Güncelleme Tarihi:
* Şu sıralar “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle olduğu kadar reklam filmiyle de gündemdesiniz. Teklif nasıl geldi?
- Yeğenim, İstanbul Sarayları’ndan bir daire aldı. Görmeye gittim. Sonrasında bana da oradan teklif geldi ve anlaştık.
* Yapılan araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’nin en güvendiği isimler arasında yer alıyorsunuz. Bu çok önemli.
- Yeni nesil de artık beni tanıyor. 110 film yaptım. 20 yıl ara verdim ve tekrar geri döndüğümde, üç diziyle üç tane tokat attım. Hepsi de birbirinden başarılı. Kendimi bu konuda şanslı hissediyorum. Her zaman bunlar olmuyor çünkü.
* Peki hak ettiğiniz değerin size biraz geç verildiğini düşünüyor musunuz?
- Yeşilçam’da hak ettiğim değer verilmedi. Ben hep salon kadını ve zengin aile kızı rollerini oynuyordum. Halbuki oyuncuyu şekillendirmemek lazım, her kalıba girmesi gerek. O yüzden Yeşilçam, bana biraz haksızlık yaptı. Sonra Yılmaz’la (Güney) yaptığım filmlerde Anadolu ve varoş kadınını da oynadım.
YEŞİLÇAM’DAN HİÇ PARA KAZANAMADIM
* Yeşilçam döneminde iyi paralar kazanabilmiş miydiniz?
- Çok samimi söylersem, hiç kazanamadım. O zamanlar bölgecilik vardı. Yani Ankara, İzmir, Adana ve daha birçok şehirdeki sinemacılar, gelip İstanbul’daki filmleri satın alıyorlardı. Onların bize senetleri verilirdi. Bizim de paramız olmadığı için o senetler, bankada daha ucuza kırılırdı. Çok cüzi paralardı. Evde tencere kaynardı sadece.
* Çok maddi sıkıntı çektiniz mi?
- Hayır. Maddi sıkıntı çektiğim bir dönemim olmadı. Çünkü yalılarda da yaşadım, Türkiye’nin en güzel evlerine de sahip oldum. Gazino hayatımdan kazandığım parayla yaptığım yatırımlarım çok iyiydi. Onlardan biraz sata sata, seyahatlerimin ve hayatın keyfini çok güzel çıkardım.
* Peki tutumlu musunuzdur?
- Tutumluluğum yoktur, para elime geçince biraz dağıtmayı seviyorum.
MERYEM KİLOLU DEĞİL AMA KEMİKLERİ İRİ
* Sizin beyazperdede film çektiğiniz yıllarda, o dönemin bütün oyuncuları, ayrı bir efsaneymiş.
- Eskiden sokağa çıkıp bir mağazaya girsek, ekip arabası alıp çıkarırdı bizi. ınsanların ilgisi inanılmazdı. Çünkü beyazperdedeki efsaneyi, birebir görmek çok güçtü. Bugün alışveriş merkezlerinde ünlülere el sallıyorlar.
* Dediğiniz gibi, günümüzde oyunculara ulaşmak artık çok kolaylaştı. Mesela Meryem Uzerli, sokakta görüntülendiğinde “Hürrem Sultan alışverişte” başlıkları atılıyor.
- Evet. Meryem’imiz de çok tatlı kız. Samimi, içten ve güleç. Çok seviyorum onu. Oyunculuğunu da beğeniyorum. Dikkat ediyorum ezberini çalışırken, sette biri konuşsa rahatsız oluyor. Bunlar çok önemli şeyler.
* Türkçe’yi de epey ilerletti sanırım.
- Türkçe dersi alıyor. ışinde çok disiplinli. Alman terbiyesi de var tabii.
* Biraz kilo mu aldı? Yoksa ekranda mı öyle gözüküyor?
- Aslında almadı. Baba Türk, anne Alman. Almanlar, iri kemiklidir. Meryem, boylu poslu kız. Ekranlar, bizi zaten kilolu gösteriyor. Biraz kilosu vardı. şimdi çok büyük bir diyette. Zayıflıyor.
* 1500’lü yıllarda sultan olarak yaşamak ister miydiniz?
- Yok, istemezdim. Etek öptürmek ve “kullarım” lafları bana çok ağır geliyor. Sadece Tanrı’nın kulları vardır.
EĞER ALDATILIRSAM ÜSTELEMEM, KAÇARIM
* Kadınların aldatılması, erkeklerin çok eşli olması... Bunların tarihimizde olması acı bir şey değil mi?
- Sadece ülkemizde değil, dünyada da böyle. Ama tabii orada dini nikahla dört kadın falan almıyorsun. Bizde galiba ataerkil yetiştirme tarzından kaynaklanıyor. Hep “Erkekler yapar, sen kızsın otur. Büyüklerin yanında konuşma” dendi.
* Hiç aldatıldınız mı?
- Mutlaka aldatılmışımdır. Birebir görmedim ama maalesef kadınlar bunu hissediyor. Hisleri daha kuvvetli ve şeytanlar. Erkekler de yaptıkları hatayı çok belli ediyorlar. ınanılmaz ilgi gösteriyor ve bir yanlış yapmış diye düşündürüyorlar. Yakalanıyorlar yani.
* Siz hiç böyle bir şey sezinlediniz mi?
- Sezdim tabii. Ama ben üstelemem, kaçarım, bırakırım. Bir de affedersem, geçmişi asla bir daha dile getirmem. Unuturum onu.
* Aldatıldığınızı öğrenseniz, affeder misiniz peki?
- Bile bile affedemiyorsunuz tabii. Bir kere affederseniz, tekrarı geliyor. O zaman daha yüz göz olunuyor. Keşke hiçbir kadının başına gelmese ama dünya güzeli Prenses Caroline bile aldatıldı. Aldatılmayan kadın yok.
* Kadın aldatıldığını bile bile, sevdiği erkeği nasıl bir başka kadınla paylaşabiliyor?
- Öyle bir ilişkiyi yürütmek çok yanlış. Sevgisiz bir ilişki düşünemiyorum. Çıkar ilişkisine zaten tahammülüm yoktur. Bana Türkiye’yi de bağışlasalar, istemediğim adamla yemek bile yemem.
50 YAŞ ÜSTÜ ERKEKLER 17’LİK KIZLARA BAKIYOR
* Sizin için yeni bir aşk olabilir mi?
- Bu yaştan sonra olmaz. Kapattım. 16 seneyi geçiyor artık.
* Neden bu yalnızlık?
- Yalnız değilim, dostlarım var. Arkadaş grubum çok. Onlarla mutluyum. Aslında zaman zaman bir kadın olarak, “Hayatımda birisi olsun. Beraber bir şeyi paylaşalım. Aynı şeye bakıp, sevelim” diyorum ama yaş itibariyle bu çok zor. Bekar bir adam olacak ki, kendi cemiyet hayatıma da kabul ettireyim. Dört duvar arasında bir ilişkiye girmem mümkün değil. Sinemaya el ele gitmeliyim. Bunu yaşayamadıktan sonra... Genç adamla olamam, o bana çok ters. Beş yaş falan küçük birini taşıyabilirim ama çok gençlerle olmak hiç düşünmediğim bir şey. Belirli bir yaştaki insanların da çoğu evli. Zaten 50’den sonraki erkekler de 17 yaşındaki kızlara bakmaya başladı!