Aileler totem yaptı gençler engele takılmadı

Güncelleme Tarihi:

Aileler totem yaptı gençler engele takılmadı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 2011 00:00

Genç Milli Binicilik takımımız, Portekiz’deki 2011 Avrupa Gençler Engel Atlama Şampiyonası’ndan çok iyi derecelerle döndü. Milli Takım Avrupa beşincisi, Derin Demirsoy ise Avrupa ikincisi oldu. Yarışmacılar, federasyon temsilcileri, antrenörler, anne-babalar, seyisler, veterinerleriyle küçük bir Türk köyü kurulmuştu Comporta şehrine. Ekibin heyecanına biz de ortak olduk

Binicilik için Türkiye’de hep ata sporu tanımlaması yapılır ama uluslararası anlamda binicilik sporu, Türkiye’de henüz gelişmekte olan dallar arasında. Uzun yıllar sadece İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi büyük şehirlerde yapılıyordu ancak Türkiye genelindeki tesisler ve güçlü sponsorlar sayesinde binicilik yaygınlaşıyor. Çocuklara binicilik virüsünü aşılayan yerlerin başında ise midilli kulüpleri geliyor.
Bugün Türkiye’de yaklaşık 700 yarışmacı sporcu ve yaklaşık bir o kadar yarışmacı at var. Bu sayılar, binicilikte ileri ülkelerdekinin neredeyse 20’de biri. Türkiye’nin güçlü yanıysa her zamanki gibi yaş profili. Sporcuların yüzde 60’ı 18 yaşın altında.
İşte bu yaş grubundaki sporcular, bu ayın başında Portekiz’de düzenlenen 2011 Avrupa Gençler Engel Atlama Şampiyonası’ndan çok iyi derecelerle döndü. Genç Milli Takım, Avrupa beşincisi, genç binici Derin Demirsoy ise Avrupa ikincisi oldu. Bunlar Türkiye’nin binicilik tarihinde elde ettiği en iyi dereceler.
Söz konusu genç milliler ama 12-17 yaş aralığında çocuklardan bahsediyoruz aslında. Yarışlar sırasında onlarla birlikte Portekiz’in Comporta şehrindeydik. Yarışmacılar, federasyon temsilcileri, antrenörler, anne-babalar, ana sponsor Garanti Masters’ın yöneticileri, seyisler ve veterinerlerle küçük bir Türk köyü kurulmuş gibiydi Comporta’da.

HER YARIŞMA BİNLERCE LİRA DEMEK

Dışarıdan bakınca bu grubun hepsinin yaptıkları deli işi gibi duruyor. Hayatları manejlerde ve yarışmadan yarışmaya yollarda geçiyor. Bu küçük Türk köyü yıl boyunca Avrupa’yı dolaşıp duruyor. Aileleri, genç sporculara her yerde eşlik ediyor. Üstelik her seyahat aileler için binlerce liralık harcama demek. Gençlerin tüm hayatı binicilik çevresinde şekilleniyor, onlara maddi-manevi olağanüstü emek harcanıyor.
Ailelerin pist kenarında yarışmaları izlerken içinde bulundukları ruh halini tarif etmek zor. Çocuklarıyla birlikte heyecanlanıyor, yeri geldiğinde daha çok strese kapılıyorlar. Neredeyse kalp krizi geçirecekler. Hem emeklerinin karşılığını almak istiyor hem de çocuklarının yaralanmasından korkuyorlar. Bazısı çocuğu yarışırken piste sırtını dönüyor, izleyemiyor. Kimi rakiplerin daha fazla engel düşürmesi için totem yapıyor.

ATLARIN YOLCULUĞU İKİ HAFTA SÜRÜYOR

Her spor dalında yarışmacıların üzerinde baskı ve heyecan olur. Binicilikte bu iki katına çıkıyor çünkü kontrol tamamen sporcuda değil. At, büyük bir değişken. Üstelik binicilikte bir miktar hayati risk de var. Düşmeler her an sakatlıkla sonuçlanabilir. Sporcular ve aileleri neyse ama atların seyahati kolay bir şey değil. Gittikleri yerde yarışabilecek durumda olmaları için yolda molalar vermeleri, bazen birkaç gün konaklamaları gerekiyor. Örneğin Avrupa Şampiyonası’nda Türk sporcuların yarışacağı atların İstanbul’dan Comporto’ya ulaşması tam iki hafta sürdü.

DERİN DEMİRSOY (17, GENÇLER AVRUPA İKİNCİSİ)
Madalya kazandığımda gözlerim doldu

Dört yaşında Galatasaray Pony (midilli) Kulüp’te atlarla tanıştı ve midilli binmeye başladı. Anaokulu ve ilkokul yıllarında devam etti. 10 yaşında yıldızlar kategorisinde engel atlama yarışmalarına katılmaya başladı. Aynı yıl içinde Yıldız Milli Takımı’na seçilerek uluslararası alanda Türkiye’yi temsil etti. Üç yıl üst üste Balkan şampiyonu ve yine Avrupa üçüncüsü takımın bir üyesiydi. 2009’da Avrupa Gençler Şampiyonası’nda finale kalarak Türkiye binicilik tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. 2009’da İnönü Kupası’nı kazandı. Halen dört atı var. “Madalyayı kazandığımı anlayınca büyük bir rahatlama yaşadım. Gözlerim doldu, böyle bir ilki gerçekleştirdiğim için. Tam tarif edemeyeceğim ama gerçekten de çok özel bir his. Hemen ailemle kucaklaştım. Şimdi en büyük hedefim olimpiyatlar. Bu başarımın gençlerin biniciliğe ilgisini artırmasını umut ediyorum.”

BUSE ŞAMLI (14, AVRUPA ŞAMPİYONASI FERDİ KLASMANDA YARIŞTI)
Geçen yıl 75 yarışa katıldım

Altı yıldır at biniyor. Amcasının yarış atlarıyla başladı, devam etmek isteyince İzmir Atlı Spor Kulübü’ne girdi. İzmir’de yaşıyor ama aralıklı da olsa yılın dört ayını İstanbul’da geçiriyor. Halen her biri farklı şehirlerde bulunan üç atı var. “Bu, yorucu ve zevkli bir maraton. Yarışlarda iddialı olabilmem için birden fazla atımın olması lazım. Hocam İstanbul’da ve bir at da değişimli olarak İstanbul’da kalıyor. 15 günde bir gidip onunla antrenman yapıyorum. Normal bir günüm çok yoğun geçiyor. Hafta sonu sabah 09.00’dan itibaren dört veya beş ayrı atla antrenman yapıyorum. Saat 15.00’te basketbol antrenmanına gidiyorum. Hafta içi 09.00’da okula gidip 16.00’da çıkıyor ve 20.00’ye kadar ata biniyorum. 2010’da yurtdışındakiler dahil toplam 75 yarışa katıldım. Daha fazla yarış, daha fazla tecrübe mantığıyla her yarışa gitmeye çalışıyorum. İzmir’de sadece bir yarış yapılıyor; o yüzden hep şehir dışındayım. Annem her yere benimle geliyor. En büyük hayalim olimpiyat koşup Türk bayrağını dalgalandırmak.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!