Gözde YILMAZ
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2007 00:00
"Bir Hayat Daha Olmalı" isimli ilk albümüyle müzik piyasasına hızlı bir giriş yapan Doğa, "Ben ailemin tek çocuğuyum. Ev ortamından dış hayata çıktığım zaman kendimi çok yalnız hissettim. Bu albümü de benim gibi yalnızlar için yaptım" diyor.
n Biraz kendinizden bahseder misiniz?
- Boğaziçi Üniversitesi mezunuyum. Bilişim Sistemleri Bölümü’nü bitirdim. Yani asıl mesleğimin müzikle alakası yok. Bundan önce iki firmada işletmeci olarak çalıştım. Bu albümün üç buçuk yıllık bir geçmişi var. Profesyonel olarak müziğe ilk adımımı bu albümle attım. Ancak müzik, doğduğumdan beri hayatımda var.
n Albümü üç buçuk yılda hazırladığınızı söylüyorsunuz. Uzun bir süre değil mi?
- Evet, uzun bir süre ama albümü İngiltere’de tamamladık. Sadece bir buçuk yıl stüdyo aşaması sürdü. Farklı ülkelerin müzikal altyapısını kullandık. Birçok tarz var albümümün içinde.
n Peki, benim tarzıma uygun dediğiniz başka albümler var mı?
İçinde bu tarzları barındıran albümler olabilir. Ama benim albümüm gibi olduğunu sanmıyorum. Pop-rock bir şarkıyla, Türk Müziği’ni bir araya getiren birini duymadım. Sadece Nil Karaibrahimgil biraz bu tarzı denedi o kadar.
n Şu anda istediğiniz yerde misiniz?
- Ben bu kadarını bile beklemiyordum. Sadece klibim ekranlarda dönüyor ve radyoda şarkılarım çalıyor. Görsel malzeme olarak sadece bir klibim var. Çünkü ilk başlarda yüzümün görünmesini istemedim. Tedirginlik vardı üzerimde. İnsanlar severse çıkıp tanıtayım kendimi diye düşündüm.
n Albümdeki kaç şarkı size ait?
- Dokuz şarkı bana ait.
n Albümünüzde sizin için özel olan bir şarkı var mı?
- Ben üniversiteye başladığımdan beri yazıyorum. Albüme ismini verdiğim "Bir Hayat Daha Olmalı" benim için çok özel. Benim ruh halimi anlatan bir şarkı... Müzik yaparak birçok sıkıntımı attım.
n Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirip, müzik yapacağım dediğiniz zaman ailenizin tepkisi ne oldu?
- Bu kararı vermek kolay olmadı. Önce kendim kabullendim sonra da bu kararımı aileme kabul ettirdim. İyi ki yapmışım. İnsanlar müziğimi beğendi. Her şey iyi gidiyor.
n Peki, ya iyi gitmeseydi?
- O zaman da rahat olurdum. İç huzurumu geri kazandım şarkı söylerken. Çünkü aldığımı yansıtmam gerekiyor.
103 YAŞINDAKİ BABAANNEM KLİBİMDE OYNADI
n Artık huzur bulduğunuzu söylüyorsunuz. Bundan sonra albüm yapmaya devam edecek misiniz?
- Gerçekten insanların hayatlarına bir şeyler katmak, onları rahatlatmak isterim. İlk hedefime ulaştım. Hedeflerim her zaman büyüyecek.
n Şarkı söylemek mi yoksa beste yapmak mı daha zor?
- Yorumlamak... Titiz, mükemmeliyetçi bir adam olduğum için çok zorlanıyorum. Ben şarkıyı söylerken detone olmayı bile seviyorum. Çünkü detonelik şarkıya doğallık katıyor.
n Konservatuvar mezunu değilsiniz. Müzik eğitimi aldınız mı?
- Üniversite eğitimim boyunca Şahin Saruhan’dan şan dersleri aldım. Daha sonra da haftanın dört günü şarkı söyleme teknikleri ve notalarla ilgili çalışmalar yaptık. 103 yaşındaki babaannem "Sakın Sevme Beni" adlı şarkımın klibinde oynadı ve sonra da vefat etti. Kendisi Timur Selçuk’larla şarkı söylerdi.
n Babaanneniz ne zaman vefat etti?
- 15 Aralık’ta klibi çektik. Dört gün sonra da onu kaybettik. "Sakın Sevme Beni" albümde en çok sevdiği şarkıydı. Babaannemin hayat hikáyesi üzerinden bir klip çektik. Bu onun isteğiydi. Herhalde bir hatıra bırakmak istedi.
n Bilmediğiniz bir piyasanın içine girmek sizi korkuttu mu?
- "Albüm nasıl dağılır?", "Ne yapmamız gerekir?" ve "Nasıl tanıtım yaparız?" gibi sorular hep aklımda vardı. Bu konularda bazı arkadaşlarımın ban büyük yardımı oldu. Albüm çıkarken özel bir hazırlık yapmadık. Sadece şarkılar radyolara verildi.
n Peki, kendinizi geliştirmek için çalışma yapıyor musunuz?
- Ben 10 tane albüm de yapsam, yine hocama gidip nerede hatalarım olduğunu danışacağım. Haftanın 3-4 günü çalışmalarıma devam edeceğim. Dünyadaki birçok müzik tarzını hiç ayırmadan dinliyorum. Hepsinin bana kattığı ve bende yakalamamı sağladığı bir duygu var. n
Yılan besledim
Tek çocuk olduğu için yalnızlık duygusuna kapıldığını belirten Doğa, hayvanların hayatındaki önemini şöyle anlattı: "Tek çocuk olduğum için bunun yalnızlığını hayvanlarımla gideriyorum. İpekböceği, 25’e yakın kanarya ve üç köpek besliyorum. Papağan, kedi, yılan gibi hayvanları da besledim. Atılamayan yalnızlık duygusunu onlarla attım. Köpeklerin çok farklı bir sadakati var ama ipek böcekleri de benim için çok farklı. Tırtıl olarak kozaya giriyorlar, kelebek olarak uçuyorlar. Bizim zaman algımıza göre bir gün sürüyor ama onlara fazla gelebilir. Onlar benim için vazgeçilmez."