Cahit AKYOL
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2004 00:52
İstanbul’da 30 Mart-1 Nisan arasında ‘Akordeon Günleri’ düzenleniyor. Konserlerde çoğu insanın bir tür nostalji diye düşündüğü bu çalgının, müzik dünyasındaki bugünkü yerinin ne olduğunu göreceğiz. Ünlü akordeoncular ve gruplar İstanbul’a gelecek. Avangart gelenekselle buluşacak. Balkan müziğini, Kuzey Afrika tınılarını, tangoları, caz melodilerini duyacağız.
Alman Goethe Enstitüsü, Avusturya Kültür Bürosu, İtalyan Kültür Merkezi, İsveç Enstitüsü, Pozitif ve Troya Medya’nın düzenlediği İstanbul Akordeon Günleri’ne çeşitli ülkelerden birçok sanatçı katılıyor.
Konserler Beyoğlu Asmalımescit’teki Babylon’da ve Tünel’deki Teutonia’da yapılacak. Akordeon Günleri’nin programı şöyle:
30 Mart gecesi Babylon’da Alman Manfred Leuchter & Nomaden ve Muammer Ketencoğlu üçlüsünün konseri.
31 Mart gecesi Babylon’da, Avusturyalı Otto Lechner ile İsveçli New Tango orkestrası konser verirken,
Galatasaray’daki Alman Goethe Enstitüsü’nde Kolombiyalı akordeon ustası Pacho Rada’nın yaşamını anlatan El Acordeon Del Diablo adlı
film 19.30’da ücretsiz olarak gösterilecek.
1 Nisan gecesi Teutonia’da İtalyan Riccardo Tesi & Banditaliana ile solistliğini Nedim Hazar’ın yaptığı Alman orkestra Group Yarini, Edward Aris sahneye çıkacak.
Yerli ve yabancı sanatçıların konserleri ayakta 20 milyon, masada 25 milyon lira karşılığında izlenebilecek.
ARJANTİNLİLER DE ÇALIYOR ÇİNLİLER DEİcat edilişinden bu yana henüz 200 yıl geçmemiş olmasına rağmen akordeon belli başlı kültürlere mal olmuş bir enstrüman. Kafkasya’da Şeyh Şamil dansları, Güney Afrika’daki town-shiplerin çoksesli şarkıları akordeonla çalınıyor. Arjantin’den taşan tango nameleri de akordeonla hayat buluyor. Çin’de Kültür Devrimi sırasında bile karşımıza çıkıyor.
Türkiye ise akordeonla Avrupa’daki tango furyasıyla aynı anda 1920’lerde tanıştı. 1930’larda popüler hale geldi. Şu anda Trakya’da köy düğünlerinin değişmez çalgısı. İstanbul’da Çiçek Pasajı’nın simgesi haline gelen ve geçen yıl ölen akordeon sanatçısı Madam Anahit ile özdeşleşti.
Edward Aris’in tam 70 akordeonu varTürkiye’de akordeon denilince akla gelen ilk isimlerden birisi Prof. Edward Aris. Aynı zamanda bir akordeon koleksiyoncusu. Tam 70 tane akordeonu var. Ünlü usta İstanbul Akordeon Günleri’nde Yüksek Kaldırım’daki Teutonia’da atölye/performans yapacak.
Edward Aris, TRT sanatçısı, AKM’de görevli, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda da konserlere çıkıyor. Her gün 2 okulda ders veriyor. Geceleri lüks otellerin salonlarında mesleğini icra ediyor. İstanbul Valiliği’nden aldığı ve sürekli cebinde taşıdığı ‘Okullarda körüklü sazların tanıtımı ile ilgili konser ve anket çalışmaları yapmaları Valilik oluru ile uygun görülmüştür’ yazısının fotokopisini herkese gösteriyor ve ‘İsteyen okul varsa gelir akordeonu anlatır bedava konser veririm’ diyor.
Edward Aris (59) Fransız asıllı. İstanbul doğumlu ve İstanbul’da yaşayan bir müzik aşığı. Paris’te akordeon eğitimi almış, ABD’de hocalık yapmış. ‘7 yaşımdayken ağız mızıkam olsun isterdim’ diye anlatıyor. ‘Bir gün kumbaradan para aşırdım, köşedeki mağazadan mızıka satın aldım. Sekizinci yaş günümde bütün akrabalardan armonika istedim. Altı ağız armonikası hediye geldi. Böylece koleksiyoncu oldum.’
Paris’te giderek müzik eğitim alan Aris ‘Lise yıllarımda akordeon ile tanıştım ve o günden sonra elimden düşürmedim’ diyor. ‘Paris’ten sonra ABD’ye giderek Los Angeles’ta kendi adına konservatuvarı olan akordeonun ünlü sanatçısı Antonio Dumezic’in yanında çalıştım. Bu arada akordeon biriktirmeye başladım. 400’e yakın enstrümanım oldu, ama onları koyacak yerim yoktu. Bir bölümünü elden çıkarttım. Şimdi elimde toplam değeri 250 bin dolar civarında olan 70 akordeon kaldı. İçinde 240 yıl önce yapılmış antika akordeon bile var. Benimki çılgınlık işte...’