Güncelleme Tarihi:
“Bir sergi için o kadar yol gidilir mi” diyebilir bazılarınız. Ama inanın bu sergi için değer...
Bir kere öncelikle Tanas’tan bahsetmek gerek. Çünkü Berlin’de ulvi bir görev üstlenmiş bu galeri. Amaç, Avrupalılara Türk sanatçıları tanıtmak.
Galerinin yeri de oldukça iyi. Berlin’in yeni sanat merkezi Heidestrasse’de. Ünlü çağdaş sanat müzesi Hamburger Bahnhof’un çevresindeki eski bir fabrikaya konuşlanmış. Bölgede 20’ye yakın çağdaş sanat galerisi daha var ve yenileri de açılmaya devam ediyor. Onlardan daha sonraki yazılarımda bahsedeceğim, biz dönelim Tanas’a...
Tanas, yaşamını Melih Fereli’nin konuyu Vehbi Koç Vakfı’na sunmasına borçlu. Berlin’in gelişen bu bölgesinde Türk sanatçıları tanıtan bir galeri açılması için çok uğraştı Fereli. Ve iyi ki de yaptı...
Çünkü galeride açılan sergiler, üç yıldır Alman basınının çok ilgisini çekiyor. Özellikle entegrasyon konusunun çok tartışıldığı son yıllarda, Tanas’ta açılan sergiler sayesinde, Almanlar Türk gençlerinin farklı yüzünü, sanata bakışındaki ileri düzeyi görme şansını yakalıyor.
GLOBALLEŞEN DÜNYADAKİ KİMLİK KARMAŞASI
Ünlü sanatçı Rene Block idaresinde, Koç Vakfı küratöryel ekibinin başındaki Melih Fereli’nin danışmanlığında açılıyor sergiler. Tıpkı ‘Zwölf im Zwölften-On İkide On İki’de olduğu gibi.
Bu serginin hikayesi aslında eskiye dayanıyor. Dört yıldır Yapı Kredi Yayınları’nın Rene Block’un editörlüğü ve Melih Fereli’nin danışmanlığında yayınladığı monografi dizisinin sonuncusu olan ‘Her Yerde, Evinde’ başlıklı kitaptaki sanatçılara yer verilmiş. İçeriğinde yurtdışında yaşayan 12 sanatçının çalışmalarına odaklanılıyor: Canan Tolon (San Francisco), Vahap Avşar (New York), Ergin Çavuşoğlu (Londra), Servet Koçyiğit (Amsterdam), Ahmet Öğüt (Amsterdam), Nilbar Güreş (Viyana), Anny ve Sibel Öztürk (Frankfurt), Ebru Özseçen (Münih), Şakir Gökçebağ (Hamburg), Nevin Aladağ (Berlin), Nezaket Ekici (Berlin) ve Nasan Tur (Berlin).
Hâl böyle olunca sanatçıların işlerinde ‘küreselleşme’, ‘kimlik’ ve ‘üretim’ temalarının tartışıldığı bir okuma var. Eşküratör Ece Pazarbaşı bununla ilgili “Türk sanatçıların üzerlerine verilen kimliği de katarak bu global dünyada Türk olmanın anlamını yeniden inceleyen bir sergi bu. Kimi zaman da ‘Kimlik önemli mi ya da ürettikleri işler daha mı önemli’ diye sorgulanabilir eserler okunduğunda” diyor. Örneğin, buna en güzel örneği Frankfurt’ta yaşayan iki kardeş sanatçı Anny ve Sibel Öztürk veriyor. Kendilerini dünya vatandaşı olarak görüyorlar. Ama Almanların çoğu tarafından ‘Türk asıllı sanatçılar’ olarak damgalandıklarını söylemeden edemiyorlar. Ya da Canan Tolon’un ‘Koloni’ adlı işinde iki duvar arasında sıkışmış yaşamları, küçük insan topluluklarını görmek mümkün.
Bu yazıda 12 işi birden anlatmak çok zor ama yolunuz düşerse galeriye mutlaka bir uğrayın! Sergi 3 Mart 2012’ye kadar devam ediyor. www.tanasberlin.de
BEN, YANİ KADIN
Heykel sanatçısı Mine Akın’ın Nişantaşı’nın tarihi geçmişini saklı tutan Süleyman Nazif Sokak No: 45’teki atölyesi sizleri bekliyor. MSGS Üniversitesi Heykel Bölümü mezunu sanatçı heykelleri için ‘BEN’ yani ‘KADIN’ diyor. Beraberliğin, kabullenişin, sevginin, yeniden doğuşun hikayesini anlatıyor. Sizi ‘kadınlarıyla’ tanışmaya davet ediyor. www.mineakin.com
4 EV ARKADAŞI MÜZİK YAPARSA
Fransız müzik kolektifi KKC Orkestra, dört ev arkadaşının sahnede de biraraya gelmesiyle kuruldu. Bir drum’n bass DJ’i, klasik eğitim almış bir piyanist, bir swing gitaristi ve bir vokalist’ten oluşan KKC Orchestra, electro swing müzik türünün Fransa’da başını çekin yeni jenerasyon müzisyenlerinden. Ekip bu akşam Electro Swing geceleri kapsamında Babylon’da.
BU ALBÜM 7 ŞEHİRDE KAYDEDİLDİ
Rolling Stone dergisi tarafından ‘Yaşayan En Önemli Brezilyalı Sanatçı’ seçilen Marisa Monte, arka arkaya çıkan ‘Universo ao Meu Redor’ ve ‘Infinito Particular’ albümlerinin ardından 5 yıl sonra, yeni albümüyle karşımızda: ‘O Que Voce Quer Saber de Verdade’. Rio de Janeiro, Sao Paulo, Los Angeles, Buenos Aires, New York, Berlin ve Milano’da kaydedilen albümün ilk single’ı ‘Ainda Bem’ çok kısa bir sürede listelerde bir numaraya yükseldi. Albümden mutlaka bir tane edinin.
GENCO ERKAL’DAN İKİ OYUN
Genco Erkal’ın; ölümünün 15. yılı nedeniyle Aziz Nesin’in öykü, şiir, masal ve taşlamalarından uyarladığı ‘Nereye Gidiyoruz’ ve 35 yıllık Nâzım Hikmet serüvenini, belgesel, tiyatro ve şiirle sahnelediği ‘Kerem Gibi’ adlı tek kişilik oyunları sahnede. Erkal; 23 Aralık’ta ‘Kerem Gibi’yle, 24 Aralık’ta ‘Nereye Gidiyoruz’la Muammer Karaca Tiyatrosu’nda. Tel: 0212 252 59 35.
İKSV BAŞVURULARINIZI BEKLİYOR
İKSV tarafından Akbank sponsorluğunda 31 Mart-15 Nisan 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek İstanbul Film Festivali için Türkiye’den filmlerin başvuruları 3 Şubat 2012 tarihine kadar devam edecek. 31. İstanbul Film Festivali’nde Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi’nin seçeceği En İyi Film’e 150 bin, En İyi Yönetmen’e ise 50 bin lira ödül verilecek. En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu ödülleri ise yine 10 biner lira alacak. Başvuru adresi; İKSV, Nejat Eczacıbaşı Binası, Sadi Konuralp Cad. No: 5 34433 Şişhane-İstanbul.