OluÅŸturulma Tarihi: Mart 25, 2005 00:00
BDDK BaÅŸkanı Tevfik Bilgin, MÃœSÄ°AD’da içini döktü. Bilgin, Finansal Hizmetler Kanun Tasarı Taslağı’nı kastederek, ‘Çok zorlu bir süreç yaÅŸadık. Allah bir daha böyle kanun yazmayı nasip etmesin’ dedi. Bilgin, tasarı konusunda BDDK’nın siyasi otoritenin kararına saygılı olacağını söyledi.BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) BaÅŸkanı Tevfik Bilgin, bankalar kanunundaki deÄŸiÅŸiklik taslağı konusunda, ‘Allah bir daha böyle bir kanunu yazmayı nasip etmesin’ dedi. Müstakil Sanayici ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi’nin (MÃœSÄ°AD) toplantısına katılan Bilgin, hazırladıkları taslağın çok zorlu bir sürecin ardından ortaya çıktığını belirtti.MEHMET AKÄ°F ÖRNEĞİ: Bilgin, ‘Mehmet Akif Ersoy’a Ä°stiklal Marşı’nı bir daha yazar mısın diye sormuÅŸlar, ‘Allah nasip etmesin demiş’, bizim yasa taslağı da buna benzedi. Böyle bir kanun yazmayı da bir daha Allah nasip etmesin. Çok zorlu bir süreç olduÄŸunu gördük’ diye konuÅŸtu. Yeni taslakta ilk kez, banka tanımının yapıldığını ve bankacılık faaliyetlerinin tek tek sıralandığını da bildiren Bilgin, ‘Biz sadece ön hazırlık yaptık. Bundan sonraki düzenlemeler, kararlar siyasi otoritenin kararlarıdır. Biz devletin bir kurumu olarak siyasi otoritenin kararlarına sonuna kadar uyarız’ dedi. YARA KABUK BAÄžLAMIÅžTI: Türkiye’de nihayet bankacılık sisteminin yaralarının sarılmaya baÅŸladığını da kaydeden Bilgin, ‘Sistemdeki yara kabuk baÄŸlamıştı. Ama artık yaranın üstündeki kabuk düşmek üzere. Pislikler hep halının altına atılmış. Halının altına süpürülen pislikler o kadar büyümüş ki, adeta bir daÄŸ gibi olmuÅŸ. Bu pisliÄŸi temizlemek de TMSF ve BDDK’ya düştü’ diye konuÅŸtu.4 AÅžAMALI TEDAVÄ°: Hazırlanan taslağın bir tepki kanunu olmadığını ve sadece sistemin daha iyi çalışmasını amaçladığını vurgulayan Bilgin, sözlerine şöyle devam etti: ‘Şu anki kanuna göre bir banka hastalandığı zaman iki aÅŸamalı tedaviye alınıyor. Bankayı önce ayakta tedavi odasına alıp, kontrolden geçiriyorsunuz. EÄŸer burada tedavi olamıyorsa, daha ağır hastaların yattığı farklı bir odaya alıyorsunuz. EÄŸer burada da olmuyorsa bankayı ya Fon’a devrediyorsunuz, ya tasfiye ediyorsunuz. Biz taslakta tedavi aÅŸamasını 4’e çıkardık. Hafif, biraz daha ağır, ondan biraz daha ağır ve acil ameliyat yapılması gereken hastalar. Hasta iyileÅŸmiyorsa BDDK olarak diyoruz ki, bu bankada artık umut kalmamıştır ve bu banka tasfiye edilmelidir.’AYAKKABILAR ESKÄ°YECEK: Ekonomide saÄŸlanan istikrar ve düşen enflasyonla birlikte bankacılıkta yeni bir dönemin baÅŸlamakta olduÄŸuna da iÅŸaret eden Bilgin, ‘Bankalarımız 2002’den 2003’e geçerken yüzde 100, 2003’ten 2004’e girerken ise yüzde 30 kár etmiÅŸler. Artık bankacılıkta o tatlı kár dönemleri bitmiÅŸtir’ dedi. Bankaların kár etmek için hazine bonosu veya devlet tahvili gibi enstrümanların yerine, kredi satma veya yaptıkları iÅŸlerden komisyon alma gibi yöntemlere baÅŸvurmaları gerekeceÄŸini belirten Bilgin, şöyle konuÅŸtu: ‘Bankalarımızın yaÅŸayabilmeleri için reel sektörden ya da bireysel müşterilerinden yaptıkları iÅŸlerin karşılığı olarak belli bir komisyon alacaklar. Ayrıca kredi faizlerinden yararlanacaklar. Bu durumda makamında oturan deÄŸil, müşterinin ayağına giderek ayda 1 ayakkabı eskiten banka müdürleri makbul olacak.’Taksit kárlı bir iÅŸ olmaktan çıkmak üzereTEVFÄ°K Bilgin, 2004 sonu itibariyle tüketici kredilerinin 26 katrilyon liraya yükseldiÄŸini ve bunun 13 katrilyon lirasının kredi kartı harcamalarından kaynaklandığını belirterek, kredi kartlarındaki sorunlu müşteri sayısında artış yaÅŸandığını ifade etti. Kredi Kartları Kanun Taslağı ile sorunlu müşteri sayısının azaltılmasının hedeflendiÄŸini söyleyen Bilgin, taslakta kredi kartlarıyla taksit uygulamasını sınırlayan bir madde olmadığını açıkladı. Türkiye’de taksitli kartlara uygulanan vadelerin 24 aya çıktığını ve bu sürenin çok uzun olduÄŸunu belirten Bilgin, ‘Bu kárlı bir iÅŸ olmaktan çıkmak üzere. Bankalar aralarında anlaşıp önlem alamadılar. Gıda ve benzinde sanırım bir mutabakata varıldı. Biz izliyoruz, trende ve harcama büyüklüklerine göre istediÄŸimiz zaman gerekli önlemi alırız’ dedi. Åžimdi reel sektör açık pozisyona girdiKRÄ°Z sonrası bankaların elde ettikleri deneyimle açok pozisyona girmeyin, çok ihtiyatlı davrandığını buna karşın reel sektördeki firmaların açık pozisyona düştüklerine dikkat çeken Bilgin, ÅŸu uyarılarda bulundu: ‘Maalesef reel sektördeki firmalarımız, yabancı para borçlanarak açık pozisyona girmiÅŸ durumdalar. Lütfen açık pozisyonunuz varsa, bir ÅŸekilde karşılaÅŸtırmaya çalışın. Açık pozisyondaki bir sorun ve kurlardaki bir hareketlilik sizi etkiler. Daha sonra da doÄŸrudan bankaları etkiler. Çünkü bu firmaların bankalara borçları var. Bunlardaki aksama, bankaların mali bünyesini etkiler.’Yabancı sermayeyi milli bankacılıkla baÄŸdaÅŸtırınTÃœRKÄ°YE Bankalar BirliÄŸi BaÅŸkanı Ersin Özince, bankacılık sektöründe yerli ve yabancı sermayenin artırılmasının özendirilmesi gerektiÄŸini söyledi. Özince, Türkiye Finans Yöneticileri Vakfı tarafından düzenlenen konferansta, bankacılıkta yabancı sermaye konusunda ÅŸunları söyledi: ‘Türkiye’de 1980 itibariyle 4 olan yabancı banka sayısının 2000 yılı sonunda 21 ve bugün 15. Daha çok sermayedarın ülkemize gelmesinden çok ümit ediyoruz ki mali sektörün büyümesi açısından daha çok yabancı banka sermayesi gelsin. Ekonomik yapılanmanın kalbi olan bankacılık sektöründe sermaye, yerlisi, yabancısı hepsi özenle korunmalı, artırılması özendirilmeli. Türkiye’de yabancı sermayeli bankacılık sektörünün ilgisi çok güzel ve yerinde ama belli bir yaklaşımla milli bankacılık politikasıyla da baÄŸdaÅŸtırılmasının yararlı olacağı düşüncesindeyim.’ BMD: BDDK’dan söz aldık kredi kart limitine sınır yokBÄ°RLEÅžMÄ°Åž Markalar DerneÄŸi (BMD) BaÅŸkanı Saruhan Tan, Kredi Kartları Yasa Tasarısı Taslağı hakkında BMD’nin kaygılarını ve görüşlerini paylaÅŸmak amacıyla BDDK yetkililerini ziyaret ettiklerini belirterek, verilen yanıtlar karşısında rahat nefes aldıklarını bildirdi. Özellikle limit ve taksit sınırlaması gibi perakende sektörünü olumsuz etkileyecek düzenlemeler konusunda endiÅŸelerine karşılık BDDK’dan güvence aldıklarını aktaran Tan, ÅŸunları söyledi: ‘Perakende sektöründe toplam satışların yaklaşık yüzde 85’lik bölümü kredi kartlarıyla yapılıyor. BDDK yetkililerine 2004 yılında kredi kartıyla yapılan harcamaların yaklaşık yüzde 15’inin hazır giyim, ayakkabı ve kozmetik alanlarında gerçekleÅŸtiÄŸi bilgisini ilettik. Limitin sınırlandırılması alışveriÅŸi de sınırlandıracaktır. Kaldı ki kredi kartı limitinin kiÅŸinin gelirinin üç katı ile sınırlandırılması, Türkiye gerçekleri ile uyuÅŸmuyor. KiÅŸilerin yeterli kredi kartı limitlerinin olmaması, tüketicileri nakit alışveriÅŸe yönlendirecek, böylece sistem, kayıt dışılığın tehlikelerine açık hale gelecektir. BDDK, kredi kartı sisteminin iÅŸleyiÅŸine zarar verecek bir uygulamadan özellikle kaçınırken, tüketicilerin haklarının korunmasına önem veriyor. Bu açıdan BDDK, BirleÅŸmiÅŸ Markalar DerneÄŸi’nin ‘son dönemde artan, market, gıda ve benzin gibi sabit nitelik taşıyan aylık giderlerin taksitlendirilmesi uygulamasının tehlikeli bir boyuta ulaÅŸtığı’ görüşünü de paylaşıyor.’Türkiye için kaygı yok, davet bekliyoruzULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Dış Ä°liÅŸkiler Direktörü Tom Dawson, IMF heyetinin Türkiye’yi ziyareti için henüz programın belli olmadığını ve bunun Türk Hükümeti’nden davet almalarının ardından gerçekleÅŸeceÄŸini söyledi. Dawson, Washington’daki IMF Merkezi’nde düzenlediÄŸi basın toplantısında, ‘Heyetin Türkiye’yi ziyareti için ÅŸu anda bir program yok. Çünkü henüz resmi bir davet almadık. Davet alındığında bu isteÄŸi memnuniyetle karşılayacağız’ dedi. Dawson, stand-by öncesinde ne yapılması gerektiÄŸi konusunda bir anlaÅŸma bulunduÄŸunu ve bundan sonra meselenin, Türk Hükümeti’nin bunları nasıl gerçekleÅŸtireceÄŸinin belirlenmesi olduÄŸunu söyledi. Dawson, Türkiye’ye iliÅŸkin bir gecikme olduÄŸuna iÅŸaret etti. Dawson, ‘Bazı durumlarda gecikmelerden endiÅŸe duyarız. Ancak, bu konuda Türk Hükümeti, tam olarak ne yapılması gerektiÄŸini bildiÄŸi için Türkiye’ye iliÅŸkin bir kaygımız yok’ dedi.Â
button