Güncelleme Tarihi:
VOLVER
Yön: Pedro Almodovar
Oyn: Penelope Cruz, Carmen Maura, Lola Duenas
Tür: Komedi - Dram
Süre: 121 dk.
Ünlü İspanyol yönetmen Pedro Almodovar ve İspanya’dan Hollywood’a açılma başarısını gösteren güzel oyuncu Penelope Cruz, Dönüş (Volver) ile pek çok şeye dönüş yapıyorlar.
Başta birbirlerine dönüyorlar tabii.
Annem Hakkında Her Şey’den yıllar sonra tekrar birlikte çalışıyor olmanın verdiği mutluluğu ve hazzı tüm filme yansıtarak, sıcak bir filme imza atıyorlar bir kere.
Pedro Almodovar, Dönüş ile komediye, kadınlara, doğduğu yer olan La Mancha’ya, Penelope Cruz ve Carmen Maura’ya dönüyor.
Penelope Cruz’un en önemli dönüşü ise ana diline herhalde. İngilizce oynarken üzerine yapışan korkaklık ve ürkeklikten kurtularak adeta kendini buluyor.
Dönüş, ölüm, yaşam, acı, sevinç, bağlılık, özveri ve aile gibi kavramları üç kuşak kadının hikayesi üzerinden anlatıyor.
Öyle kolayca özetlenebilecek bir konusu yok filmin. Zaten Almodovar’ın kendisi de filmini tanımlayacak cümle bulmakta zorlandığını söylüyor.
Bu nedenle konu özetini kadın karakterleri tanıtırken vermekte fayda var. Raimunda, işsiz kocası ve ergenlik çağındaki kızıyla yaşayan, sıkı çalışan genç ve güzel bir anne. Ablası Sole ise kocası tarafından terk edilmiş, utangaç, tedirgin ve cesaretsiz bir kadın. Bir Pazar günü kızkardeşi Raimunda’yı arayan Sole, kasabadaki Paula halanın öldüğünü haber veriyor. Raimunda ise o sırada kocasını mutfakta bıçaklanmış halde bulmanın şokunu yaşamakta. Aynı anda kasabada Sole ve Raimunda’nın yıllar önceki yangında ölen annelerinin, öbür dünyadan çıkıp geldiği konuşuluyor.
ERKEKLER BU KADAR MI KÖTÜ!
İç içe geçmiş bu hikayelerin tek ortak noktası her şeyin kadınlar etrafına dönüyor olması. Hikayenin içindeki az sayıdaki erkek karakterin hepsinin de berbat (hatta sapık) olduğu bir kadın filmiyle karşı karşıyayız.
Evet, bu filmin erkeklerinin hepsi de kötü. Bu durum kimi izleyicide rahatsızlık yaratabilecek bir durum. İnsanın, insan insandır bu kadar da cinsiyet ayrımcılığı yapılmaz noktasına gelip, isyan edesi geliyor. Ama Almodovar böyle uygun görmüş, yapacak bir şey yok!
Erkeklerin neden olduğu felaketlerin sonuçlarıyla başa çıkmak, neyse ki hepsi de güçlü olmasını bilen, belki de zorunda kalan, kadınlara kalıyor.
Erkeklerin incittiği kadınların yaralarına merhem olanlar yine onlar.
Birbirlerine düşman olmayı, hatta darılmayı bile beceremediklerini görüyoruz bu sıcakkanlı Akdeniz kadınlarının.
ALKIŞLAR KADIN OYUNCULARA
Bu yılki Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan filmlerden biri olan Dönüş, ilk gösteriminin ardından favori ilan edilmişti.
Kapanış gecesi ise büyük ödül Ken Loach’un Özgürlük Rüzgarı’na (The Wind that Shake
CRUZ'UN KALÇALARI NEDEN YAPAY OLARAK BÜYÜTÜLDÜ
Pedro Almodovar, Dönüş'ü çekerken Penelope Cruz’un çekiciliğini gözler önüne sermek için elinden geleni yapmış. Ünlü yıldızın göğüs dekoltesi film boyunca göz alıyor. Usta yönetmen dekolte ve Cruz’a film boyunca takmak zorunda kaldığı yapay kalçayı bakın nasıl açıklıyor. “İspanyol sinemasında mükemmel görünümlü ev kadını geleneği yoktur. İspanyol filmlerindeki ev kadınları normalde kısa boylu ve şişmandır. Bunu yıkmak için 1950’ler İtalyan sinemasında Sophia Loren, Anna Magnani ve Claudia Cardinale’in oynadığı neo-realist ev kadınları görüntüsünü örnek aldım. Penelope’nin çok küçük bir yüzü olduğu için buna uygun saç stili vermek çok önemliydi. Claudia Cardinale’nin koyu renk göz farı kullandığı makyajından çok etkilenmiştim. Bunu Penelope üzerinde uyguladığımız anda her şey değişti. Ayrıca madalyonun stratejik açıdan doğru konuma yerleştirildiği göğüs dekoltesi de çok önemliydi. İspanya’da anneliğin en önemli simgelerinden birisi madalyondur ve bu filmin ana temalarından birisini annelik kavramı oluşturur. Raimunda karakterinin ayrıca kocaman bir kalçaya sahip olması da önemliydi. Bir kadının büyük kalçalı olması iyi niyetin sembolüdür. Penelope’yi filme hazırlarken kullandığımız tek yapay şey, onun için yeni bir kalça hazırlamak oldu. Geniş kalça sadece fiziksel bir olgu olmayıp aynı zamanda insanın ruhsal yapısıyla da ilgilidir.”
KENDİ DİLİMDE DAHA RAHATIM
Yabancı dilde çalıştığım sıralarda ekstra gerilim hissediyorum. O sesleri İngilizce veya başka dillerde çıkartmak için gereken yüz ifadeleri üzerinde çalışmak, özellikle dil öğretmeniniz de yakınlardayken kimi zaman işkenceye dönüşüyor. Aksanlı konuşmaktan kurtulmak için bunlar gerekli ama aynı zamanda tam bir işkence diyebilirim. Hazırlık aşamasından başlayarak bu gerilimi hissediyorsunuz ki gerilim hiçbir zaman oyunculuğun dostu değildir. Bu yüzden ana dilimde çalışırken kendimi daha rahat hissediyorum.
HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ
EVE DÖNÜŞ
Yön: Ömer Uğur
Oyn: Memet Ali Alabora, Sibel Kekilli, Savaş Dinçel
Tür: Dram-Politik
Süre: 101 dk.
12 Eylül beyazperdede
Ömer Uğur, ödüllü senaryosundan yola çıkarak çektiği Eve Dönüş’te 12 Eylül döneminin siyasetle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir işçi ailesi üzerindeki yıkıcı etkilerini anlatıyor. Sarsıcı işkence sahneleriyle dolu olan filmin başrollerinde Mehmet Ali Alabora ve Sibel Kekilli var.
Bu yıl Altın Portakala'da Sibel Kekilli'ye En İyi Kadın, Civan Canova'ya ise En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerini getiren Eve Dönüş kimi yerlerde diyaloglar, çekimler ve oyunculuklar anlamında yetersiz kalsa da derdi ve derdini anlatış şekliyle izleyenleri derinden etkileyecek ve yakın tarihimize ışık tutacak bir film.
Hiç sıkılmadan ama olan bitene fazlasıyla sıkılarak izleyeceğiniz Eve Dönüş, 12 Eylül dönemini tekrar tartışmaya açıyor olması açısından da önemli bir yapım.
SAW 3
TESTERE 3
Yön: Darren Lynn Bousman
Oyn: Tobin Bell, J. LaRose, Angus Macfadyen
Tür: Korku / Gerilim
Süre: 107 dk.
Testere kesmeye devam ediyor
İlk filmle dünya çapında 100 milyon doların üzerinde gişe hasılatına ulaşan ve sonrasında devam filmiyle 145 milyon dolar gişe başarısı yakalayan gerilim serisinin üçüncüsü Testere 3, ikinci filmin hayranlarda yaşattığı hayal kırıklığını onarmak için elinden geleni yapan ve başarılı da olan bir yapım.
Amacı kurbanlarına hayatın anlamını öğretmek olan hasta ruhlu Jigsaw, Testere 3’te müridi Amanda’nın da yardımıyla hem hayatta kalmaya çalışıyor hem de kanlı oyunlarına devam ediyor.
İlk Testere filmine yapılan göndermeler ve flashback’ler ilgi çekici. Kan revan içindeki envai çeşit işkence sahnelerinin tüm filme yayılmış olması tansiyonu sürekli yüksek tutuyor.
Jigsaw ve Amanda’yla daha çok vakit geçirterek izleyenleri hikayenin içine çekmeyi başaran Testere 3, zeki oyunlarıyla ve kanlı, vahşi, mide bulandırıcı sahneleriyle serinin ve türün hayranlarını tatmin edecek bir film.
THE WICKER MAN
LANETLİ ADA
Yön: Neil LaBute
Oyn: Nicolas Cage, Ellen Burstyn, Kate Beahan
Tür: Gerilim
Süre: 102 dk.
Nicolas Cage paganlar arasında
1974 İngiliz yapımı kült korku klasiğinin yeniden çevrimi olan Lanetli Ada, kaybolan bir kızla ilgili araştırma yapmak için geldiği adada tuhaf olaylara karşılaşan polis dedektifi Edward Malus’un (Nicholas Cage) öyküsünü anlatıyor.
Pagan geleneklerini sürdüren insanlarla dolu olan bu gizemli adada Edward’ı müthiş bir kedi fare oyunu, izleyiciyi ise şaşırtıcı, şok edici bir final bekliyor.
Yönetmen Neil La Bute orijinalinde İskoçya’da geçen öyküyü Amerika’ya taşımış.
İlginç konusu ve pagan kültürünü, ritüellerini başarıyla yansıtan atmosferiyle öne çıkan Lanetli Ada’da Nicolas Cage’in performansı da görmeye değer.