Güncelleme Tarihi:
Umut Bambus’ta Mucize arılar sayesinde hormonlu sebze yemekten kurtuluyoruz.
ADI: BAMBUS. Anavatanı Türkiye. Ülkemizde ‘‘Deli Arı’’ olarak adlandırılan bu arı türü, turfanda sebze üretiminde, yeni bir dönem yarattı.
Çevreci kuruluşlar ve bilimadamlarının, yıllardır yaptığı uyarıların ciddiye alınmadığı tarım sektöründe, dış pazarları kaybetme endişesiyle beraber, hormon kullanmadan bitki dölleme yarışı da başladı ve yakın zamana kadar yüzüne bile bakmadığımız Bambus arıları, kıymete bindi.
Yıllar önce, ürettikleri zehirli tarım ilaçlarının kendi ülkelerinde kullanımını yasaklamalarına rağmen, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere satmakta sakınca görmeyen sanayi ülkeleri, bir yandan da, hormonsuz bitki dölleme yöntemlerini araştırmaya başladılar.
Yaklaşık 10 yıl önce, anavatanı Türkiye olan deli arıların, bitki döllemede çok başarılı olduğunu keşfeden bazı batılı firmalar, ülkemizden götürdükleri bu arılardan, laboratuvar ortamında genleriyle oynayarak Bambus adlı yeni bir tür geliştirdiler.
SERALARDA BAŞARILI
Şimdi ise, ülkemize, bu firmalardan ithal edilen Bambus arıları, kutusuyla birlikte, turfanda sebze serasının içine konuyor. Beslenmek için bitkiler arasında dolaşan arılar, bu gezileri esnasında, bitkilerin de döllenmesini sağlıyor. Hormon kullanmadan döllenen domates, biber, patlıcan gibi bitkiler, hormonlu olanlara göre daha dolgun ve lezzetli olmasının yanı sıra, diğerlerine göre biraz daha yüksek fiyatla satılıyor.
Hormonsuz sebzeler, özellikle Avrupa ülkelerinde büyük rağbet görüyor. Ülkemizde Bambus arısıyla turfanda sebze üreten ilk firmalardan biri de Antalya'daki Agroser firması.
Hormon yerine, Bambus arılarından yararlanan ve topraksız ortamda sebze üreten firma yetkilileri, toprakta bulunan tüm değerlerin, özel hazırlanmış kaplara verilmesiyle, son derece sağlıklı ürün alındığını bildirdi.
ZEHİRLİ İLAÇLAR
Hiç bir denetim mekanizmasının işlemediği tarım sektöründe, bilinçsizce kullanılan zehirli tarım ilaçları, hormon kullanımından daha tehlikeli olmasına rağmen, bu konuda hiç bir yaptırım uygulanmıyor.
Kullanıldıktan sonra genellikle derelere atılan zehirli tarım ilacı atıkları, akarsu ve denizlerdeki canlıları tehdit ediyor. Turfanda sebze üretiminin yaygın olduğu Antalya bölgesinde, zehirli tarım ilacı kutularının, geri dönüşümünü sağlamak amacıyla hazırlanan bir proje, ilgili bakanlıklara gönderildi.
Ancak, aradan bir yıl geçmesine rağmen, henüz bir sonuç alınamadı. Projede, zehirli tarım ilaçlarına depozite uygulanması talep edilmişti. Bu uygulamaya göre, çiftçi aldığı tarım ilacını kullandıktan sonra, boş kutuyu satıcı firmaya iade edip, kutu başına depozit alacak, böylece zehirli kutular kontrol altında tutulmuş olacaktı.
Çevre ve Tarım Bakanlıklarının sıcak bakmasına rağmen, satıcı firmaların zehirli kutuların geri toplanmasına yanaşmadıkları öğrenildi.
Sazlıklar şenleniyor
OLDUKÇA çetin geçen kış, yavaş yavaş yerini bahara bırakıyor. Bu mevsim, kuş türlerinin üreme mevsimi. Özellikle kıyı kesimlerdeki göl ve sazlıkları şenlendiren kuş sesleri, çiftleşme zamanının habercisi.
Burdur, Isparta ve Afyon civarındaki göllerde barınan ördek ve diğer su kuşları da, üreme zamanında sahile iniyor. Ramsar Sözleşmesi kapsamındaki Burdur Gölü'nde yaşayan Dikkuyruk ördekleri, koruma altında.
Başmakçı yakınlarındaki Acıgöl'de yaşayan flamingolar da çevreye duyarlı yöre halkı tarafından korunuyor.
Ancak, diğer göl ve sazlıklarda yaşayan kuş türleri korumasız.
Çetin geçen kış koşulları nedeniyle merkez av komisyonun aldığı kararla tüm yurtta avlanma yasağı uygulanmasına rağmen, kaçak avlanmaların bir türlü önlenememesi, doğal yaşamı hala tehdit ediyor.
Yeşilin adı kaldı
YAKIN zamana kadar, yeşillere bürünmüş portakal bahçeleri, kentin içinden akan dereleri olan, festivaline bile Altın Portakal adını veren Antalya, hızlı kentleşmenin bedelini ağır ödüyor.
Havadan bakıldığında, adeta bir beton mezarlığını andıran Türk turizminin başkentinde göze çarpan iki yeşil alan var; bunlardan biri şehir mezarlığı, diğeri de Karaalioğlu Parkı.
Yerel yönetimlerin, 10-15 yıl sonrasını görememeleri, kısa vadeli projelerle günü kurtarmaya çalışmaları, siyasi ve rant çevrelerinin çıkarları doğrultusunda, imar planlarının delik deşik edilmesinin bedelini ağır şekilde ödeyen vatandaşları en çok sinirlendiren şey ise, bir türlü düzene sokulamayan kent trafiği. Sık sık değişen yol güzergahları çileden çıkarıyor.
Zirve hatırası
KISA adı Todosk olan Toroslar Doğa Sporları Kulübü üyeleri zirveden zirveye koşuyor. Her hafta değişik bir rotadan doruklara ulaşan dağcılar, her gittikleri yerde, ekolojik değerleri ve az bilinen bitki türle
ri ni keşfetmeye çalışırken, bir yandan da, başkaları tarafından bırakılmış atıkları toplayıp, çevre temizliği yapıyorlar. Bu çalışmalar bittikten sonra da, anı fotoğrafı çektirmekten geri kalmıyorlar.