Güncelleme Tarihi:
Uzmanların medeniyet hastalığı olarak değerlendirdiği alerji Türkiye'nin büyük kentlerinde hızla yayılıyor. Prof. Dr. Küçükusta bireylerin vücutları için alerjen olabilecek etkenleri zamanında öğrenmesinin hayat kurtardığını söylüyor.
MOLEKÜLER biyolojideki gelişmelere paralel alerjik hastalıkların tanı ve tedavisinde önemli gelişmeler yaşanıyor. Ancak gelişmelerin aksine, bu hastalıkların görülme sıklığında da her geçen yıl artış görülüyor. Üstelik gelişmişliğe paralel alerjik hastalıklara da daha sık rastlanıyor. Gelişmiş ülkelerden her 100 kişiden 20'sinin alerjik hastalığı bulunduğunu belirten Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, ‘‘Alerji bir medeniyet hastalığı. Bu artış ya endüstrileşmenin getirdiği bazı dış faktörlere daha fazla maruz kalmaktan ya da vücut direncindeki azalmadan kaynaklanıyor’’ dedi.
Vücut aşırı tepki gösteriyor
Vücudumuza dışarıdan giren çeşitli maddelere karşı gösterilen ‘aşırı’ tepki ‘alerji’ şeklinde tanımlanıyor. Buna yol açan alerjenler, deri, solunum yolu, sindirim sistemi gibi yollardan girebiliyor. Hava kirliğinin, ozon tabakasındaki incelmeye bağlı yeryüzüne daha fazla ultraviyole ışın ulaşmasının ve sigaranın da alerji artışının başlıca sorumlusu olduğunu belirten Prof. Dr. Küçükusta şunları söyledi: ‘‘Sağlıksız şehirleşme,yerleşim yerlerine yakın fabrikaların kurulması, yoğun trafik yanında rüzgar alımını engelleyen yüksek binalar, doğanın özellikle ağaçların ve bitki örtüsünün tahrip edilmesi, modern ama sağlıksız binalar (az güneş gören, karanlık, iyi havalandırmayan, merkezi havalandırma sistemleri kullanılan), gelişigüzel kullanılan ilaçlar, kozmetikler, yiyecek ve içeceklerde kullanılan yapay renk, tat, koku verici maddeler ile bozulmayı önleyiciler, iklimde beklenmedik ani değişiklikler ve stres alerjik hastalıkların artmasına yol açan faktörler.’’
Son yıllarda alerjik hastalıkların beslenmeyle ilişkisinin araştırıldığını söyleyen Prof. Dr. Küçükusta, bazı gıdaların vücut direncini düşürebildiğini belirtti. Balık yağı, A, E ve C vitaminleri ile selenyumdan zengin gıdaların tüketilmesinin astım ve alerjik hastalıkların ortaya çıkışını geciktirdiğini anlatan Prof. Dr. Küçükusta, protein yapısındaki bazı yiyecek ve içeceklerin, tuz ve gıda katkı maddelerinin ise davetiye çıkardığını söyledi. Bazı yiyecek ve içeceklerin astım krizine yol açtığını vurgulayan Prof. Dr. Küçükusta, ‘‘Bunların başlıcaları, protein içeren yumurta, süt, çikolata, fındık, fıstık, soya, balık ve çeşitli deniz ürünleri. Yiyeceklere bağlı astım krizleri özellikle küçük çocuklarda görülür. Genellikle de astımın yanısıra diğer alerjik belirtileri de beraberinde getirir’’ dedi.
t BAŞLICA ALERJİLER
Prof. Dr. Küçükusta'nın verdiği bilgiye göre başlıca alerjiler şunlar:
Ev tozu alerjisi: Alerjik nezle ve alerjik astımın en sık rastlanan nedeni ev tozları. Ev tozları içinde, ev akarları, kedi, köpek, kuş gibi evcil hayvanlara ait salya, tüy ve deri döküntüleri, küf mantarları, polenler, bakteriler, koltuk, halı, yatak, mobilya gibi ev eşyalarından kaynaklanan alerjenler bulunur.
Ev hayvanlarına ait alerjenler: Özellikle de kediler alerjen kaynağıdır. Köpeklerdeki alerjenler de salya ve tüylerden kaynaklanır. Kemirgen hayvanların ise idrarlarındaki alerjenler önemli. Hamam böceklerinin de alerjen kaynağı olabileceği biliniyor.
Küf alerjisi: Evlerde küfler, serin, karanlık, nemli ve iyi havalandırılmayan ortamlarda çıkar.
Polen alerjisi: Polenler yani çiçek tozları da alerjiye yol açar. Rüzgarların etkisiyle kilometrelerce uzaklara taşınabilirler. Her bitkinin kendine özgü polen zamanı vardır. Daha çok alerjin nezleye yol açarlar.
Egzersiz alerjisi: Jogging, tenis, futbol, bisiklet, kayak, aerobik gibi birçok egzersiz alerjiye yol açabilir. Yemekten veya ilaç alındıktan sonra yapılırsa risk artıyor.
Lateks alerjisi: Bulaşık eldiveni, prezervatif, balon, emzik, yapıştırıcılar, boyalar, ayakkabı, bazı tıbbi gereçlerde kullanılan lateks de alerjiye yol açabiliyor.
Fıstık alerjisi: Fıstık içinde, başta proteinler olmak üzere alerjiye yolaçabilecek birçok madde saptandı. Fıstık yağı, fıstık şurubu, fıstık yağı tozu, cipsleri ve unları da aynı alerjik etkiyi yaratıyor.
Ayrıca, yumurta, süt, çikolata, fındık, soya, balık ve çeşitli deniz ürünleri gibi protein zengini gıdalar da alerjen. Domates, çilek, kırmızı şarap, bazı gıda katkı maddeleri de alerji yapıyor.
t ALERJİYE KARŞI UZMAN TAVSİYESİ
ANNE sütünün, alerjik hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisi biliniyor. Anne sütü alan bebeklerde, ekzema, gıda alerjisi ve astım gibi hastalıklara daha az rastlanıyor. Alerjikler ve astımlılar için uzmanların beslenme önerileri:
Bol miktarda balık, yeşil sebze ve meyve yiyin.
Hazır ve katlı maddeli gıdalardan uzak durun.
Tuzu azaltın. Alkolden ve katı yağlardan kaçının.
Antioksidan vitamin (C ve E) kullanın.