ALİ OLMASA BELKİ HİÇ EVLENMEZDİM

BÖYLE EVLENMİŞLERDİ (FOTO-GALERİ)

* Filmde İbrahim karakteriyle karşımızdasınız. İbrahim nasıl biri?
        �
- Yiğit Özşener: ıbrahim, Mehmet karakterinin damadı ve belediye başkan yardımcısı. Karısına âşık, çocuklarını çok seviyor, işinde iyi, dürüst, toprağına bağlı, çevresindeki insanlara sahip çıkan eğlenceli bir adam. Filmde bir göç hikâyesi anlatıyoruz ama yakın tarihimizden 1980 öncesi ve sonrasıyla ilgili ipuçları da veriyoruz.

* Nasıl bir film olduğunu düşünüyorsunuz?

- Y. Özşener: Can acıtıcı, dramatik bir film değil, eğlenceli de... Büyük oranda birebir yaşanmış bir hikâye, Çağan’ın (Irmak) hikâyesi. ılk görüşmemizde “Sakin sakin çekeceğiz, çok ciddiye alırsak çekemem” dedi. Müziği bile çok dramatik yapmak istemiyordu. Herkes kendi payına düşeni alsın tavrı vardı.

* Filmde rüya gibi bir oyuncu kadrosu var.  �

- Y. Özşener: Merak ettim ama Çağan’a sormadım bunu. Bence Çağan’ın kafasında belirgin insanlar vardı. Öyle olgunlaştırdı ve filmi çekti. ılk okuma provasında hepimiz bir araya gelmiştik. Prova bittiğinde Çağan’ın şunu söylediğini duydum: “Bir kez daha yanılmadığımı gördüm.” Gişe işlerinden anlamam ama iyi ki böyle bir film çekilmiş ve ben de oynamışım.

ŞÖHRET YÜZÜNDEN KÜFREDEMİYORUM

* Oyunculuk hayallerinizin hangi noktasındasınız?

- Y. Özşener: Her proje yeni bir yol. Ömrümün sonuna kadar hep yeni bir şeyle karşılaşmayı ümit ediyorum. Çok zorlanacağım bir şeyle de karşılaşmayı diliyorum. Çalıştıkça, ürettikçe mutlu olanlardanım.

* Şöhret ne yaptı size; ne getirdi, ne götürdü?

- Y. Özşener: şöhret beni daha tanınır kıldı, beni daha dikkatli olmaya teşvik etti. Her şeye dikkat etmeye başlayınca da sıkılmama neden oldu. şöhret bazı arkadaşlarımla aramın hafiften bozulmasına, ama daha sonra iyi arkadaşlarım oldukları için ömür boyu yanlarında kalmama, bana destek çıkmalarına neden oldu. şöhret daha çok insanın bana tavsiyede bulunmasına neden oldu. şöhret imzamı daha sık atmama neden oldu. şöhret bilmediğim birçok insanla bilmediğim birçok fotoğrafımın olmasına neden oldu. Altlarına ne yazıyorlar bilmiyorum, internette nasıl dolaşıyor hiç bilmiyorum! şöhret herkesin beni işine geldiği gibi algılamasına neden oldu. şöhret benim elimi kolumu bağladı; şöhret bağıramamama neden oldu. şöhret yumruk atamamama neden oldu. şöhret küfredemememe neden oldu. şöhret bunların hepsine neden oldu. şöhret taşınması gereken bir yük, bir yandan da hayatı kolaylaştıran bir şey.

MUTLU OLMA HALİ ÇOK ABARTILMAMALI

* Hırslı mısınızdır?

- Y. Özşener: Bazen hırslanırım içten içe.

* Enerjiniz ve hırsınız kontrolden çıkar mı?

- Y. Özşener: Kontrol mekanizması yüksek biriyim.

* Kendinizi yalnız ve kırılgan hissettiğinizde nereye sığınırsınız?

- Y. Özşener: Evimle bağımın olmamasına rağmen evime sığınırım. Çok yakın dostlarımla vakit geçirmek, hoş beş etmek isterim. Bol bol yürürüm. Yürüyünce çok düşünüyormuş gibi oluyorum ama aslında çok düşünmüyorum. Bir sürü düşünce kafada akıyor gidiyor, o bana iyi geliyor.

* Mutlu biri misiniz?

- Y. Özşener: Mutluyum, bazen de mutsuzum. Mutlu olma halinin çok da abartılmaması gerektiğini düşünüyorum.

BENİM BÖYLE BİR İŞ YAPACAĞIM BELLİYDİ
 �
* Gökçe Hanım, siz nasıl bir roldesiniz filmde?

- Gökçe Bahadır: Nurdan isimli karakteri oynuyorum. 10 yaşındaki Çağan’ın annesi rolündeyim. Nurdan, dönemine göre modern düşünen, esprili, dominant, ailesine çok düşkün, zorluklar karşısında aileyi ayakta tutmaya çalışan bir kadın.

* Sizce nasıl bir film oldu?

- G. Bahadır: Her akşam fragmanları izliyorum, tüylerim diken diken oluyor. Dolu bir film.

* Küçükken ünlü olma hayaliniz var mıydı?

- G. Bahadır: Küçükken hayat böyle değildi, diziler yoktu. Görsel bir şey yapmak istediğimi biliyordum. Gittiğimiz mekânlarda piste çıkıp oynar, şarkı söylerdim. şarkı söylemeyi çok severim. Benim böyle bir şey yapacağım belliydi, şaşkınlık olmadı.

* Oyunculuk hayallerinizin hangi noktasındasınız?

- G. Bahadır: Hayaller devam etiği sürece hayat güzel ilerliyor. Kendimce doğru gidiyorum. Daha çok yapmak istediğim şeyler var oyunculuk adına.

* Hayatınızın rolü ne olabilir?

- G. Bahadır: Bir müzikalde oynamak istiyorum. En büyük hayalim o. Kendimi Rita Hayword gibi bir Broadway sahnesinde hayal ediyorum.

ALİ OLMASA BELKİ HİÇ EVLENEMEZDİM

* Evliliğiniz nasıl gidiyor, kaç ay oldu evleneli?

- G. Bahadır: Dört aydır evliyim, gayet güzel gidiyor. Ali’yle (Sunal) evcilik oynuyor gibiyiz! Evlendim ne oldu, hiçbir şey anlamadım, hiçbir şey değişmedi.

* İlk görüşte aşk mıydı sizinki?

- G. Bahadır: ılk görüşte aşk gibi değildi ama bildiğim kadarıyla Ali beni önceden kafasına takmış, izlemiş karşılaştığımız yerlerde. Hayat, tesadüfler bizi karşı karşıya getirdi.

* Evliliği düşünüyor muydunuz peki?

G. Bahadır: Ben çok evlenebilecek bir tip değildim. Kızlar evlilik hayalleri kurarlar ya, ben öyle biri değilim. Ali olmasa belki de evlenemezdim.

* Ali Sunal’da sizi büyüleyen şey neydi?

- G. Bahadır: Ali’nin samimiyeti ve gülüşü...

GÖKÇE BAHADIR: AŞKI ÖLDÜREN EVLİLİK DEĞİL BİZİZ

* Âşık bir kadın olarak aşk için ne söylersiniz? Geçmişte ne düşünüyordunuz, şimdi ne düşünüyorsunuz?

- G. Bahadır: “Aşk acı çekmektir” derler ya, onu da yaşadık bu arada ama aşk mıydı o bilmiyorum. Aşk benim için heyecan. Heyecanı öldürmemeye çalışmak çok önemli evlilikte. Evlilik aşkı öldürmüyor, öldüren biziz.

* Şöhret sizi etkiledi mi?

- G. Bahadır: şöhret işimin getirdiği durum, başka bir şey değil. Seviliyor olmak çok güzel.

YİĞİT ÖZŞENER: HAVA HARP OKULU’NA GİRMEK İSTİYORDUM

* Küçükken ne olmak istiyordunuz?

- Y. Özşener: Bir ara pilot olmayı ve Hava Harp Okulu’na girmeyi düşündüm, kıyısından döndüm.

* Sosyal hayatınızı dolu dolu yaşıyor musunuz?  �

- Y. Özşener: ıstediğim şeyleri yapmaya zaman ayırıyorum. Seyahat etmeyi çok severim, tek başıma seyahati de öyle. Bir yerde yabancı olmayı çok seviyorum.