Güncelleme Tarihi:
 Şebnem Özinal  fotoğrafları için tıklayın
"Tak Tak Takıntı"ya ilgi nasıl?
- Oyun gayet iyi gidiyor. "Kapı baca kırılıyor" derler ya... Gerçekten öyle bir tabir kullanmak gerekiyor bu oyun için.
Biraz oyundan bahseder misiniz?
- Altı kişilik bir kadromuz var. Oyun, bir doktor muayenehanesinde geçiyor. Herkes randevu almış ve sırasını bekliyor. Ancak doktor gecikiyor. Hastalar da kendi aralarında sohbet etmeye başlıyorlar. Oyun bu sohbetler üzerine kurulu. Provalara başlamadan önce çok fazla doktor gözlemledim. İnternette araştırma yaptım.
Oyundaki gibi temizlik takıntısı olan birisi misiniz?
- Normal hayatta temizlik takıntısı olan bir kadın değilim. Ancak bende bir şey kaybetme takıntısı var. Çantamdan bir şey kayboldumu çok üzülüyorum. Resmen uykularım kaçıyor. Değerli ya da değersiz fark etmez, bir eşyam kaybolursa deliye dönüyorum.
n Uzun zamandır tiyatroda rol almıyordunuz. Bu oyunu kabul etmenizdeki etken nedir?
- 1991 yılında Dormen Tiyatrosu’nda oyunculuğa başladım. Rollerin hepsini kabul ediyordum. Çünkü kendimi kabul ettirme çabasındaydım.
Canlandırdığınız karaktere adapte olmak sizi zorladı mı?
- Oyunculuğa başladığımdan bu yana hep zorlayıcı işlerde yer aldım. Tiplemelerde oynamayı sevdim. Kötü kadın rolünü de daha tipleme olduğu için hep kabul etmişimdir. Ancak "Tak Tak Takıntı"daki rolümün oyunculuğuma çok katkısı olduğunu düşünüyorum. Çünkü asla sahnede gerçek Şebnem’i göremiyorsunuz. Peruk ve gözlük taktığım için çoğu insan beni tanımamış.
Ali Poyrazoğlu ile ilk defa mı çalışıyorsunuz?
- Ali Poyrazoğlu’nun bir dizisinde misafir oyuncu olarak yer almıştım. Ama kendisiyle ilk kez bir tiyatro oyununda çalışıyorum.
Ali Poyrazoğlu 35 yıl sonra kadın kılığına girdi. Siz 35 yıl sonra ne yapmak istersiniz?
- Ali’yi kadın yapmak için çok uğraştık. Benden yardım aldı. Ali’nin makyajını ben yapıyorum. Her gün ona oje sürüyorum. Tüylerini sarıya boyadık. Ben de 35 yıl sonra erkek kılığına girmek istiyorum. Gerçekten böyle bir hayalim var.
"Tak Tak Takıntı"ya ilgi nasıl?
Biraz oyundan bahseder misiniz?
- Altı kişilik bir kadromuz var. Oyun, bir doktor muayenehanesinde geçiyor. Herkes randevu almış ve sırasını bekliyor. Ancak doktor gecikiyor. Hastalar da kendi aralarında sohbet etmeye başlıyorlar. Oyun bu sohbetler üzerine kurulu. Provalara başlamadan önce çok fazla doktor gözlemledim. İnternette araştırma yaptım.
Oyundaki gibi temizlik takıntısı olan birisi misiniz?
- Normal hayatta temizlik takıntısı olan bir kadın değilim. Ancak bende bir şey kaybetme takıntısı var. Çantamdan bir şey kayboldumu çok üzülüyorum. Resmen uykularım kaçıyor. Değerli ya da değersiz fark etmez, bir eşyam kaybolursa deliye dönüyorum.
Uzun zamandır tiyatroda rol almıyordunuz. Bu oyunu kabul etmenizdeki etken nedir?
- 1991 yılında Dormen Tiyatrosu’nda oyunculuğa başladım. Rollerin hepsini kabul ediyordum. Çünkü kendimi kabul ettirme çabasındaydım. Ancak bazı roller üstüme yapıştı. Biraz ara vermenin doğru olacağını düşündüm. Zaten son iki yıldır da Şefik’in (Öztek) işlerinden dolayı Antalya’da bulunmak zorunda kaldım. Açıkçası kendimi biraz unutturmak istedim. Daha sonra mutsuz mutsuz evde otururken Ali Poyrazoğlu’ndan teklif geldi. Hem oynayacağım karakteri beğendim hem de oyunu çok komik buldum.
Canlandırdığınız karaktere adapte olmak sizi zorladı mı?
Ali Poyrazoğlu ile ilk defa mı çalışıyorsunuz?
- Ali Poyrazoğlu’nun bir dizisinde misafir oyuncu olarak yer almıştım. Ama kendisiyle ilk kez bir tiyatro oyununda çalışıyorum.
Ali Poyrazoğlu 35 yıl sonra kadın kılığına girdi. Siz 35 yıl sonra ne yapmak istersiniz?
- Ali’yi kadın yapmak için çok uğraştık. Benden yardım aldı. Ali’nin makyajını ben yapıyorum. Her gün ona oje sürüyorum. Tüylerini sarıya boyadık. Ben de 35 yıl sonra erkek kılığına girmek istiyorum. Gerçekten böyle bir hayalim var.
Gece hayatını bıraktık
Şefik Öztek’le evliliğiniz nasıl gidiyor?
- İyi gidiyor. Biz zaten beraber yaşıyorduk, sessiz sedasız evlendik. Küçüklüğümden beri hep "Ben gizlice evleneceğim" derdim ve dediğim oldu. "Evlenince her şey değişiyor" diyorlar ama bizde bir şey değişmedi.
Çocuk yapmayı düşünüyor musunuz?
Şebnem Özinal evde nasıl? Yemek yapmayı biliyor mu?
- Yemek yapmayı çok seviyorum. Evde vakit geçirmek daha güzel. Eşim ve ben gece hayatını bıraktık, artık dışarı çıkmaktan sıkılıyoruz.
Röportaj: Büşra BOZOK Fotoğraflar: Sercan BALAMUR