Oluşturulma Tarihi: Aralık 04, 2006 10:59
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, kış aylarında salgınlara neden olan soğuk algınlığının, grip gibi viral solunum sistemi enfeksiyonlarının, bronşitli hastalarda normal kişilere göre daha ağır geçtiğini ve krizleri başlatabildiğini söyledi.
Prof. Dr. Özlü, kış mevsiminin astım, KOAH, bronşektazi gibi kronik akciğer hastalığı olan kişiler için çeşitli riskler taşıdığını belirterek, “Yağış, sis ve soğuk gibi iklim değişkenleri, bu tür hastalarda atakları tetikleyici faktörlerdir. Hastaların şikayetleri bu tür hava değişikliklerinde artış gösterebilmektedir” dedi.
Soba ve kaloriferlerin yanması ile bacalardan ortama dağılan dumanda bulunan karbonmonoksit, kükürt oksit ve azot oksitlerin bu hastalarda hava yollarında daralmalara, nefes darlığı, öksürük ve balgam yakınmaları ile karakterize krizlere neden olabileceğini ifade eden Özlü, şöyle devam etti:
“Yine soğuk hava, yağış nedeniyle ev içi, ofis ve iş yeri gibi kapalı mekanlarda daha çok zaman geçirilmektedir. Buna bağlı olarak kapalı alanlarda içilen sigara, pişirme ve ısınma amaçlı yakıtlardan çıkan kirleticiler, ev tozu akarları, kalorifer ve hamam böcekleri ile mantarlar gibi ev içi allerjenlerle artan temas, benzer şikayetlere yol açarak, hastalığın kontrolünü zorlaştırmaktadır.”
Özlü, soğuk havalarda nezle, sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığının artması sonucu, bronşitli hastaların burun yerine ağızdan nefes alıp vermek zorunda kaldıkları belirterek, bunun sonucunda hava yollarının ısı ve neminin düşmesi sonucu, özellikle geceleri ataklar ortaya çıkabileceğini söyledi.
Benzer şekilde, soba veya kalorifer nedeniyle ev içi ortamın nispi nem oranının çok düşmesi, özellikle uyurken ağızdan nefes alıp veren hastalarda havayollarını kuruttuğunu ve gece öksürük, nefes darlığı gibi yakınmalara neden olduğunu vurgulayan Özlü, şunları söyledi:
“Kış aylarında salgınlara neden olan soğuk algınlığı, grip gibi viral solunum sistemi enfeksiyonları, bronşitli hastalarda normal kişilere göre daha ağır geçmekte ve krizleri başlatabilmektedir. Tüm bu faktörlerin bir araya gelmesiyle kış aylarında kronik akciğer hastalarının çoğunun sorunları artmakta ve almakta oldukları tedavi yetersiz kalabilmektedir. Bu hastalarda, önceden var olmayan öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı ve hırıltılı solunum gibi yakınmalar, kış mevsimi içerisinde başlayabilmekte veya var olan yakınmaların sıklığı ve şiddeti artmaktadır. Bilhassa geceleri uykudan uyandıran öksürük ve nefes darlığı atakları ile yokuş ve merdiven çıkarken nefes darlığı gibi yakınmaların belirginleşmesi ile balgam renginde koyulaşmanın, bir atağın erken bulgusu olabileceği akılda tutulmalıdır. Hastaların önceden beri kullandıkları ilaçların, eskisi kadar etkili olmaması, ilaçlarını almalarına rağmen sorun yaşamaları kriz bulgusudur.”
Özlü, bu nedenle akciğer hastalarının bahsi geçen olumsuz koşullardan mümkün olduğunca kendilerini korumaları gerektiğine dikkati çekerek, şunları ifade etti:
“Bu kişiler, kış mevsimi girmeden önce yıllık grip aşılarını yaptırmalıdır. Hastaların yaşadığı kapalı ortamlarda sigara içilmemeli, sık havalandırılmalı, hijyene, ev ve büro içi hava temizliğine özen gösterilmeli. Soba kullanılıyorsa boru ve bacalar temizlenip iyi drenaj sağlanmalı. Gece oda havası nemlendirilmeli, grip salgınlarında olabildiğince kalabalıklarla temastan kaçınılmalıdır. Kirli havalarda zorunlu olmadıkça dışarıya çıkılmamalıdır. Bu tedbirlere rağmen durumlarında her zamankinden farklı olarak kötüleşme hisseden ve aldıkları tedavi yeterli gelmemeye başlayan hastaların, hekimlerine başvurmaları ve tedavilerini güncelleştirmeleri gerekmektedir.”