Güncelleme Tarihi:
Solist Fred Durst’ün hareketli performansı, akıcı rap vokali ve çılgın gitarist bol makyajlı Wes Borland’le ilgi odağı oldular. Geçen ay yeni albümü Gold Cobra’yı çıkartıp tekrar rock gündemine oturan grubun solisti Fred Durst’ü, Rock’N Coke Festivali’nde izlemeden önce kulisinde sorguya çektik.
Fred Durst, kendisini ekranlarda ilk gördüğümüzden beri tarzında bir değişiklik yapmadı. Hala bol şort ve beyzbol tişörtü giyiyor, spor şapkalar takıyor. Ama şakaklarında ve sakallarında artık beyazları var. İlerleyen yaşına rağmen sahnede harikalar yaratıyor. Konserlerde ve kliplerinde inanılmaz formda olsa da kulisteyken çok sakin ve biraz da canı sıkkın görünüyor. Normalde rockçıların kulislerinde bol bol içki içip eğlendiklerini duyarız ama Fred Durst sıcak suya limon sıkıp içine de bal koyduruyor. Nedenini merak ediyorum. “Eat You Alive şarkısı sırasında seyircilerin arasına karışıyorum. Onlar da bana sarılıp elimi sıkıyorlar. Tepki vermiyorum ama ben de onlarla bir şekilde iletişim kuruyorum. Geçen konserlerden birinde seyirciden hastalık kaptım sanırım. Ciddi bir şey değil ama nezle bile sesimi etkileyebilir. Ben de nezle olduğum için boğazımı yumuşatsın diye bu değişik şeyi içiyorum. Bana bu reçeteyi Slipknot grubunun solisti Corey Taylor’un eşi Stephanie yazdı. Bayağı işe yarıyor ama” diyor.
2001’den 2004’e kadar Limp Bizkit’ten ayrı çalışan Wes Borland gruba geri geldiğinden beri albümlerin ruhu her hayran için tıpkı eskisi gibi. Fred Durst’se öve öve bitiremediği Borland’la tekrar buluşup çalışmaya başladıkları dönemleri anlatıyor: “Borland’la bir araya gelmemizin nedeni albüm yapmak değil konserde yakaladığımız ruhu geri kazanmaktı. Biz Limp Bizkit’in ruhunu sadece halka aktaran aracılarıyız. Bu tarz müziği normalde dinlemiyoruz bile ama bir araya geldiğimizde ortaya bu iş çıkıyor. Stüdyoda birkaç yıl aradan sonra karşılaştığımızda birbirimizi çok özlediğimizi anladık. Sanki Borland gittiğinde o eski Limp Bizkit değildik. Ama geri gelişiyle tekrar organik bir hale büründük. Biz pop yapmıyoruz ki, bu müziğin bir ruha ihtiyacı var. Dolayısıyla ortaya çıkan şey bence çok doğal oluyor.”
GOLD COBRA NU-METAL’İN OSCARIDIR
Limp Bizkit, son albümü Gold Cobra’yla aslında herkesi şaşırtan bir albüm yaptı çünkü zamanının geçtiği düşünülüyordu 17 yıllık grubun. Fred Durst ve ekibin geri kalanı bir sonraki albüm için çoktan çalışmaya başlamış bile. “Ben şarkılarımı hayatımı zorlaştıran, ruhuma işkence eden ve beni zorlayan insanlara yazıyorum. Parti şarkıları yapsak da her şeyde bir gönderme mutlaka oluyor. Bu albümü beş yıl aradan sonra kendimiz için yaptık çünkü bu işi seviyoruz fakat bir sonraki albümde dinleyenleri biraz daha düşüneceğiz. Gold Cobra’da öyle bir albüm yapmak istedik ki onunla kimse uğraşamasın, tek kötü söz söyleyemesin. Fakat bir sonraki albümde kulaklarınıza inanamayacaksınız. Bundan çok daha sert ve hızlı olacak” diyor Fred Durst.
Grubun, Gold Cobra albümünün kapağı ve başlığı eski albümlerine göre gayet farklı. Ve hatta biraz da dalga geçer gibi tasarlanmış. Fred Durst ve Wes Borland kapak ve başlık fikirleri için çok uzun süre yazıştı. “Biz aslında pek çok şeyle dalga geçiyoruz. Rollin’ şarkımızın klibinde rap klipleriyle dalga geçmiştik ama kimse anlamadı ve gerçek sandı. Albümün ismini hiç bir zaman ciddiye almadık. Wes’le konuşurken 1970’lerin Chuck Norris film isimleriyle dalga geçelim dedik ve benden bir anda Gold Cobra çıktı. Sonra da bunu Nu-Metal tarzının Oscar Akademi Ödülü olarak gösterelim dedik. Ve o ödülü alan ilk grup da biz olmuş olduk. Kapağa da insanları şaşırtan bir şey yapalım diyerek giriştik. Ben ormanda üç kadın birbirine dokunurken ağaçların arasında bir adam mastürbasyon yapsın demiştim fakat Wes, o adamın parmağını koklamasını uygun buldu. Gerçekten daha iğrenç bir fikir ortaya atılamazdı. Etrafımızdakiler fikri aptalca buldu ama biz sonuçtan çok keyif aldık.”
GRUPTAKİ HERKES İŞİNİN EN İYİSİ
Fred Durst, Limp Bizkit üyeleriyle gurur duyuyor. Özellikle gitarist Wes Borland’ın ve davulcu John Otto’nun kabiliyetine çok güveniyor. “Her şeyden önce gruptaki herkes çok iyi besteci ve bu çok önemli bir detay. Mesela Wes Borland her şeyi gitarla çalabiliyor. Yazdığı riff’ler şarkıyı uçuruyor. Sololarıysa konuşur gibi çalar. Bu albümde de ondan birkaç solo istedim ve şarkıları tümüyle değiştiren işler çıkarttı. John Otto’ysa hiç beklemezsin ama muhteşem bir caz davulcusudur. Öyle acayip zamanlamaları vardır ki aklını kaçırırsın. Zaten onu caz çalarken dinleyenlerin kafası karışır ne çaldığını hiç anlamazlar. DJ Lethal zaten dahi bir DJ’dir. Böyle adamlarla aynı grupta olmak muhteşem bir duygu” diyen Fred Durst’e albümü dikkatlice dinleyen herkesin dikkatini hemen çeken vokallerdeki Vocoder efektini soruyorum. “Ben stüdyoda freestyle şeklinde söylüyorum sözleri. Daha sonra bazı yerlerde düzeltmeler yapıyorum. Bir gün stüdyoda ben mikrofonun, DJ Lethal ise mixer’in başındaydı. Sesime Vocoder efekti verdi. Aklımı kaçırdım, çünkü çok eğleniyordum. Loser şarkısının sonundaki konuşmalarım da Vocoder’i ilk kullandığım anlardı, yani gayet doğallar. Rapçilerin sürekli kullandığı bu efekti ilk kez bir metal albümünde kullanmak istedim. Autotunage isimli bu şarkı çok keyifli olsa da konserlerde çalamıyoruz bu yüzden sanırım ona bir klip çekeceğiz” diyen Durst, konser öncesi çok sakin ve rahat. Hareket etmeden oturması hayra alamet değil. Ya konser çok sakin geçecek ya da kuliste enerji toplayıp sahnede coşacak diye düşünürken Durst’e hangi şarkıları çalacağını soruyorum. “Son albümden hiç çalmıyoruz çünkü o albümü sen iyi biliyorsun belli ki ama kitlenin geri kalanı bilmiyor. Bir de Türkiye’de ilk kez sahneye çıkıyorken eski bilindik ve çok enerjik şarkıları çalmalıyız. İnsanlar bizle birlikte çılgınca zıpladıklarını hatırlamalılar. Bir sonraki konserde yeni albümden bir şeyler çalarız mutlaka” deyip sahne için hazırlanmak için toplanıyor. Bir saat sonra izlediğimiz Limp Bizkit konseriyse Rock’N Coke Festivali’nin en başarılı performansı oluyor.