Güncelleme Tarihi:
Çocuklarda karın ağrısı ve yüksek ateşle ortaya çıkan Akdeniz Ateşi hastalığı tedavi edilmediğinde böbrek yetmezliğine yol açıyor. Hastalık çiğdem çiçeğinden yapılan Koşnisin adlı ilaçla tedavi ediliyor.
Türkler, levanten Araplar, Yahudiler ve Ermeniler’de sık görülen Ailesel Akdeniz Ateşi (FMF), kalp, karaciğer ve böbreklerde amiloid maddesi birikmesine yolaçtığı için böbrek naklini gerektiren sorunlara neden olabiliyor. Doktorlar, sık sık karın ağrısı ve ateşi olan çocukların mutlaka kontrol ettirilmesi gerektiği belirtiyor.
Türkiye’de yeterince tanınmayan FMF ile ilgili çeşitli üniversitelerden bilimadamları bir araya gelerek çalışma grubu oluşturdu. FMF taramaları ve ortak araştırmalar yapmayı planlayan grup, ayrıca gen taşıyıcısı aileleri dernekler kurarak eğitmeyi amaçlıyor.
Grubun Güney Bölgesi çalışmalarını yürüten Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji-İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erken, kliniklerine sürekli olarak gelen 100 civarında hastaları bulunduğunu ve kriz dönemlerinde randevuya gerek duyulmadan tedaviye alındıklarını söyledi.
Yanlış tanı konulabiliyor
FMF’in, Kuzey Afrika’da 2500 yıl önce oluşmuş bir genetik mutasyon sonucu ortaya çıktığını ve göçlerle yayıldığını anlatan Prof. Dr. Erken, şöyle devam etti:
’’Bu mutasyon 1997 yılında 16. kromozom üzerinde gösterildi. Daha sonraki yıllarda çok sayıda genetik değişim olduğu görüldü. Hastalık gen taşıyıcısı anne ve babadan geçiyor. Kriz anında karın ağrısı, ateşve göğüs ağrısı oluyor. 5-6 yaşlarında ya da bluğ çağında ortaya çıkıyor. 2-3 gün süren krizler hastayı çok rahatsız ediyor.
İsrail’de gen taşıyıcılığı yüzde bir olarak belirlenmiş. Ancak bizde henüz böyle bir çalışma yok. Oluşturulan FMF grubu bu tür çalışmalar yapmayı planlıyor.’’
Atakların devam etmesi ve tedavi yapılmaması durumunda kalp, karaciğer ve böbreklerde amiloid maddesi biriktiğini ve amiloidoz hastalığı geliştiğini belirten Erken, ’’Bu nedenle böbrek nakli yapılan hastalar var’’ dedi.
Karın ağrısı yüzünden yanlış tanı nedeniyle apandisit ameliyatı olan hastalar bulunduğunu, bu yüzden hastalığın kamuoyunda tanınmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erken, ailelere, sık sık karnı ağrıyan ve ateşi olan çocukları mutlaka bu açıdan da kontrol ettirmelerini önerdi.
FMF’lilerde önceleri yüzde 60 olan böbrek bozukluğunun tedaviyle yüzde 7’lere indiğini kaydeden Erken, şunları söyledi:
Bağışıklık sistemi tetikliyor
’’FMF tanısı konmuş hastada hem krizleri önleyici hem de diğer organlarda oluşacak bozulmayı engelleyici tedavi yapılabiliyor. Çiğdem bitkisinden elde edilen (koşnisin) adlı ilacı kullanıyoruz. Eskiden bu ilaç atak dönemlerinde veriliyordu. Şimdi organları korumak için sürekli kullanılıyor. İlacın önemli bir yan etkisi de yok.’’
FMF ataklarının stres, yorgunluk ve ekfesiyoz ajanların etkisiyle tetiklendiğini bildiren Erken, ’’FMF’li hastanın bağışıklık sisteminin kontrolü bozuktur. Bu yüzden bağışıklık sistemini uyaran herşey atağa neden olur’’ dedi.
Prof. Dr. Erken, hastalıkta erken tanının hayati önem taşıdığını vurgulayarak, ailelerden bu konuda hassas davranmalarını istedi. ANKA