim aile 40 senedir Noel’de sıkılıyoruz valla. Yapacak bir şey bulamıyoruz o 3 gün.
TUTTURMUŞLAR BİR SARMISAK TÜRK LAFI, GİDİYOR
Kendimi Türk azınlığın bir parçası gibi değil de bir insan olarak tanıttım. Öbür türlü zaten çok zor olurdu. Çünkü Türklerle ilgili çok önyargı var. Tutturmuşlar bir sarmısak Türk lafı gidiyor. Türkler çok sarmısak yiyor ya, sarmısak kokuyorlar. Almanlar 10-15 yıl önce hiç sarmısak yemezdi. Napalım. Ama asıl ağrıma giden son zamanlarda Angela Merkel ve ekibinin Türkiye’yle ilgili söyledikleri. Tartışma programlarına sakallı filan Türkleri oturtuyorlar ki Almanlar korksun. Merkel başbakan olduğunda onunla ilgili bir şey yapmayı düşünüyorum. Başıma dert ama olsun.