Almadovar'ın kadınları

Güncelleme Tarihi:

Almadovarın kadınları
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2006 11:36

Usta yönetmen Pedro Almadovar, İspanya'nın bu yılki Oscar aday adayı olan Dönüş'le sevdiği oyunculara, kadın hikayelerine ve doğduğu topraklara dönüyor. Samimi, neşeli, biraz uçuk kaçık ama özverili ve güçlü kadınların hikayesini perdeye taşıyan ve aslında son derece trajik olan bir konuyu hafifleterek anlatmaya soyunan filmi izlerken aklınıza ilk gelen başta Penelope Cruz ve Carmen Maura olmak üzere tüm kadın oyuncuların ne kadar da içten ve doğal oynadıkları olacak. Zaten onlar bu yıl Cannes'da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü havaya hep birlikte kaldırdılar.

Haberin Devamı

VOLVER
Yön: Pedro Almodovar
Oyn: Penelope Cruz, Carmen Maura, Lola Duenas
Tür: Komedi - Dram
Süre: 121 dk.

Ünlü İspanyol yönetmen Pedro Almodovar ve İspanya’dan Hollywood’a açılma başarısını gösteren güzel oyuncu Penelope Cruz, Dönüş (Volver) ile pek çok şeye dönüş yapıyorlar.

Başta birbirlerine dönüyorlar tabii.

Annem Hakkında Her Şey’den yıllar sonra tekrar birlikte çalışıyor olmanın verdiği mutluluğu ve hazzı tüm filme yansıtarak, sıcak bir filme imza atıyorlar bir kere.

Pedro Almodovar, Dönüş ile komediye, kadınlara, doğduğu yer olan La Mancha’ya, Penelope Cruz ve Carmen Maura’ya dönüyor.

Penelope Cruz’un en önemli dönüşü ise ana diline herhalde. İngilizce oynarken üzerine yapışan korkaklık ve ürkeklikten kurtularak adeta kendini buluyor.

Dönüş, ölüm, yaşam, acı, sevinç, bağlılık, özveri ve aile gibi kavramları üç kuşak kadının hikayesi üzerinden anlatıyor.
Öyle kolayca özetlenebilecek bir konusu yok filmin. Zaten Almodovar’ın kendisi de filmini tanımlayacak cümle bulmakta zorlandığını söylüyor.

Bu nedenle konu özetini kadın karakterleri tanıtırken vermekte fayda var. Raimunda, işsiz kocası ve ergenlik çağındaki kızıyla yaşayan, sıkı çalışan genç ve güzel bir anne. Ablası Sole ise kocası tarafından terk edilmiş, utangaç, tedirgin ve cesaretsiz bir kadın. Bir Pazar günü kızkardeşi Raimunda’yı arayan Sole, kasabadaki Paula halanın öldüğünü haber veriyor. Raimunda ise o sırada kocasını mutfakta bıçaklanmış halde bulmanın şokunu yaşamakta. Aynı anda kasabada Sole ve Raimunda’nın yıllar önceki yangında ölen annelerinin, öbür dünyadan çıkıp geldiği konuşuluyor.

Haberin Devamı

ERKEKLER BU KADAR MI KÖTÜ!

Almadovarın kadınları

İç içe geçmiş bu hikayelerin tek ortak noktası her şeyin kadınlar etrafına dönüyor olması. Hikayenin içindeki az sayıdaki erkek karakterin hepsinin de berbat (hatta sapık) olduğu bir kadın filmiyle karşı karşıyayız.

Evet, bu filmin erkeklerinin hepsi de kötü. Bu durum kimi izleyicide rahatsızlık yaratabilecek bir durum. İnsanın, insan insandır bu kadar da cinsiyet ayrımcılığı yapılmaz noktasına gelip, isyan edesi geliyor. Ama Almodovar böyle uygun görmüş, yapacak bir şey yok!

Erkeklerin neden olduğu felaketlerin sonuçlarıyla başa çıkmak, neyse ki hepsi de güçlü olmasını bilen, belki de zorunda kalan, kadınlara kalıyor.

Erkeklerin incittiği kadınların yaralarına merhem olanlar yine onlar.

Birbirlerine düşman olmayı, hatta darılmayı bile beceremediklerini görüyoruz bu sıcakkanlı Akdeniz kadınlarının.

Haberin Devamı

ALKIŞLAR KADIN OYUNCULARA

Bu yılki Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan filmlerden biri olan Dönüş, ilk gösteriminin ardından favori ilan edilmişti.

Kapanış gecesi ise büyük ödül Ken Loach’un Özgürlük Rüzgarı’na (The Wind that Shake

Almadovarın kadınları
s the Barley) gitti.
Dönüş’ün altı kadın oyuncusuysa En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü paylaştı, Almodovar da En İyi Senaryo Ödülü’nü evine götürdü. Filmin en çok hak ettiği değer, kadınlar topluluğuna giden En İyi Kadıncı Ödülü’ydü zaten.

Sadece bu filmde ayrı bir güzel görünen Penelope Cruz değil, filmin diğer beş kadın oyuncusu da büyük bir uyum içinde mükemmel performanslar sergiliyorlar çünkü.

Dönüş, bir yanına Pedro Almodovar, diğer yanınaysa Penelope Cruz hayranlarını alacağından çekim gücü yüksek olan bir film.

Özellikle Penelope Cruz’un Almodovar kamerasına yansıyan güzelliği ve ana dilindeki rahatlığı etkileyici.
Ama bu güzellik, aslında son derece dramatik bir konuyu masaya yatıran filmin sıradan, basit ve ucuz mizah anlayışını görmenizi engeller mi bilemiyorum tabii!

Pedro Almodovar açısından bakıldığında Dönüş, ustanın en iyi filmi değil. Müzikleri, parlak, cıvıl cıvıl renkleri ve sürprizleriyle “Ben bir Pedro Almodovar filmiyim” diyor, ama sonunda izleyicide bir Konuş Onunla ya da Annem Hakkında Her Şey etkisi bırakmıyor.

Yine de Akdeniz sıcaklığını hissetmek, kadınların iç dünyasını iyi oyunculuklar ve sürprizli, kimi zaman komik ama geniş çerçeveden bakıldığında son derece acıklı bir hikaye aracılığıyla görmek istiyorsanız Dönüş’ü kaçırmayın.
Filmin bu yıl En İyi Yabancı Film Oscar Adayı olma ihtimalinin yüksek olduğu da aklınızda olsun.

Haberin Devamı

CRUZ'UN KALÇALARI NEDEN YAPAY OLARAK BÜYÜTÜLDÜ 

Pedro Almodovar, Dönüş'ü çekerken Penelope Cruz’un çekiciliğini gözler önüne sermek için elinden geleni yapmış. Ünlü yıldızın göğüs dekoltesi film boyunca göz alıyor. Usta yönetmen dekolte ve Cruz’a film boyunca takmak zorunda kaldığı yapay kalçayı bakın nasıl açıklıyor. “İspanyol sinemasında mükemmel görünümlü ev kadını geleneği yoktur. İspanyol filmlerindeki ev kadınları normalde kısa boylu ve şişmandır. Bunu yıkmak için 1950’ler İtalyan sinemasında Sophia Loren, Anna Magnani ve Claudia Cardinale’in oynadığı neo-realist ev kadınları görüntüsünü örnek aldım. Penelope’nin çok küçük bir yüzü olduğu için buna uygun saç stili vermek çok önemliydi. Claudia Cardinale’nin koyu renk göz farı kullandığı makyajından çok etkilenmiştim. Bunu Penelope üzerinde uyguladığımız anda her şey değişti. Ayrıca madalyonun stratejik açıdan doğru konuma yerleştirildiği göğüs dekoltesi de çok önemliydi. İspanya’da anneliğin en önemli simgelerinden birisi madalyondur ve bu filmin ana temalarından birisini annelik kavramı oluşturur. Raimunda karakterinin ayrıca kocaman bir kalçaya sahip olması da önemliydi. Bir kadının büyük kalçalı olması iyi niyetin sembolüdür. Penelope’yi filme hazırlarken kullandığımız tek yapay şey, onun için yeni bir kalça hazırlamak oldu. Geniş kalça sadece fiziksel bir olgu olmayıp aynı zamanda insanın ruhsal yapısıyla da ilgilidir.”

Haberin Devamı

KENDİ DİLİMDE DAHA RAHATIM

Yabancı dilde çalıştığım sıralarda ekstra gerilim hissediyorum. O sesleri İngilizce veya başka dillerde çıkartmak için gereken yüz ifadeleri üzerinde çalışmak, özellikle dil öğretmeniniz de yakınlardayken kimi zaman işkenceye dönüşüyor. Aksanlı konuşmaktan kurtulmak için bunlar gerekli ama aynı zamanda tam bir işkence diyebilirim. Hazırlık aşamasından başlayarak bu gerilimi hissediyorsunuz ki gerilim hiçbir zaman oyunculuğun dostu değildir. Bu yüzden ana dilimde çalışırken kendimi daha rahat hissediyorum.


HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

EVE DÖNÜŞ

Almadovarın kadınları

Yön: Ömer Uğur
Oyn: Memet Ali Alabora, Sibel Kekilli, Savaş Dinçel
Tür: Dram-Politik
Süre: 101 dk.

Haberin Devamı

12 Eylül beyazperdede

Ömer Uğur, ödüllü senaryosundan yola çıkarak çektiği Eve Dönüş’te 12 Eylül döneminin siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir işçi ailesi üzerindeki yıkıcı etkilerini anlatıyor. Sarsıcı işkence sahneleriyle dolu olan filmin başrollerinde Mehmet Ali Alabora ve Sibel Kekilli var.

Bu yıl Altın Portakala'da Sibel Kekilli'ye En İyi Kadın, Civan Canova'ya ise En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerini getiren Eve Dönüş kimi yerlerde diyaloglar, çekimler ve oyunculuklar anlamında yetersiz kalsa da derdi ve derdini anlatış şekliyle izleyenleri derinden etkileyecek ve yakın tarihimize ışık tutacak bir film.

Hiç sıkılmadan ama olan bitene fazlasıyla sıkılarak izleyeceğiniz Eve Dönüş, 12 Eylül dönemini tekrar tartışmaya açıyor olması açısından da önemli bir yapım.

SAW 3

Almadovarın kadınları

TESTERE 3
Yön: Darren Lynn Bousman
Oyn: Tobin Bell, J. LaRose, Angus Macfadyen
Tür: Korku / Gerilim
Süre: 107 dk.

Testere kesmeye devam ediyor

İlk filmle dünya çapında 100 milyon doların üzerinde gişe hasılatına ulaşan ve sonrasında devam filmiyle 145 milyon dolar gişe başarısı yakalayan gerilim serisinin üçüncüsü Testere 3, ikinci filmin hayranlarda yaşattığı hayal kırıklığını onarmak için elinden geleni yapan ve başarılı da olan bir yapım.

Amacı kurbanlarına hayatın anlamını öğretmek olan hasta ruhlu Jigsaw, Testere 3’te müridi Amanda’nın da yardımıyla hem hayatta kalmaya çalışıyor hem de kanlı oyunlarına devam ediyor.

İlk Testere filmine yapılan göndermeler ve flashback’ler ilgi çekici. Kan revan içindeki envai çeşit işkence sahnelerinin tüm filme yayılmış olması tansiyonu sürekli yüksek tutuyor.

Jigsaw ve Amanda’yla daha çok vakit geçirterek izleyenleri hikayenin içine çekmeyi başaran Testere 3, zeki oyunlarıyla ve kanlı, vahşi, mide bulandırıcı sahneleriyle serinin ve türün hayranlarını tatmin edecek bir film.

THE WICKER MAN

Almadovarın kadınları

LANETLİ ADA
Yön: Neil LaBute
Oyn: Nicolas Cage, Ellen Burstyn, Kate Beahan
Tür: Gerilim
Süre: 102 dk.

Nicolas Cage paganlar arasında

1974 İngiliz yapımı kült korku klasiğinin yeniden çevrimi olan Lanetli Ada, kaybolan bir kızla ilgili araştırma yapmak için geldiği adada tuhaf olaylara karşılaşan polis dedektifi Edward Malus’un (Nicholas Cage) öyküsünü anlatıyor.
Pagan geleneklerini sürdüren insanlarla dolu olan bu gizemli adada Edward’ı müthiş bir kedi fare oyunu, izleyiciyi ise şaşırtıcı, şok edici bir final bekliyor.

Yönetmen Neil La Bute orijinalinde İskoçya’da geçen öyküyü Amerika’ya taşımış.

İlginç konusu ve pagan kültürünü, ritüellerini başarıyla yansıtan atmosferiyle öne çıkan Lanetli Ada’da Nicolas Cage’in performansı da görmeye değer.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!