Allah’ın suretini kızımda yaşıyorum

Güncelleme Tarihi:

Allah’ın suretini kızımda yaşıyorum
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 02, 2011 09:00

2008’de Engin Akgün ile evlenen, kızı Melisa’ya hamile kalınca mutluluğu iyice perçinlenen Ceyda Düvenci, sonrasında zor günler geçirmişti. Erken doğum yapan ve bu yüzden kızını uzun süre kucağına alamayan Düvenci’nin yüzü nihayet gülmeye başladı. Melisa’nın çok güçlü bir bebek olduğunu, o zor günlerde en büyük desteği eşinden gördüğünü belirten Düvenci, kriz dönemini ve mucizesi Melisa’yla değişen hayatını Yeni Anne dergisine anlattı.

Haberin Devamı

Çok aşıksınız sanırım eşinize çünkü gördüğüm kadarıyla kızınız babasına inanılmaz benziyor.      
 
- Evet, hem çok aşığım hem çok seviyorum. Bu yüzden de kızım babasına benzedi. Teni ve gözleri bana benziyor, geriye kalan her şey babası.

Çok üzüldüğünüz o süreçten bahsedelim biraz. Hamilelik süresince sıkıntılar yaşadınız. Ne zaman başladı problemler?

- 20. haftamda bir akıntım oldu. Doktorum suyun keseden gelip gelmediğini anlamak için bir test yaptı ve birkaç gün sonrası için tekrar kliniğe çağırdı. Fakat o gece geç saatte aradı, “Beklemek istemiyorum, yarın gel” dedi. Muayenede tatsız bir durumla karşılaştığımızı anladım. ıki dakika sonra doktorum “Ambulans çağırdık. Seni şimdi en yakın hastaneye yatırıyoruz” dedi. Bebek ağırlaştıkça vücudum onu taşıyamıyormuş. Doktorum rahim ağzına dikiş atılacağını, doğuma kadar hastanede kıpırdamadan yatacağımı söyledi. şok geçirdik tabii... Yine de şükrediyordum. Çünkü doktorum “yarın gel” demese, bebeğimi çoktan kaybetmiştim. Mucize eseri ameliyat ve sonraki süreç çok iyi geçti.

9 HAFTA AYAKLARIM TAVANDA YATTIM       
 
Hastane sürecinde neler yaşadınız?   

- 10 Aralık’tan 24 şubat’a kadar hastanede yattım. Kaldığım odayı evimiz gibi yaptık. Doğum katındaki hemşirelerle dost olduk. 28. haftaya kadar her şey kritikti. 31’inci haftadan sonra başta doktorum Mehmet Bey olmak üzere tüm hemşireler ve biz rahatlamıştık çünkü artık bebeğimiz doğsa da bir tehlike arz etmiyordu. Dokuz hafta boyunca ayaklarım tavanda yattım. Sonra beni yürütmeye başladılar. Bu sefer kan dolaşımım sorun oldu. Meğerse, 30’uncu haftadan itibaren kan dolaşımı yavaşlarmış ki, eğer doğum olursa anne hayatını kaybetmesin. Gereğinden fazla yavaşlarsa anne ve bebek için riskli bir durum oluyormuş. Ben uzun süre yattığım için, benimki fazla yavaşlamış. Ayaklarım kan kırmızısı oldu bir anda. Hemen iğnelere başlandı. Bu iğneler sayesinde kızımın hayatı bir kez daha kurtuldu.

Doğumun erken olacağını öğrendiğinizde ilk tepkiniz ne oldu?  

- 31’inci haftanın sonunda doktorum, “Artık doğum olsa da sorun değil. Git biraz da evinde yat” dedi. Eve geldiğimizin üçüncü gecesiydi, 05:30’da azar azar suyum gelmeye başladı. Doktorumu aradım. Sancım olmadığı için “Bir kahvaltı et, bir saat sonra tekrar konuşalım” dedi. Heyecandan kahvaltı filan edemedim. Birkaç saat sonra Engin’e dedim ki “Hastaneye gidelim. Bence doğum başladı”... Engin inanmadı. “Gidelim ama göreceksin eve döneceğiz” dedi. Ben hiç sancı hissetmiyordum ama NST aletine göre sancılarım çoktan başlamıştı bile. Öğleden sonra doktorlar artık beni ameliyata almaya karar verdiler. 02:45’de doğdu kızım. 1 kilo 990 gram’dı. Ama sonra bir takım terslikler olduğu anlaşıldı ve yoğun bakım sürecimiz başladı. Yoğun bakım sürecinde de Tamer Bey kızımın hayatını kurtardı. Ama her şeyi sonunda atlattık...

KEŞKE DAHA ÖNCE EVLENSEYMİŞİZ

Her zaman eşim en büyük destekçim diyorsunuz. Bu süreçte eşiniz nasıl bir tutum sergiledi?

- En büyük destekçilerim beni bir gece bile yalnız bırakmayan kocam ve her gün yanıma gelen annemle babam oldu. Kocam moralini hep yüksek tuttu. Benim umutsuzluğa kapıldığım her an elimi sıkı sıkı tuttu ve “Her şey güzel olacak, sağlıkla kızımıza kavuşacağız” dedi. Her gece hastanede yanımdaydı. Doğumundan sonra Melisa bir süre yoğun bakımda kaldı. Bu süre inanın hastanede yattığım 78 günden çok daha zor geçti. Bu süreçte sadece kocama sığındım ve ondan güç aldım.

Hastaneden çıktığınız ilk günlerde Melisa’yı taşıdığınız sleepy wrap yüzünden tepkiler aldınız.

- Lohusalık dönemimde okuduğum ve doğru olduğuna çok emin olduğum bir taşıma ünitesi sleepy wrap. Bu yüzden araştırmadan yapılan gereksiz haberlerle fazlasıyla üzüldüm. Bu asla yasaklı bir alet olmadığı gibi prematüre bebekler için kullanılması gereken tek taşıma ünitesi. Prematüre bebeklerin kemik yapısı, normal bebeklerle aynı olmuyor. Dolayısıyla pusette taşınamıyor. Bu, 3 metrelik elastik bir bez. Onu bütün vücuduna doluyorsun. Mümkünse atlet gibi bir şey giyiyorsun ki, bebeğinle ten teması sağlayabilesin. Bebek sleep wrap’de anne karnındaki vücut şeklini alıyor. Orada kimseye göstermeden bebeğini emziriyorsun, orada uyuyor, uyanıyor. Gaz sancısı olan bebeklere birebir zaten...

Sıkıntılı süreç geçti, Melisa 5 aylık oldu.

- Tarifsiz bir mutluluk. Ben inançlı bir insanım ve sanki Allah’ın suretini kızımda yaşıyorum. Kocama keşke daha önce evlenseydik ve bir sürü çocuk yapsaydık diyorum.

Haberin Devamı

3 YIL SONRA MELİSA’YA BİR KARDEŞ GELEBİLİR

Üç kişilik çekirdek bir ailesiniz şuan. Belki erken ama bir kardeş düşünür müsünüz kızınıza?

- Üç yıl sonrası için böyle bir düşüncemiz var ama hayat bize plan yapmamayı sadece istemeyi ve gerisini hayata bırakmayı Melisa’da öğretti. O yüzden istemek bizden, gerisi Allah’tan...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!