Aldatılma korkusu, güzel görünme çabasını artırır mı?

Öncelikle “Teknolojinin gelişmesiyle güzellik arasında nasıl bir bağlantı var?” diye sorabilirsiniz. Estetik operasyonlar girince araya bu sorunun cevabını da almış oluyoruz. Televizyonda ve medyada sürekli gözümüzün önünde olan mankenler ve ünlülerin, güzel olmak için tercih ettiği yollardan biri olan estetik operasyonlarda buna bağlı olarak daha sık tercih edilmeye başladı. Bununla birlikte halk arasında da yaygınlaşmaya başladı.

Estetik ameliyatlar eskiden birçok kişi tarafından lüks olarak tanımlanıyordu ancak sürekli değişken rekabetçi sektör kadınlara çok sayıda tercih sunmaya başladı. Tabii bu konuda kadınlarımızın ekonomik özgürlüklerini eline almış olması da büyük rol oynuyor. Bununla birlikte estetik ameliyatlarınını gençleştirici ve yaşlanmayı önleyici krem ya da bitkisel ürünlere göre daha hızlı sonuç verdiği için daha çok tercih edilmeye başlandı.

Estetik ameliyatlar aynı zamanda psikolojik olarakta kişileri etkilediği bir gerçek. Aldatılma korkusu, boşanma sonrası depresyon, yenilenme isteği, doğum sonrası yaşanan bunalım ve içinde olunan kötü ilişkilerle birlikte kişilerin kendilerine olan güvenleri, güzel olmakla çözülebilir hale geldi.

Özellikle orta yaş grubunun yani 25-50 yaş arası kişilerin en çok tercih ettiği estetik operasyonlara talep son yıllarda daha çok arttı. Yaşın vermiş olduğu yüzde oluşan çizgiler ve kırışıklıklar, kişileri psikolojik olarak olumsuz yönde etkiliyor. İlişkilerinde sorun yaşayanlar, özgüvenini bu konuda kaybetmiş olanlar, kendi ruh sağlıklarını ve eşlerinin istedikleri gibi biri olma çabasıyla birlikte, aldatılma korkusu yaşıyor ve hızlı bir çözüm olduğu için de estetik operasyonların kucağına atıyor kendini.

Kadınlar genellikle yüz bölgesinde estetik ameliyatı yaptırırken, erkekler de aldatılma korkusu yaşıyor ve saç ekimi ve burun estetiği operasyonları geçirmekten çekinmiyor.