Aksiyon ne demekmiş göreceksiniz

* Bu film, önceki Wolverine’lerden hangi açıdan daha farklı?

- Bu film bizleri “X-Men Origins: Wolverine”den yıllar sonrasına götürüyor. Wolverine yabancı bir adada yolculuk yapıyor. Bu yeni dünyada birçok yeni karakter var ve bu karakterler Wolverine’in aslında kim olduğunu anlamasına yardımcı oluyor. Gerçek kimliğine sarılması da bu adada gerçekleşiyor. Artık mağarada daha fazla saklanma şansı yok. Bu film kesinlikle diğer Wolverine’lerden çok farklı. Eminim izleyicilerin hiçbiri onu bu kadar güçsüz görmemiştir. Filmin başında Wolverine’in gerçekten kaybolduğunu ve hayatında herkesi kaybettiğini görüyoruz. Hayatında umutsuzluktan başka hiçbir şey kalmıyor. Neden böyle bir dönemde olduğunu açıklayamam, ama buna geçmişten gelen bazı olayların yol açtığını söyleyebilirim.

* Wolverine’in artık hayatınızın bir parçası olduğunu düşünüyorum. Onun hakkında neler söyleyebilirsiniz?

- Wolverine başı beladan kurtulmayan karanlık bir adam. Genelde iyi bir adam değil ama kalbi çok güzel. Haksızlığa karşı sessiz kalamayan ve haksızlık bitene kadar direnen biri... Kendi hayatını yaşayan biri olduğu da söylenebilir. İnsanlar bana “Her seferinde aynı şeyi yapıyor gibi hissetmiyor musun?” diye soruyorlar, hayır, ben asla öyle hissetmedim. Wolverine, bu düşüncelerin çok ötesinde. Düşüşleri bir insanın düşüşünden çok daha sert ve herkesin kaldıramayacağı kadar büyük acılar yaşıyor. Özetle geçen yıllar içinde Wolverine’e hissettiğim saygı, sevgi ve hayranlık arttı.

HER ANTRENMANDA BAYILACAK GİBİ OLDUM

* Filmin en heyecan verici sahnesi hangisi?

- Bu filmde daha önce hiç görmediğiniz aksiyonu göreceğinize söz veriyorum. Bunu söylemek kolay gibi geliyordur fakat izin verin size bazı şeyleri anlatayım. Bu tarz bir aksiyonu nasıl anlatırım bilmiyorum ancak film çekimleri boyunca ben de dahil birçok insan ciddi riskler aldı. Wolverine, Japonya’daki yeni dövüş tekniklerini öğrenmeye çalışıyor ve her seferinde yeniliyor. Bu yenilgiler onu daha da hırslandırıyor ve tekniğini geliştiriyor. Samuray tekniğini öğrenmeyi ve Japon dövüş sanatlarından belki de en zorlarından birinde en iyi olmayı hedefliyor. Daha fazla detay vermeden, “Seyirci bu filmde aksiyon ne demekmiş görecek” demekle yetiniyorum.

* Wolverine filmlerinden önce ciddi bir antrenman sürecine girdiğini biliyoruz. Bu filme nasıl hazırlandınız?

- Daha çok çalıştım, bir de çalışmaya daha erken başladım. Her antrenman sonrası bayılacak gibi oluyordum! Ayrıca çok sıkıcı bir beslenme programı uyguladım. Hem çok hem de sevmediğim şeyleri yiyordum! Sadece Wolverine’in harika gözükmesi için bunlara dayandım. Ve sonuç mükemmel...

BİR GÜN TEKERLEKLİ SANDALYEMDE OTURURKEN...

* Filmin hikayesiyle ilgili en çok aklınızda kalanlar neler?

- İnsan doğasına odaklanan görsel bir şölen diyebilirim. Hayattan çok fazla parça var. Görüntü inanılmaz ve çok güzel. Yönetmen Jim Mangold bu filme çok farklı bir duygu ve bakış açısı kattı. Wolverine gözlerinden lazerler çıkan, yaratıklarla dolu bir film değil. Wolverine’in dünyasını izliyoruz. Japonya’da bir yabancıyı izliyoruz. O halinden hiç memnun olmayan bir yabancı. Bu sefer gerçekten her şey çok farklı...

* Kişisel olarak bu film size ne ifade ediyor?

- Günün birinde yaşlandığımda, tekerlekli sandalyemde otururken biri gelecek ve “Efsane karakter Wolverine’le ilgili hangi filmi izlemeliyim?” diyecek ve ben “Wolverine’i izle, biz çok iyi bir iş çıkarttık. Chris McQuarrie mükemmel bir senaryoya imza attı, James Mangold mükemmel bir yönetmen. Yaptığımız işle gurur duyuyorum” diyeceğim. Sadece o günün hayalini kuruyorum.

HERGÜN KENDİME ÇİMDİK ATIYORUM

* Wolverine’i tüm filmlerinde canlandırmak nasıl bir duygu?

- Her gün kendime bu şansı yakaladığım için çimdik atıyorum, gerçek gibi gelmiyor çünkü... Bu kadar çok içime sinen başka bir iş daha hatırlamıyorum. Wolverine’i canlandırmak aşkla yaptığım bir şey... Şöyle düşünün, biri golf oynamayı çok seviyor ve bir gün ona “Hey bundan sonra profesyonel kulvarda oynamak ister misin?” diye soruyorlar. Ben bu hissi yaşıyorum. Çizgi roman kitaplarının en efsanevi karakterini 26 yaşımdan beri canlandırıyorum ve bu benim için bir lütuf.