Ceren ARSEVEN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2011 00:00
Çocuk obezitesi üzerine uzman Amerikalı tıp profesörü David Ludwig ortalığı karıştıran bir öneride bulundu. Ludwig’in önerisi, obez çocukların velayetinin ailelerden alınarak devlete verilmesiydi. Bu öneri bütün dünyada hararetli tartışmalar yarattı, üstelik uzmanlar Ludwig’le aynı görüşü paylaşmak bir yana ona karşı çıkıyor
Yaklaşık on yıl önce gazlı içeceklere yüksek vergiler getirilmesini önererek tartışma yaratmıştı Harvard Üniversitesi’nden Çocuk Obezitesi Profesörü David Ludwig. Boston Çocuk Hastanesi’nde de çalışan Ludwig’in bu önerisi, toplumun her kesiminde geniş çapta destek görmüştü. Fakat yeni önerisi ortalığı büsbütün karıştırdı.
Geçen hafta Amerikan Tıp Birliği dergisinde yayınlanan makalesinde ileri derecede obez çocukların ailelerinden alınması gerektiğini söyleyen Ludwig; “Devlet obez çocuklara yardım etmek için üzerine düşen görevi yerine getirmeli. Ailenin çocuğun kronikleşen bir sağlık sorununun üstesinden gelememesi durumunda çözüm, obez çocukları belirli bir süre ailelerinden uzaklaştırmak” diyordu.
Fakat bu yaklaşımı, ailelerden tepki dolu e-postalar almasına ve meslektaşları tarafından eleştirilmesine sebep oldu. Tepkiler üzerine açıklama yapan doktor; “Ben sadece tüm çareler tükendiğinde yetiştirme yurdunun son adres olabileceğine dikkat çekmek istedim. Devlet müdahalesi her zaman kesin çözüm değil ama denenmeye değer bir alternatif” diyerek kendini savundu.
BAŞARISIZ BİR ÖRNEK
Prof. Ludwig’e şiddetle karşı çıkanlar arasında, benzer bir deneyim yaşamış olan Regino Ailesi de var. Yaklaşık on yıl önce, ABD New Mexico’nun Albuquerque şehrinde, kızları Anamarie ailesinden alınmıştı. Çünkü sadece üç yaşında olmasına rağmen tam 41 kiloydu. Fakat küçük kız iki ay boyunca devlet gözetiminde kalmasına rağmen, kilosunda herhangi bir değişiklik olmayınca ailesine geri döndü. Annesi Adela Martinez o günleri; “İki ay boyunca cehennem azabı yaşadık. Hayatımın en zor dönemiydi” diye anlatıyor.
Daha sonradan genetik bir rahatsızlığı olduğu anlaşılan Anamarie, kendi evinde ilaç tedavisiyle kilo verdi. Annesi “Bizden uzaklaştırılmasının kızım üzerinde yarattığı travmayı kim tedavi edecek?” diye soruyor. Artık sağlıklı ve normal kiloda bir genç kız olan Anamarie de annesiyle aynı fikirde.
BİZDEKİ UZMANLAR KARŞI
Peki Türkiye’deki uzmanlar bu konuya nasıl yaklaşıyor? Çocuk ve ergen psikiyatrı Prof. Dr. Yankı Yazgan şüpheyle bakanlardan: “Hatalı uygulama yapan ailelerin çocuklarını elinden alırsak, bu çocukları koyacak yer bulamayabiliriz” diyen Yazgan’a göre devletin müdahale edeceği durumların sınırını çizmek önemli: “Amerikan toplumunda obez çocukların yaşadığı ailelerin sosyoekonomik yapısı belirleyici. Bunların genellikle beyaz olmayan, yoksul ve değişik sebeplerle toplumun kenarında kalmış aileler olduğunu görebilirsiniz. Çocuğun aileden alınması kültürel, sosyoekonomik ve hukuki yönleriyle ele alınmalı ve en son seçenek olmalı. Eğer çocuğun aileyle kalması kendi yararına değilse, hatta zarar vermeye başladıysa ve bu durum kesinleştiyse, ancak bu koşulda belli bir süre devlet gözetiminde kalması düşünülebilir.”
Çocuk doktoru Prof. Dr. Hilal Mocan ise “Çocuk obezitesinde aileler büyük pay sahibi ancak velayetin alınması çözüm değil” düşüncesinde. “Çocuğun sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanması ve fazla kilolarından kurtulması ailenin sorumluluğunda” diyen Mocan, obez çocuğun velayetinin anne-babasından alınmasının geleneksel aile yapısına aykırı olduğunu savunuyor ve uygulamayı desteklemediğini söylüyor: “Sorunu çocuğu aileden kopartmadan çözmek gerekir. Çözüm ailelerin beslenme konusunda eğitilmesinden geçiyor.”
42 MİLYON ÇOCUK AŞIRI ŞİŞMAN
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre beş yaşın altında 42 milyon çocuk aşırı şişman ya da obez. Çocukları obezite ve obeziteye bağlı hastalıklardan korumak için hükümetlere seslenen DSÖ, yüksek düzeyde şeker, tuz, doymuş ve transyağ içeren gıda reklamlarının kısıtlanmasını öneriyor. Örgütün 12 yaşından küçük çocukların sağlıksız gıdalar tüketmesini önlemek için başlattığı çalışmalar doğrultusunda hazırlanan rapora göre obezite, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de giderek artan bir hastalık.
DSÖ’nün bu yıl yaptığı bir araştırma da, Türkiye’deki obez çocukların oranı yüzde 28, ABD’deyse yüzde 40 olduğunu söylüyor.
Uzmanlara göre çocuk obezitesi, yetişkin obezitesinden daha çabuk ilerliyor. Buna engel olmak için süpermarkette alınacak kararların evdekilerden daha önemli olduğunu belirten beslenme uzmanları abur cuburların eve girdiği andan itibaren çocukların yegane besin kaynağı olduğunu hatırlatıyor.
MICHELLE OBAMA DA SAVAŞIYOR
ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama da çocuklarda obeziteye dikkat çekmek amacıyla geçen yıl bir kampanya başlattı. Beyaz Saray’da 500 kadar aşçıyı ağırlayan First Lady, ülkenin dört bir yanındaki okullardan gelen çocuklarla bir araya geldi. Michelle Obama eldivenlerini giyerek önce sebze topladı, sonra da yemek yaptı. Her fırsatta ABD’deki çocukların üçte birinin obez olduğunu hatırlatan Obama’nın bu çabaları hem destek hem de takdir topluyor.