Güncelleme Tarihi:
Fakat Kazım Türker bunu reddediyor. İnşaat ve altyapı müteahhidi olarak, 1973 yılından bu yana iş yaptığını ve bugün para kazanmasının normal olduğunu söyleyen Türker, “Benim en çok çevremin olduğu dönemler; DYP ve ANAP iktidarlarıdır” diyor.
Kazım Türker'in Ekonomist Dergisinde yer alan röportajını aşağıda okuyabilirsiniz..
Türkiye kamuoyu, Kazım Türker adını 2007 yılı Ankara Gelir Vergisi rekortmeni olarak duydu. Dünyanın en zengini listesinde de yer alan Rahmi Koç’u dahi geride bırakan Türker, 9.6 milyon YTL vergi ödeyecek. AKP iktidarı ile birlikte ‘yıldızı parlayan’ işadamları arasında sayılması karşısında Türker, “19 yaşında ticarete başladım ve şimdi yaşım 54. Para kazanmam gayet doğal” diyor.
İki çimento fabrikasını satarak kazandığı parayı, yeni yatırımları için özkaynak olarak kullanacak olan Türkerler, yıllık cirosu 500 milyon dolar olan bir grup. Köprü ve otoyoldan enerjiye kadar tüm özelleştirme ihaleleriyle ilgilendiklerini söyleyen Kazım Türker, “Ancak siyasi riskler, özelleştirme iştahımızı azalttı” diyor. İzmir Gaz ile Türkiye’nin en büyük doğalgaz satıcısı olma yolunda ilerleyen, Başkent’in yeni rekortmeni Kazım Türker ile öyküsünü, yeni dönem stratejilerini ve yabancı ortak arayışlarını konuştuk…
Ekonomist: ‘Her iktidar kendi zenginini yaratır’ tezinin, sizin için de geçerli olduğu söyleniyor. Yıldızınızın parlamasının 2003’e denk gelmesi bir tesadüf mü?
Kazım Türker: Bir şeyi atlamayalım lütfen; ben 1973’ten beri ticaret yapıyorum, yani 35 yıldır. Herkesin bir geçmişi var, heralde benim de para kazanmam kadar doğal bir şey olamaz. Ben yapı olarak, risk alan bir patronum. Urfa Çimanto’yu alacak kadar öz kaynağım vardı ama sürpriz bir şekilde Samsun Ladik de bize kaldı. Ama bunun altından da kalktık. İkincisi benim en çok çevremin olduğu dönemler; DYP ve ANAP iktidarlarıdır.
İşinizin temeli hangi sektöre dayanıyor?
Rekortmen neler yapıyor? Bunlar dışında Türkerler, İzmir Doğalgaz şebekesinin yatırımı, dağıtımı ve işletmesi işini üstlenmiş bulunuyor. Şirketin, HES, Rüzgar ve Termik santral yapım ve işletilmesiyle ilgili lisans başvuruları bulunuyor. |
Başbakan’ın yakın arkadaşı Remzi Gür’e ait olan Ramsey’in satışını yapıyorsunuz?
Türker: Tekstilde, imalat ve perakendede varız. Ankara’da beş tane Ramsey mağazası ile bir de Türkerler mağazamız var. Selen ve Saten giyim imalat şirketimiz; biri iç, biri dış piyasaya çalışıyor. Ramsey ile 20 yıllık dostluğumuz var. Remzi Gür ile akrabalığımız yok, sadece arkadaşım, dostum, büyüğüm. 20 yıldır tanışır ve ticaret yaparız. Ramsey piyasada tanınmazken biz ürünlerini satıyorduk ve dostuyduk.
Şu anda hangi işleri yapıyorsunuz?
Türker: Elimizde 500 milyon dolarlık taahhüt işi var. Ayrıca kendi geliştirdiğimiz gayrimenkul işleri var. Ankara Oran’da yapımına henüz başlamadığımız 800 konutluk bir proje var. İstanbul’da da Maslak, Çekmeköy, Etiler gibi yerlerde gerçekleştirmek üzere proje arayışımız var.
Son dönemde enerji sektörüne hızlı giren şirketlerden birisiniz?
Türker: Toplam 288 mw’lık, 350 milyon dolar yatırım gerektiren, yedi HES projemiz var. Bunlar bittiğinde yıllık 1 milyar kwh elektrik üretmiş olacağız. Rüzgar santralı yatırımı için en fazla başvurusu olan grubuz. 22 şirket, 67 projeyle toplam 9 bin mw’lık rüzgar santralı başvurumuz var. Sinop’tan başlıyor, İskenderun’da bitiyor. Ağırlıklı olarak Çanakkale, Afyon, İzmir, Balıkesir civarında projelerimiz var. Bizim özelliğimiz şu; iyi bir ekiple yaklaşık üç yıl ciddi bir çalışma yürüttük. Doğru işler yaptığımız ortaya çıktı, koordinatlar açıklandığında gördük ki; en fazla lisans alabilecek şirket bizimki. EPDK, TEİAŞ ile görüşmelerimiz sürüyor. 9 bin mw’lık başvurumuzun 6 bin 500 mw’ı diğer başvurularla çakışmıyor. Offshore rüzgar (denize kurulan) santralıyla ilgili Türkiye’deki ilk ve tek proje bizimki. Bin 500 mw’lık bu projemizle ilgili başvurumuz kabul edilirse, Çanakkale Saros’ta santral kuracağız.
Petrol şirketinizle yurt dışında, örneğin Kuzey Irak’ta petrol sahası almayı düşünüyor musunuz?
Türker: Çalışmalarımız var. Ama henüz olgunlaşmadı.
Bu kadar enerji yatırımının altından nasıl kallkacaksınız?
Çimentodan niye çıktınız?
Türker: Türkiye genelinde, özellikle de Güneydoğu’da çok büyük kapasite artışları oldu. Bu bölgenin tamamının sattığı çimento 8 milyon tondu, ama Sanko’nun yeni fabrikası tek başına 4 milyon ton kapasiteli. Onun yanında Kipaş’ın 2.5 milyon ton kapasiteli yatırımı devreye girecek. Diğer fabrikalar da kapasite artırınca, 8 milyon tona, 8 milyon ton daha ilave edildi. Kaldı ki tek bölgede iki fabrikayla bu sektörde kalınmaz. Biz bundan sonra özellikle enerji ve ulaştırmada söz sahibi olmak istiyoruz. Geçen yıl temmuzda Derince Limanı ihalesini kazandık. Rekabet Kurumu onayladı. Danıştay’ın görüşünü bekliyoruz.
Bu limanı aldığınızda, nasıl bir yatırım yapacaksınız?
Türker: Projelerini hazırladık, 150 milyon dolar yatırım yapacağız. Türkiye sanayisinin yüzde 40’ının bulunduğu bu bölgede konteyner işletmeciliği yok. Biz, yıllık kapasitesi 600 bin konteyner olan uluslararası standartlarda bir liman haline getireceğiz.
Yatırım yapmak istediğiniz yeni sektörler var mı?
Türker: Tüm özelleştirmelere hevesliyiz, ama şu anda siyasi bunalımdan dolayı, açıkçası biraz iştahımız azaldı. Yoksa elektrik dağıtım, otoyol ve köprü özelleştirmeleriyle ilgileniyoruz. Örneğin Sivas-Ankara demiryolu ihalesine hazırlanıyoruz.
Bu kadar çok sayıda ihaleye giriyorsunuz, peki parayı nereden buluyorsunuz?
Türker: Çimentoları sattık. Artı, yıllık ciromuz 500 milyon dolar. Kaldı ki doğru projelere doğru şekilde girdiğinizde hem yurt içinden hem de yurt dışından finansman ya da ortak bulmak zor olmuyor. Tüm dünyada liman ve enerji projelerine finansman ve ekipman, ortak bulmak çok kolay. Türkiye bu konuda tam bir ilgi odağı. Bizimle hem işletmeci, hem de ortak olmak isteyen onlarca şirket var. Kaldı ki bundan sonraki liman ihalelerine Kolin İnşaat ile birlikte teklif vereceğiz.