AKP 1’inci parti ama sandalyesi azalacak

Güncelleme Tarihi:

AKP 1’inci parti ama sandalyesi azalacak
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2007 00:00

Hürriyet’in 56 yazar ve çizerinin Türkiye’nin 81 ilinde ve Avrupalı Türkler nezdinde edindiği seçim izlenimlerine bakınca, "1969’dan beri Türkiye’nin gördüğü en düşük tansiyonlu seçim bu" diyen İzmirli parti yöneticisine hak veriyor insan. Bu sefer heyecan yok! "Sonuç önceden belli de ondan" deseniz, değil. Hürriyetçiler, bağımsızlar hariç 4, hatta 5 partiye şans veriyor.

"Vatandaşın rahatı yerinde de ondan" deseniz, o da değil. "Değişmez şikáyetler" aynen devam. "Vatandaş ölmüş bitmiş" deseniz, hayır, neler gördü bu millet! "Bir şey beklediğimiz yok ki heyecanımız olsun" diyor Iğdırlı vatandaş. Bakalım, kalan günler ne gösterecek. Ama görünen o ki, AKP seçimlerden yine 1’inci parti olarak çıkacak ama Meclis’te sandalye sayısı azalacak.

Seçmene göre partiler

ADALET VE KALKINMA PARTİSİ

Erdoğan’ın karizması ("askerlik yan gelip yatma yeri değildir" gibi sözlerine, fındık üreticisine attığı fırçaya vs. rağmen) yerinde.

Terörün hortlaması, şehit cenazeleri, asayiş sorunları AKP’nin aleyhine. "ABD’den izinsiz adım bile atamıyorlar" diyor bir Burdurlu.

Muhalefet, "Toprakları sattı, şirketleri sattı" iddialarını işliyor. ("AKP toprakları sattı" diyor bir Ispartalı seçmen. "Yakında Ziraat’i de satacak" diyor bir Sinoplu.)

İşsizlik, esnafın siftah yapamaması ("Dükkánı bırakıp dondurma yemeğe geldim" - Çankırılı esnaf), sanayi olmayışı ("Fabrika yoktur, sanayi yoktur, millet hepten boştur" - Muş) aleyhte.

Ama iktidarın nimetleri bu kaybı kısmen de olsa önlüyor. ("AKP için başımız sağ olsun" diyor Kilisli ama AKP’ye oy veriyor. "Yıllardır bir icracı bakan çıkaramıyoruz" diye dertli Adanalı.)

Bu arada bol keseden para, erzak, kömür yardımı da var belli ki. (Gerçi Çorumlu taksici, "Bu kez üç kilo şeker, beş kilo unla oy alamaz" diyor, Bartın’ın Garılar Pazarı’ndaki tezgáhtar, "Ayakkabının tekini seçim öncesi, ikinci tekini oy kullandıktan sonra verme taktiği işlemeyecek" diyor ama "DTP bizim partimiz ama kim ekmek verirse oyumuz onadır" diye ekliyor bir Diyarbakırlı Kürt. "AKP giderse yardım kesilir" diye korkuyor İstanbul’a göçmüş bir Doğulu.)

"Kürt partileri"nden umudu kesenler, iktidar+İslamcı AKP’ye yöneliyor. Erdoğan’ın "açılımları" etkili olmuş belli ki. ("Sempati DTP’ye, oylar AKP’ye" diyor Hakkári’ye giden Hürriyet takımı.)

Bu arada muhalefetin argümanları da bazen işe yaramıyor... "Düne kadar terör yoktu, niye birden çıktı" diyor bir Adıyamanlı; "Hükümet ne yapsın, terör eskiden de vardı" diyor Trabzonlu seçmen.

AKP cumhurbaşkanlığı seçimindeki "mağduriyetini" kullanıyor. ("Gül’e haksızlık edildi - Dindar bir cumhurbaşkanı seçtirmediler - Gerçek demokrasi için AKP" Bingöl, Kayseri, Hatay.)

Ve mitinge katılanların laiklik endişelerini seçmen pek paylaşmadığı gibi, "Burada laik yoktur ki o konu tartışılsın" diyor bir Bingöllü; "Burada dinimin partisiyle kökenimin partisi dışında kimseye oy çıkmaz" diyor bir Muşlu.

Nihayet, "Yoksulluklar hiç önemli değil" diyor Amasyalı bir tüccar: "Hepsinde de var..."

Sahi bu arada, türbandan bahseden var mı, duydunuz mu?

CUMHURİYET HALK PARTİSİ

Atatürk ilkelerine bağlı olduklarını söyleyenler, AKP’yi laiklik için tehdit olarak görenler, genelde Aleviler, ya alışkanlıktan ya çaresizlikten CHP’ye oy veriyor. ("Oyum Baykal’a değil, Atatürk’ün partisine" Çorum - "CHP’ye kızgınım ama içimdeki okları çıkaramıyorum" Sinop - "Baykal’a rağmen CHP" İstanbul, Tokat.)

MHP’li Osmaniye’nin Kaypak Köyü topluca CHP diyor ama gazeteci arkadaşım ekliyor: "... lakin bana öyle bir CHP anlattılar ki hiçbir yerde CHP’nin bu kadar eleştirildiğine tanık olmadım."

Muhafazakár illerde CHP’liler suskun (Trabzon), cumhurbaşkanlığı sürecini savunamıyorlar.

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ

2002’nin küskünlüğü unutulmuşa benziyor.

AKP’liler, "MHP’ye verilen oy CHP’ye gider" diye bel altından vuruyor, ama bazen "Bahçeli’ye rağmen" (Tokat) de olsa MHP’de canlılık var. Belki teşkilatta seçmenden de fazla...

DEMOKRAT PARTİ

DYP-Anavatan fiyaskosu hayal kırıklığı yaratmış. Ama acaba gerçek bir potansiyel var mıydı, yoksa "kaçan balık" sendromu mu yaşanıyor sadece?

"DP barajı geçemez" endişesi, seçmeni başka partilere itiyor. (Kocaeli, Hatay, Osmaniye.)

"Cumhurbaşkanlığı seçiminde dik duramadı" diyenler de var (Osmaniye), "Düz ovada siyaset" lafına kızanlar da (Yozgat). "DP bizi ilçe yapmıştı" diye bugünkü DP’ye kızan Kırşehir bir istisna elbet.

VE DİĞERLERİ...

Kürt köylülerin uzun listelerin içinden çıkamaması endişesi hem bağımsızları korkutuyor, hem de iktidara oy vermeye niyetli DTP seçmenine bahane oluşturuyor.

İzmir ve Kırıkkale’de bir iki nokta dışında Genç Parti’den pek söz etmemiş Hürriyet yazarları.

Saadet Partisi’nin esamisi Konya’da bile okunmuyor.

Kararsızlar sonucu değiştirebilir, çünkü alışılmadık bir kararsızlık bu. "Ağar ile Baykal arasında kararsızım, düşünebiliyor musunuz!" diyor bir İstanbullu. Ama kararsızlığını en güzel ifade eden Rizeli seçmen Mesut. "Anam avradim olsin Mesut (Yılmaz) çıkar" dedikten 5 dakika sonra, diğerleri itiraz edince düzeltiyor: "Anam avradim olsin Mesut çikamaz." Bu sefer de, hızlı fikir değiştirdi diye herkes gülüşünce izah etmek zorunda hissediyor kendini: "Anam avradim olsin ne olur, bilemeyrum!"

Kırk yıllık şikáyet ve beklentiler

KARŞISINDA bir gazeteci gören seçmenin şikáyetleri standarttır, bu seçimde de bir sürpriz yok:

Çiftçi, hayvancı mazot ve tohum fiyatlarının yüksekliğinden, ürün fiyatlarının düşüklüğünden yakınır. (Ve en çok ses fındık üreticisinden gelir!)

Esnaf ve tüccar (çiftçinin hasadına ve memurun maaşına bağlı olarak) siftah yapamamaktan,

Sanayici ve işadamı teşviklerin komşu ile yönlendirilmesinden, yatırım yapılmamasından,

Gençler üniversiteye girememekten, çıkınca iş bulamamaktan,

İşçiler kapatılan fabrikalardan,

Ev kadını da tenceresini kaynatamamaktan yakınır.

Memurun ciğeri yanar, garibimin sesi çıkmaz, ne de olsa memurdur, seçilmişler yahut seçilecekler yarın amiri yahut "Sayın Bakanı" olacaktır tepesinde.

ESNAFTA BASKI

Bu kez, belki de ilk defa, esnaf ve tüccar da gazetecilerle "konuşmaktan kaçınıyor". Zonguldaklı işportacı, "Aman ekmeğimizden olmayalım abi", Bayburtlu esnaf "Aman oyumuz bilinmesin!" diyor. Düzceli, Gümüşhaneli ise susuyor: İktidar partisinin baskısı varmış, sosyal yardımlaşma fonunu keserlermiş sonra.

PARTİLİLERİN ŞİKáYETİ DEĞİŞMEZ

Karşısında bir gazeteci gören partililerin şikáyetleri de standarttır bizim memlekette.

Mevcut milletvekillerinden şikáyet: "Ankara’ya gönderdik, bir daha yüzünü görmedik" (Karslılar "Çantacı" der bunlara), hizmet etmedi; bilmem ne yapacaktı beceremedi (Batman’ı afet bölgesi kapsamına aldıramadı, mesela); sonra bazen çalışmak da kabahattir. (CHP’li Mevlüt Aslanoğlu’na bir milletvekili yarı şaka yarı ciddi takılıyor: "Meclis’e girdiğinden beri her hafta Malatya’dasın. Senin yüzünden biz de gitmek zorunda kalıyoruz. Ya memlekete biraz daha seyrek gidersin, ya da hakkında ’Malatya’da dostu var’ diye söylenti çıkarırım.")

ADAYLAR DA DERTLİ

Adaylardan şikáyetler: Teamül yoklaması yapılmadı; yoklaması yapıldı ama nafile (AKP Niğde’de yoklama yapmış ama sandıklar Ankara’da açılmış); adaylar başka il, başka ilçeden (Gümüşhane, Burdur), bilmem kimin yakını (Kastamonu), burada oturmuyor (Niğde), gözünün üstünde kaşı var!

Hürriyetçilere göre

AKP seçimlerden yine birinci parti olarak çıkacak ama Meclis’te sandalye sayısı azalacak.

CHP ve MHP kesin Meclis’e girecek. CHP+MHP koalisyonuna yetecek sayıda.

DP "barajı geçerse eğer" en az 7, en çok 17 milletvekili çıkarabilecek, grup kuramayacak.

Meclis’e 33 ile 36 arasında bağımsız girecek.

En iyiler

HÜRRİYET yazar ve çizerleri çok kısa bir sürede tüm illeri dolaşıp izlenimlerini aktardılar. Bu geziler sırasında Doğan Haber Ajansı’nın bölge temsilcileri, büro şefleri, deneyimli muhabirleri kendilerine yardımcı oldu. Bölgeyi ve insanını çok iyi tanıyan arkadaşlarımız fotoğrafların çekilmesinde de görev üstlendiler. Gerçekten de sayfayı yapan editörlerimizin önüne birbirinden çarpıcı ve hoş kareler düştü. Bu fotoğraflar arasında "iyinin iyisini" saptamaya çalıştık,
/images/100/0x0/55ea94e4f018fbb8f88957ff
aslında epey de zorlandık. İşte "en iyiler":

Gülümseten görüntü

Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever’in Eskişehir’de bir bankta oturmuş sohbet eden iki kadının yanındaki görüntüsü "İşte en iyisi" dedirtecek kareydi. DHA muhabiri arkadaşımız Kemal Türktan, Eskişehir’e bir Avrupa kenti görünümü kazandıran bu heykellerle Ülsever’i çok başarılı bir şekilde yan yana getirmişti.

Oktay Abi klasiği
/images/100/0x0/55ea94e4f018fbb8f8895801


Bu fotoğraf tam bir "Oktay Abi klasiği". Başyazarımız Oktay Ekşi, Samsun’daki izlenimleri sırasında kendisine eşlik eden DHA muhabiri Şenol Çakır’a kendini emanet etmiş. Oktay Bey vatandaşlarla konuşurken, Çakır da birçok fotoğraf çekmiş. Belediye Mahallesi’ndeki balıkçı barınağında teknesine konuk olduğu balıkçı Cemil Tahrancı’yla sohbet eden Ekşi’nin fotoğrafı "süper"di.

Ruhuna uygun

Hürriyet’in yazı işleri müdürlerinden Doğaner Gönen, memleketi Erzurum ve çok sevdiği Ardahan’ın nabzını tuttu. Nabız tutarken de tüm hemşerilerini görev bilinciyle ve titizliğiyle seferber etti. Çıldır Gölü ve çevresini adım adım bilen Gönen, CHP’nin milletvekili adayları Ensar Öğüt ve Dr. Taşkın Aktaş’ı ata bindirdi. DHA muhabiri Ümit Kılıç da görüntüledi. Çok "yaratıcı" ve emek isteyen bir çalışmaydı.

AKP 1’inci parti ama sandalyesi azalacak
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!