Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2011 13:33
Çok geniş bir coğrafyada Akdeniz kültürünün o sıcak rüzgarıyla gizemli bir yolculuğa çıkmak isteyenlere Akdeniz’de Kısa Paslaşmalar iyi bir yol arkadaşı olacak.
Akdeniz, etrafında insan topluluklarının yerleşmeye başlamasından itibaren hep bir denizden fazlası olagelmiştir. O yüzden, bugün bu iletişim çağında, kültürlerin birbirlerine yaklaştığı, kaynaştığı hatta iç içe geçtiği bu dönemde bile Akdenizlilik, farklı bir kültürel iklimi, toplumsal ilişkileri ve duygusal atmosferi ifade eder. Öyle ki, tüm Doğu ve Batı uygarlıklarının etkilerini burada görebiliriz ya da tersi de söz konusudur; Akdeniz uygarlıklarının etkilerini tüm Doğu ve Batı uygarlıklarında görmek de mümkündür. Dolayısıyla aslında Akdeniz’i coğrafi bir yer olarak tanımlamak oldukça zordur; çünkü bu etkileşimin sınırlarını belirlemek neredeyse imkansızdır.
Tarihsel açıdan bakıldığında, uygarlıklar genelde üzerinde kuruldukları toprak parçasıyla (karada kuruldukları için olsa gerek) anılırlar ve kendi içlerinde de belirli bir homojenliği taşırlar. Oysa Akdeniz öyle değildir. Herhalde deniz olmasından dolayı, tarih boyunca etrafında kurulan uygarlıkların etkileri hiç beklenmedik coğrafyalarda kendini gösterebilmektedir. Bu etkileşim o kadar güçlüdür ki, kendi aralarında askeri ve politik olarak savaş halinde veya sürtüşme halinde olsalar bile, kültürel olarak birbirlerinden beslendiklerini söylemek mümkündür.
Yazar İlker Özünlü de çok ince detaylarda gizlenmiş tüm bu etkileşimin geçmişteki ve günümüzdeki izlerini sürüyor:
“Akdeniz uygarlıkları dediğimizde, tarihi boyunca doğusundan batısına iç içe geçmiş akrabalık ilişkilerine benzer bir ilişkiler yumağı gelir aklımıza. Efsanelerinde bile kız alıp verdiklerine göre, bu uygarlıkları yaratan halklar gerçekten de öyle hissetmiş olmalılar bir zamanlar…”
Akdeniz’de Kısa Paslaşmalar, bu etkileşimlerin nerede, ne zaman ve Batı Avrupa’dan Uzak Doğu’ya kadar toplumların dokusuna nasıl işlediğini çok ince detaylarla anlatıyor. Okuyucu bu detayların birbiriyle ne kadar örgün ve bağıntılı olduğunu öğrendiğinde çok şaşıracaktır. Birkaç örnek vermek gerekirse: Amiral Nelson-Büyük İskender, kantele-kanun, halfa otu-Darius, Vikingler-Kürtler, Ud-Rahip Guido, Tavla-İştar, Zeybek-Dionysos, Aduana-divan, Satranç-Bakire Meryem.