Alitalia Mağdurları Derneği

Güncelleme Tarihi:

Alitalia Mağdurları Derneği
Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2007 17:24

2005’te Fransa’ya gidip döndüğümde, “İtalyan Havayolları ile uçacaksan, önce iyi İtalyanca öğreneceksin. Bir defa anons yaparken o kadar hızlı konuşuyorlar ki, az buçuk İtalyancanla anlaman mümkün değil. İngilizce anonsları anlamak için de İtalyanca bilmek lazım, o kadar korkunç bir İtalyan aksanı... İkincisi, Alitalia ile uçacaksan, yiyecek içeceğini ve yastığını da yanında getireceksin. Galiba işleri pek iyi gitmiyor, yiyecek-içecek servisini fena halde şişiriyorlar. Uyumak için yastık istersen de acele etmen gerekiyor, koskoca A320 Airbusta ... 3 tane yastık var! demiştim. (31 temmuz 2005)

2006’nın sonunda gittiğimde ise, daha yola çıkmadan evvel, Alitalia’yı uyaririm demiştim, başıma gelecekleri bildiğim için. (20 aralık 2006)

İstanbul-Milano-Marsilya uçuşu, mucize eseri, iyi gitti. ‘Erken sevinme Serdar Devrim’ dedim kendime, ‘İtalya’nın havayolu, sonradan çıkar oyunu!..’

Alitalia beni mahçup etmedi.

Dönüşte, Marsilya Havalimanı’na saat 06.00’da geldik baba kız.

06.05 ‘Check in’ yani valizlerimizi verip, biletimizi aldık
06.15 Gate bilmem kaçtan içeri girdik
06.20 Anons: Milano uçağı kötü hava şartları nedeniyle iptal edilmiştir.

Çıkarsın, diğer binaya geçersin, alt kata inersin, bagajlarını geri alırsın ve üstünde SAT – Service Aéroportuaires et Techniques yazan gişenin önünde sıraya girersin.

Türk olduğun için, bagajları almadan evvel kızını sıraya soktuğun için üçüncü sıradasındır.

Gişede (bütün bir uçağın yolcularına cevap vermek, gidecekleri yere başka yollardan göndermek, biletlerini kesmek için) SADECE BİR KİŞİ çalışıyor. Onun için iş uzuyor tabii ki.

Önümüzdeki iki yolcu da bizim gibi Milano-İstanbul uçacakmış. Gişedeki adama izah ediyorsun ‘Biz de İstanbul’a uçacağız, isterseniz muameleyi beraber yapın’...

Ama bu teklif ettiğin basit şeyi anlamak asgari 90 IQ gerektiriyor. Adam, önümüzdeki iki yolcuyu Brüksel üzerinden İstanbul’a uçurmak için tam 50 dakika zaman harcıyor, iki üç kere Brüksel’e telefon ediyor.

Bize sıra 07.50’de geliyor. Ama yandan kaynak yapanlarla ilgilendikleri için ancak 09.30’da rezervasyonumuz yapılabiliyor. Adam bizim için – tekrar – Brüksel’i arıyor ve bizden öncekiler için yaptığı BÜTÜN İŞLEMLERİ baştan, bir kere de bizim için yapıyor.

Arkamızda, İstanbul’a uçacak bir hanım daha var. Onun için AYNI İŞLEMLERİ bir ÜÇÜNCÜ kez tekrarlayacaktır az sonra.

Saat 09.50’de elimize bir ‘bilgisayar çıktısı’ tutuşturuyor. Valizlerimizle yan binaya geçiyoruz. Belçika Havayolları gişesine geliyoruz. Sıra bize gelince, elimizdeki kağıtlara bakıyorlar:

- Brüksel uçağında sizin isminiz görünmüyor.
- İyi ama bu elimdeki kağıtta öyle demiyor.
- Kağıdı bilmem, bilgisayarda adınız yok.
- Ne yapmamız lazım?
- SAT gişesine gideceksiniz tekrar...

Valizleri kızına emanet edip yan binaya geri dönüyorsun. SAT gişesindeki adam senin yüzündeki ifadeyi görünce rengi atıyor, iki adım geri çekiliyor. Tekrar Brüksel’e telefon ediyor. Elinde bir bigisayar çıktısıyla geliyor.

- Bakın burada RR yazıyor. Yani rezervasyonunuzu iki kere konfirme ettirdim.

Diğer binaya geçiyorsun. Tekrar Belçika Havayolları kuyruğuna giriyorsun. Sıra sana gelince yer hostesi elindeki kağıda bakıyor:

- Yolcu listesinde adınız hâlâ görünmüyor.
- Ama bakın burada RR...
- O beni ilgilendirmez, bilgisayarda adınız yok.
- Peki ne yapmam lazım?
- Sizi ‘bekleme listesine’ aldım, eğer yer kalırsa uçuracağım...

(Adının aslında listede olduğunu ama fazla bilet satıldığı için sana yalan söylediklerini tahmin etsen de ispat edemezsin.)

Gelmeyenler olsun diye dua ederek, karnında sancılarla bekliyorsun. Ve son 3 yolcu olarak, baba kız, bir de arkamızdaki Türk hanım, son saniyede uçağa biniyorsun.

Ve saat 13.30 yerine, 22.30’da İstanbul’a iniyorsun. Tabii ki fakültedeki dersini kaçırıyor, çocuklara mahçup oluyorsun. (Kabahat sende, Alitalia ile döneceksen, en az 12 saat, muhtemelen 1 gecelik gecikmeyi hesaba katacaksın.)

Buna rağmen ‘ALLAH ALİTALİA’DAN RAZI OLSUN. SADECE 9 SAAT GECİKMEYLE GELDİK!” diye mutlu oluyorsun.

Oluyorsun çünkü...

Çünkü bilirsin ki 9 saat gecikmeyi öpüp de başına koyman gerek. Üstelik... valizlerin bile gelmiş, Allah’tan daha ne isteyeceksin...

Eloğlu neler çekiyor...

Mesela karın, gidişte geceyi Milano’ya geçirmek zorunda kalmış, ertesi gün saat 15’e kadar sefil olmuştu.

Bir arkadaşın akşam uçağıyla Milano’ya uçmuş, Marsilya uçağı iptal edildiği için geceyi Milano’da geçirmek zorunda kalmış, ertesi sabah 7’de ‘Sabah uçağı iptal oldu, bir dahaki saat 15’te’ demişler, Marsilya’ya... trenle gitmek zorunda kalmıştı.

Bir diğer arkadaşın Noel’de giderken valizleri kaybolmuş, hediye dolu olan çanta Noel’den... 4 gün sonra bulunmuştu.

Bir üçüncü arkadaşının valizi... kökten kaybolmuş, Alitalia tazminat ödemişti.

*

Şimdi siz bana diyeceksiniz ki...

Sen sakın MAZOŞİST olmayasın Serdar... bütün bunlardan sonra HALA ALİTALİA İLE UÇTUĞUNA GÖRE

Vallahi ne deseniz haklısınız.

Karım, Marsilya’ya hemen her gidiş gelişten sonra, Alitalia’dan bir bedava bilet alıyor. Bana ‘Başına gelenlerden sonra şikayet et, bir gidiş-dönüş bilet versinler sana!’ diyor.

‘Bana bir Airbus tahsis etseler de istemem’ diyorum. Her seferinde sorun çıktığı için, bana her uçuştan sonra bir bilet verecekler, ben de bu yüzden ömür boyu Alitalia ile uçmaya mahkûm olacağım.

Hayır, bu kısır döngü bir yerde kırılsın, benim de her tatilim rezil olmaktan kurtulsun.

Bu hikayeyi dinleyen bir avukat arkadaşım ‘THY gecikme sebebiyle bir yolcuya tazminat ödemeye mahkûm edildi. 2 bin liraya kadar para alabilirsin’ diyordu, onu da istemiyorum.

Bu arada biz, Alitalia mağdurları olarak ALMADER (Alitalia Mağdurları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) çatısı altında örgütlenmeye karar verdik.

Merkez İstanbul Atatürk Havalimanı. Milano’da da bir şube, bir de ‘yolcu sığınma evi’ açacağız nasipse.

*

Şaka bir yana, bilenler derler ki ALITALIA satılmak üzereymiş. Alıcı, 29 ocakta belli olacakmış. Onun için yolcular çalışanların umurunda bile değilmiş.

Vallahi belli...


Not: Haksızlık olmasın diye bir kere daha tekrarlıyorum. Alitalia’nın İstanbul’daki görevlilerine diyecek lafım yok. Bugüne kadar hâlâ Alitalia ile uçmamın tek sebebi, bu insanların güler yüzü ve profesyonelliğidir. Bu şaka değil, gerçek...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!