Alışveriş merkezinin tüm duvarları bu fotoğraflarla kaplanacak

Buluştuk. Fotoğraf çekimlerinin on beşinci ve son gününde kendine stüdyo yaptığı mekana, Süzer Plaza’nın 28. katındaki cam kubbeye gittim. Üzerine titrediği projeyi enine boyuna öğrendim. Ekim başında Maslak’ta yeni bir alışveriş merkezi açılıyor. Garanti GYO’nun yatırımı ile hayata geçen merkezin adı Doğuş Power Center. Sınırlı sayıda markanın dev metrekarelerle yer aldığı merkezin tüm duvarları Okan Bayülgen’in çektiği fotoğraflarla kaplanacak.

Süzer Plaza’nın 28. katı tam bir fotoğraf stüdyosu olmuş. Bir kenarda saç, bir kenarda makyaj yapılıyor. Okan, bu mevsimde sapı olan kiraz istemiş, asistanları Türkiye’nin dört bir yanındaki manavları araştırıyor. Ünlü isimlerin biri gidiyor, biri geliyor. Rus mankenler bir köşede, fotoğrafçının gelip kendilerini incelemesini, dosyalarına bakmasını, içlerinden birini seçmesini bekliyor. İki saat ortamı izliyorum, sonra boş bir anında Okan’ı kolundan tutup köşeye çekiyorum:

"Bu bir ticari çekim değil aslında. Bu, kocaman bir binayı görsel olarak bir kişiye emanet etme işi. Bana gelip, bize yaşam gücünü yansıtan fotoğraflar çek, dediler. Demesi güzel ama fotoğrafı çekenin üzerine büyük bir yük yüklüyor. Yaşam gücünü yansıtan fotoğrafları, fotoğrafçıların kitaplarında görürüz genelde. O kitaplar upuzun bir kariyerin özeti gibidir. 30-40 yılın seçkisidir. Bu kadar güçlü bir seçkiyi 15 günde ortaya çıkarmam kolay bir şey değildi. Bu sorunu nasıl çözdüm? Sevdiğim insanların fotoğrafını çektim. Bazıları ünlü, bazıları değil... İfadeleri güçlü, enerjisi yüksek insanlar."

Fotoğrafların tamamı siyah beyaz. Çünkü Okan Bayülgen siyah beyaz fotoğrafların daha artistik olduğunu düşünüyor. "Siyah-beyaz, sanatsal fotoğrafın kendini en iyi anlattığı şekil" diyor ve renkliye oranla daha zor olduğunu söylüyor.

BU FOTOĞRAFLAR DEMODE OLMAYACAK

Teknik detayları şöyle açıklıyor: "Çektiğim fotoğrafların hepsi, hatta 10-15 metreye büyüyenler bile gerçek fotoğraf kartına basılacak. Şöyle bir iddiamız var: Güya kolay ama kolaylık yüzünden kendinden çok şey kaybeden fotoğraf sanatına eski yöntemlerle bakıyoruz."

Çekilen fotoğraflar iki amaç için kullanılacak. Birincisi, alışveriş merkezinin açılış gününde açılacak üç aylık bir sergi. Özellikle ünlülerin fotoğrafları olacak bu sergide. İkincisi ise, fotoğrafların büyütülerek alışveriş merkezinin duvarlarına asılması. Okan Bayülgen duvarları kaplayacak fotoğrafları çekerken ince eleyip sık dokumuş: "Şok yaratmaya çalışmadık. Bak ne acayip fotoğraf, dedirtecek şeyler çekmedim. Demode olmayacak kareler yakalamaya çalıştım. Reklam fotoğrafı gibi olmamalarına özen gösterdim. Mesajını ilk bakışta veren, üç defa bakıp sıkılacağınız fotoğraflar değil bunlar. Gözünüzü oyalıyor. Bakmasını bilen her seferinde başka bir ayrıntı yakalayabilir."

MAKYAJ YAPMADIK HATTA KİRLETTİK

Proje kapsamında poz veren ünlülerin hepsi çok sade, çok doğal. "Bazen hiçbir şey giymediler, bazen de paçavralardan elbise yaptık" diyen Okan Bayülgen, modellerinin makyajsız hatta kirli suratlı olmalarını şöyle açıklıyor: "Son dönemde bütün sanatçılar, fotomodeller, şarkıcılar, hatta sosyetik insanlar fotoğraflarda çok güzel görünmek istiyorlar. Photoshop yapılmasını talep ediyorlar. Onlar etmese bile fotoğrafçılar işlerini kabul ettirmek için bu insanların yüzlerini onlar sanki hiç yaşamamış, hiç dövüşmemiş, hiç sevişmemiş, hiç mutlu olmamış gibi gösteriyorlar. Bu fotoğraflar belki ilk bakışta hoş geliyor ama birkaç kere baktıktan sonra içinde hiçbir duygunun, o kişi ile ilgili hiçbir bilginin olmadığını görüyorsunuz. Halbuki bir portreyi niye çekiyoruz? Bir kadının fotoğrafını CD kapağına niye basıyoruz? Ondan yayılan enerjiyi, duyguyu, bilgiyi almak için... Bu çekimlerde modelleri kirletmemizin nedeni aslında bu. Bu insanlar güzel olmaya çalışmıyorlar. Onlar zaten varlar. Görüntüleriyle gözümüzü meşgul ediyorlar. Madem öyle, neden bu meşguliyete bir son verelim, neden suratlarını sabun yapalım? Aksine daha da fazla ortaya çıksın diye yüzlerine is sürelim. Gözlerini koyulaştıralım. İfadelerini ortaya çıkaralım dedik."

BERRAK KİME AŞIK?

Okan Bayülgen’in çektiği portre fotoğrafların bir kısmında ünlü isimler parmaklarına bazı yazılar yazmış. Bayülgen’e, ne yazılacağına kim karar verdi, diye soruyorum. Cevabı: "Herkes kendi seçti. Ya söylemek istedikleri bir şey ya da çok takıldıkları bir kelime oldu. Örneğin, bir İstanbul beyefendisi olarak tanıdığınız Yıldırım Mayruk’u saçı başı dağınık, atletli çektik ve parmaklarına "sana ne" yazdık. Öyle istedi. Arda Uskan "bekleyiş" sözüne takmıştı. Onun parmaklarına bekleyiş yazdık."

"Peki ya Berrak Tüzünataç?" diyorum; "Parmaklarında ’sana aşık’ yazıyor. Berrak kime aşık? Mesajını kime vermek istiyor?" "Fotoğrafa bakanlara herhalde" diyor. "Fotoğrafı çekene olmasın?" diyorum. Uzun bir cevap alıyorum: "Fotoğrafı çekene de, bakana da. Berrak o kadar güzel ki... Makyajsız ve hiçbir müdahale yok. Berrak’a göre bu, onun şu ana kadar çekilmiş en güzel fotoğrafı. Benim için de, çektiğim en güzel fotoğraflardan biri. Çünkü üzerinde hiçbir sahtekarlık yok. Doğal hali nasılsa öyle. Eğer onun parmaklarında öyle bir şey yazıyorsa... Benim amacım o fotoğrafı sergi ilanı olarak koymak. Bu kadar hoş ve akıllı bir kızın parmaklarında böyle bir şey yazması herhalde bakanı şok eder diye düşünüyorum."

SEKİZ DEV MAĞAZA

Doğuş Power Center, mimari yaklaşımı, mağaza karması, sosyal aktiviteleri ve yönetim vizyonu ile Türkiye için bir ilk. Amerika’da doğan ve gelişen Power Center felsefesi, bünyesinde onlarca mağazaya yer vermektense, sınırlı sayıda sektör mağazası ile oldukça büyük metrekarelerde fark yaratmak esasına dayanıyor. Doğuş Power Center’da Doğuş Otomotiv, Tepe Home, Tansaş, Bimeks, Finspor/Sporpoint, Yeşil, Garanti Bankası, D&R gibi ayrıcalıklı markalar ve küçük yaşam üniteleri yer alıyor. Doğuş Power Center müşterilerine ayrıca tematik bir yiyecek katı ile hizmet verecek.