Ailemin dağılmasını istemezdim

Güncelleme Tarihi:

Ailemin dağılmasını istemezdim
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2013 13:35

Her daim iyimserliği ile tanıdığımız Heidi Klum; Seal ile yedi yıl süren evliliğini noktaladıktan sonra; manşetlere taşınan yeni aşkı ve Project Runway’in 11’nci sezonuyla hayata bir kez daha dört elle sarılıyor. Eski model, yeni aşkı ve boşanmasına dair merak edilenleri, Marie Claire dergisinin yeni sayısında anlattı.

Haberin Devamı

Harvey Weinstein, 2003 yılında Heidi Klum’a televizyon için düşündüğü bir moda tasarım yarışması olduğunu söylediğinde; “Ayrıntıları bilemem. Bana sadece yeni bir dalgalanma yaratıp yaratmayacağımızı söyle” diye çarpıcı bir cevap almış. Hepimizin bildiği gibi bu yarışma dalgalanma yaratmak şöyle dursun; 24 Ocak itibariyle on birinci sezonuna başlayarak bir tsunamiye dönüştü ve dillere pelesenk olan ‘Bugün zirvedesin ama yarın gözden de düşebilirsin’ motto’suyla esaslı bir pop kültür jargonu yaratarak, son yılların en büyük hit’leri arasına katıldı.

Klum gayet disiplinli bir çocukluk geçirmiş. Öyle ki; yanlış bir şey yaptığında babası Günther’in kendisini hafifçe tokatladığını da itiraf ediyor. Ancak bu hafızasında asla kötü bir anıya dönüşmemiş, tam tersine hedefleri için kolaya kaçmamasını, çaba sarf etmesini ve en iyiye odaklanmasını sağlamış. Bugün 39 yaşında olan Klum; Babies “R” Us için çocuk giyim koleksiyonları hazırlıyor, New Balance için de özel ayakkabı tasarımları yapıyor. Coty işbirliği ile piyasaya sürdüğü beşinci parfümü Surprise ise piyasada. Adının; şişenin üzerine parfümün adından daha büyük harflerle yazılması da bir tesadüf değil.

Babası bir zamanlar Almanya’nın en ünlü parfüm firması 4711’de üretim bölümünün başındaydı. 14 yaşındaki Klum ise boş zamanlarında başına bonesini takıp, seri üretim kayışının önüne geçerek şişeleri dolduruyordu. Ünlü topmodel dört çocuğunun da doğumunda hazır bulunan ailesine, özellikle de her anı video kameraya kaydeden babasına derin bir saygı duyuyor.

Anne ve babasına Almanya Cologne’de bir ev satın almış. Otobüs şoförü olan ağabeyi Michael’a ve teyzelerine de öyle... Yakın akrabaları; Los Angeles’taki sekiz dönüm üzerine inşa edilen, Alman çoban köpekleri Max ve Freddy ile arazi yürüyüşlerine çıktığı özel bir kanyonu bulunan, sarmaşıklarla kaplı Toskana tarzı villasının da daimi konukları arasında.
      
ERKEKLERE BEL BAĞLAMAMAM GEREKTİĞİNİ ANNEM ÖĞRETTİ

Çalışırken sabah altıda kalkıp, akşam dokuz gibi yatmayı ona bir iş etiği olarak aşılayan kuaför annesi Erna’ya ise hayran... “Bana hayatımı idame ettirebilmem için erkeklere bel bağlamamam gerektiğini öğreten oydu” diyor Klum ve ekliyor; “18 yaşında çalışmaya başladım. Kadın önce kendi ayakları üzerinde duracak. Bunun hazzı bambaşka.”

Peki, hiç mi zor günleri olmadı? Kariyerinin başlangıcında İtalya’da yaşarken; her naif, genç modelin başına gelebilecek türden yüz kızartıcı tecrübeler yaşadığını da itiraf ediyor. Müşterilerle casting için görüşmek üzere organize edildiğini sandığı akşam yemeklerinin farklı beklentilere dönüşmesi de söz konusu kötü tecrübelere dâhil. Ancak bedava yemek ya da birkaç ürün için kendini alçaltan yaşıtlarının aksine kendine hep ne kadar değerli olduğunu hatırlatıp, aklına gelen ilk bahaneyle bu tarz ortamlardan uzaklaşmış. Akabinde öfkeyle aracı firmaları arayarak; “Bana önerdiğiniz bu tarz işlerle ilgilenmiyorum” demeyi tercih etmiş. Bu yer alacağı olası projeleri engellese ya da azaltsa da vazgeçmemiş.

AYRILIK SÜRECİNİ YARA ALMADAN ATLATTIK

Klum; geçmişi ve projeleri hakkında konuşurken son derece neşeli. Ancak konu dört yıldır bodyguard’lığını yapan Martin Kirsten ile yeni başlayan ilişkisine geldiğinde yasak bölgeye girdiğinizi ifade etmek istercesine araya mesafe koyuyor. Hâlbuki boşandıktan tam sekiz ay sonra yeniden âşık olduğunu kamuoyuyla paylaşan bizzat kendisiydi...

“İnsanlar boşanma süreci ne kadar yıpratıcı diye düşünürler” diyor ve ekliyor; “Ailemin dağılmasını ister miydim? Kesinlikle hayır! Ancak yara almadan atlattık. Şu anda herhangi bir problem yok.” Ancak Klum’un problem olarak görmediği bu konuyu, ‘problem’ olarak addedenler de oluyor. 30 yaşında; Renault Formula 1 takımının eski direktörü ve Queens Park Rangers’ın yöneticisi İtalyan işadamı Flavio Briatore’den hamile kaldığında; menajeri büyük bir korkuya kapılarak; “Moda dünyası bunun üzerine seni tekrar nasıl kabul edecek bilmiyorum” demişti. Oysa Klum kürtaj yaptırmayı aklının ucundan dahi geçirmedi ve Victoria’s Secret defilesinde yürüyerek ne kadar akıllı olduğunu kanıtladı. “Olan oldu, bu gerçekle yüzleş ve önüne her ne güçlük çıkarırlarsa çıkarsınlar mücadele etmeyi sürdür diye düşünmüştüm” diye anıyor o günleri.

Oysa önüne güçlükler değil, New York Mercer Otel’de Seal çıkacaktı... Şarkıcı; Leni’nin doğumunda hazır bulunmak bir yana, 2005’te evlenmelerinin ardından küçük kızı evlat da edinecekti. Topmodel-müzisyen birliktelikleri her daim basının ilgisini çekmiştir. Heidi ve Seal için de öyle oldu. Yedi yıl süren evlilikleri boyunca da; aile olmanın önemi ve güzelliği hakkında sayısız demeç vererek, bu ilgiyi her daim taze tuttular. Oğulları Henry (7) ve Johan (6) ile kızları Lou (3) aracılığıyla çizdikleri tablo ise hep mutluydu.

ŞEN ŞAKRAK BİR İNSANIM

Hâl böyle olunca; boşanmaları magazin basınında türlü spekülasyonlar türetilmesini de hızlandırdı. İyi giden ilişkilerini kendi hayatları için bir tür umut ışığı olarak gören kişilerin ise cesaretinin kırılmasına ve ‘Onlar da yapamadıysa, hiç kimse yapamaz’ diye düşünmelerine neden oldu. Yaşanan rahatsız edici boşanma sürecinin kamuoyunda hayal kırıklığı yarattığını gören Klum ise aşk hayatını daha önce yaptığı gibi paylaşmaktan çekinmemesi gerektiğini bir kez daha anımsayarak, kendisine yöneltilen özel soruları daha açık yüreklilikle cevaplandırmaya başladı!

Hatta isim vermese de; hayatına giren erkeklerin hep kıskançlıkla mücadele etmek zorunda kaldıklarını itiraf etti. “Seksisin, herkes seni istiyordur diye düşünüyorlardı. Oysa seksapel ya da güzellik anlayışı son derece göreceli bir kavram ve insanların dönüp bakması, buna ters tepki göstermemi gerektirmez. “Ben şen şakrak bir insanım ve sohbet etmeyi de çok severim. Bu; ‘Oda numaran kaç? Beş dakika sonra yanındayım’ imasında bulunduğumu göstermez” diyor.

YANIMDA 25 YAŞINDA BİRİYLE  UYANMAK BENİ ZORLAYABİLİR

Seks ise konuşmaktan hâlâ çekinmediği bir konu. “Kadınların genç erkekleri neden çekici bulduklarını anlayabiliyorum, yaşlandıkça bedenleri de değişiyor. Ama ben gerçekçiyim. Bu yıl 40 yaşıma basacağım ve yanımda 25 yaşında biriyle uyanmak beni zorlayabilir.”

Klum geçmişe dönüp bakmayı ve ‘Şöyle yapsaydım daha iyi olurdu’ gibi pişmanlık içeren düşüncelere kapılmayı da sevmiyor. “Bazen ben de herkes gibi durup; hoşuma giden birkaç anıyı seçiyor ve düşünüyorum tabii” diyor ve ekliyor; “Ama genel olarak hep ileri bakan bir insanım. Bu hayatımın en güzel dönemi mi bilmiyorum ama mutluyum. Değişikliklerle gelen bir başka fasıl diyelim. Ailemiz dağılmış olabilir ama birbirimize saygı göstermeye ve olumlu düşünmeye çalışıyoruz.”

Haberin Devamı

KONTROL DELİSİYİM

Heidi Klum yeni ilişkisi kadar yeni projelere de odaklanmış durumda. Forbes Dergisi’ne göre yılda 50 ila 70 milyon dolar arasında kazanan topmodel, işi konusunda o kadar titiz ki kendisine ulaşan düzinelerce sözleşmeyi avukat ordusundan önce bizzat satır satır okuyor. ‘Kontrol delisiyim’ diye de açık yüreklilikle itiraf ediyor.

Hesaplarının Amerika Birleşik Devletleri Hazine Dairesi tarafından tam iki kez noktası, virgülüne kadar denetlendiği, Van Cleef & Arpels tarafından da Mouawad ile oluşturduğu mücevher koleksiyonundaki yonca şeklindeki figürün firmaya telif hakkı ödenmeden kullanıldığı gerekçesiyle dava edildiği düşünülecek olursa bu titizliğinde de haksız sayılmaz.

Haberin Devamı

ŞU AN EVLİLİĞİ DÜŞÜNMÜYORUM

Heidi Klum’un kalbinin sahibi kim? “İlişkilerde dominant taraf olmayı sevmiyorum. Yanımda karakter açısından güçlü bir erkek olmasından yanayım. Gerçek olanı arıyorum. Taklit hiç sevmediğim bir kelime, bununla da orgazm taklidini kastetmiyorum! Fedakârlık da yaparım ama kendim olmama izin verdiği sürece. İlişkilerde nezaket çok önemli” diyor.

Seal’dan sonra evlilik fikrine yakın olup olmadığını sorduğumda ise başını kararlı bir ifadeyle dikleştirerek; “Hayır, hayır... Hiç düşünmüyorum. Onunlayken evlilik törenimizi her yıl tekrar etmek istemiştim, böylelikle ilk andaki güçlü duygularımızı ve anılarımızı tazeleyecektik hep ama şu anda bunun o kadar da önemli olmadığını düşünüyorum. Kırgın ya da kızgın değilim. Sadece bakış açım değişti. Şayet ileride 15, 20 yılımı birlikte geçirdiğim biri olursa, yaşlılığımda düşünebilirim evliliği. Yine de kim bilebilir, belki de fikrimi değiştirecek biri çıkar karşıma.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!