Oluşturulma Tarihi: Haziran 04, 2004 00:00
Başlıkta mahsus deplasman kelimesini kullandım ki, erkekler üzerinde bir algıda seçicilik hadisesi tezahür etsin.Nedir deplasmanda olmak? Yabancı sahada, karşı takımın sahasında top koşturmak. Yaygın inanışa göre alışveriş kadın işi olduğundan, eşiyle, sevgilisiyle alışverişe çıkan erkek de deplasmana gitmiş oluyor. Kısa zamana kadar alışverişe yanında bir kadınla çıkan erkek sahanın tamamını kullanmaz, ancak belirli bölgede özellikle de gol yollarında etkili olurdu. (Erkek ilgisini korumak maksadıyla futbol terimlerini kullanmakta ısrar ediyorum, kadın okuyuculardan sabır bekliyorum.) Yani bir şey satın alınacaksa kasa yakınlarında bekler, satın alınacak şey üzerine fazlaca fikir beyan etmez, yalnızca parayı öderdi. Bir bölümü deplasmana çıkma riskine hiç girmez, alışveriş vekaletini eşine verir, o ne alırsa onu giyerdi ki, en sevdiğim modeldir. Alışveriş esnasında yanınızda bulunup, hızını kesmezler, ağırlık yapmazlar. Tabii evde, aldıklarınıza bakıp müşkülpesentlik etmedikleri sürece. Bu tip bir erkek gömlekte yaka numarasının kaç olduğunu, hangi beden pantolon giydiğini bilmez. Fakat şimdi öyle mi sevgili okurlar, kadınların kurtarılmış bölgeleri teker teker elden gidiyor. Örneğin parfümeri reyonları. Artık erkeklerle yanyana kırışıklık kremi seçiyoruz, parfüm deniyoruz. Komik yani, bir sevgilisinin bileğindeki kadın parfümünü, bir kendi bileğindeki erkek parfümünü koklayıp, tezgahtarın önerdiği nemlendiriciden memnun kalmayıp kararsızlıklar içinde kıvranan erkek figürü görmek. Ayrıca mağazada erkekler varken insan selülit kremlerinin yanına yaklaşamıyor. Üstelik geçenlerde ağda kutusuna bir erkekle aynı anda elimizi uzattık, pes yani. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi kadın soyunma kabinlerinin önünde de erkek kalabalığı var. Artık modadan, trendlerden, stilden daha çok anlıyorlar ya, eşleri içeride giysi denerken, onlar da kabin kapılarında durup fikir beyan ediyorlar. ‘Hayatım sence bu renk tenine gitti mi? Sanki düşük belli bir pantolon daha mı iyi oturur üzerine? Aşkım senin omuzların biraz geniş, acaba bu yaka doğru
seçim mi?’ Offf of! Ya, iç çamaşırı reyonları? Onlar dantelli mi olsun, g-string mi olsun diye karar verecekler diye, ben denediğim bikiniye, iç çamaşırına kabinden çıkıp, şöyle ferah ferah bakamıyorum. Zira kabinlerin önü yine erkek kaynıyor. Bebeklere kendinden bezli, batmayan mayolarBulutlar bir türlü aralanmıyor, yağmurlar bir türlü dinmiyor ama gelecek elbet güneşli günler. İşte ufuktaki güneşli-denizli günler için bebek sahibi annelere hizmetimiz: Arşimed bebek ürünleri. Joker mağazalarında satılan Archimede (Arşimed) marka ürünler bebekli deniz tatilinde ortaya çıkan pek çok sorunu bertaraf ediyor. Örneğin batmaz mayolar. 2-7 yaş arası çocuklar için önerilen mayoların göğüs çevresinde batmaz köpükler bulunuyor. Böylece çocuğunuz kolluk, simit gibi hareketini engelleyici aksesuvarları kullanmadan yüzmeyi öğrenebiliyor. Bu işte ilerledikçe köpükleri yavaş yavaş çıkarabiliyorsunuz. Sızdırmaz mayolar ise 0-36 ay arası bebekler için. Deniz ve havuzda beze gerek duymadan kullanabileceğiniz, içi pamuk kaplamalı, sızdırmaz özellikli mayolar hem bebek, hem de anne için büyük rahatlık.Bir de Sterntaler UV korumalı şapkalar var. 0-12 yaş arası çocuklar için üretilmiş. Ultraviyole ışınlarına karşı koruma özelliği var. Ense ve kulakları da güneşten koruyor.
button