Ömür GEDÄ°K
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 02, 2013 00:00
Bir milyar doları aşan hasılatıyla en kârlı komedi serisi olan ‘Felekten Bir Gece’, üçüncü bölümüyle sona eriyor.
Bu filmde sabah ne olduğu hatırlanmayan bir bekârlığa veda partisi ya da düğün yok. Ancak tabii ki kafadarların başı binbir türlü derde giriyor. Düğümü çözmek için her şeyin başladığı yere Las Vegas’a dönmek zorunda kalıyorlar.
Son yılların yapımcılarına en fazla kâr ettiren komedisi olarak adlandırabileceğimiz Felekten Bir Gece serisi, üçüncü ve son filminde sayfayı filmin başladığı yerde, Las Vegas’ta kapatıyor.
Felekten Bir Gece, seyirciyi ters köşeye yatıran akıl almaz senaryosu, sürprizlerle çalım atan olaylar örgüsü ve kendine has karakterleriyle sinema seyircisi için bir anda önemli bir komedi serisi haline gelmişti.
Üçlemenin son bölümü, kanımca ilk ikisi kadar başarılı değil.
Ancak yine de hem seriyi noktalamak hem de sevdiğimiz karakterlerin içine düştüğü durum komedisi adına izlenmeli.
JOHN GOODMAN DA KADRODA
Todd Phillips, ‘Hangover’ üçlemesinin arkasındaki itici güç.
Hem yönetmen hem yapımcı hem de son iki filmin senaristlerinden biri olarak emeği büyük.
Filmin başrollerinde Bradley Cooper, Ed Helms, Zach Galifianakis, Justin Bartha ve Ken Jeong’u görüyoruz.
Heather Graham, Melissa McCarthy ve de usta oyuncu John Goodman da varlıklarıyla filmi şenlendiren isimler.
Ekibimiz bu kez, psikolojik destek almasını düşündükleri Alan’ı bir rehabilitasyon merkezine götürmek üzere yola çıkıyor.
Ancak yolda karşılaştıkları kötü sürprizle bir anda yine kendilerini karmaşanın ve bilinmeyenin kucağında buluyorlar.
Üç kafadarın yolu yeniden baÅŸ belası Chow ile kesiÅŸmek durumunda kalıyor ve olaylar geliÅŸiyor. Â
Filmi izlenir kılan en büyük etkenlerden biri Zach Galifianakis’in canlandırdığı lokomotif karakter Alan ve de Ken Jeong’un canlandırdığı Chow.
Senaryo adeta ikisinin üzerine inşa edilmiş.
Hatta Bradley Cooper ve Ed Helms bariz bir şekilde gölgede kalmışlar.
Diğer filmlere oranla daha safça bir role bürünen Alan’ın hal ve tavırları, hele ki Chow’la olan iletişimi sizi gülmekten yerlere yatıracak.
Bu arada yeri gelmişken belirteyim. Zach Galifianakis, 87 yaşında evsiz bir kadıncağızın hayatını değiştirmiş ve filmin galasına da onu koluna takarak gelmişti.
Hem Hollywood hem de ülkemizdeki oyunculara örnek olur belki.
HAYVANLARA BİRAZ DAHA SAYGIHangover serisi hayvanlara pek saygı göstermez.
Bu bilinen bir gerçek.
Ä°lk iki filmde olduÄŸu gibi bu filmde de hayvanseverlerin hoÅŸuna gitmeyen ÅŸeyler var.
Filmin açılış sahnesinde zavallı bir yavru zürafanın kafasının otobanda köprüye çarparak kopması ve zincirleme bir
trafik kazasına sebep olması herkesi güldürmeyebilir.
Keza, Chow’un dövüş horozu işine girmiş olması ve sebepsiz yere dövüş horozlarından birini yastıkla boğması da gereksiz ve gülümsetmekten uzak durumlar.
Bir önceki bölümde maymuna yaptırılan cinsel şakaları da unutmadık daha.
SERÄ°NÄ°N ZAYIF HALKASI
Yazının başında da belirttiğim gibi, serinin en zayıf halkası Hangover 3. Bunun en büyük sebebi hızla eriyen senarist kadrosu.
Üç filmin de hem yapımcısı hem yönetmeni olan Todd Phillips senaryo konusunda bu kez biraz çuvallamışa benziyor.
Belki de senaryodaki en büyük sorun, hikâyenin diğer filmlerde olduğu gibi ‘akşamdan kalma sahne’nin merak uyandırıcı gücü üzerine kurulmamış olması. Daha sıradan ve kronolojik bir gidişat sunuluyor bu kez seyirciye.
Sanki işin kolayına kaçılmış.
Serinin son filmi olduğu her yerde açıklanmasına rağmen jenerik sonrasında karşımıza çıkan ekstra sahne kafaları karıştırıyor.
Sürprizi açık etmeyeyim ancak bu ekstra sahne, serinin özünü yansıtan bir ‘hangover’ durumuyla, acaba devamı gelecek mi sorusunu sorduruyor bizlere.
Bakalım zaman ne gösterecek?