Ezgi BAŞARAN
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 23, 2010 00:00
ABD’nin her eyaletinde bir yetkilisi bulunan Ulusal Aile İçi Şiddete Karşı Koalisyon’unun (NNDEV) direktörü Rene Renick Türkiye’deki mağdurlarla görüşmek için önce Güneydoğu’ya gitti, sonra da İstanbul’da Hürriyet’i ziyaret edip “Aile İçi Şiddet” kampanyamızla ilgili bilgiler aldı. 30 yıldır bu konu üstüne çalışan Renick’in anlattıkları sizi şaşırtacak. Eğer çizdiği profiller size tanıdık geliyorsa, lütfen 24 saat hizmet veren Aile İçi Şiddet Acil Yardım hattımızı arayın: (212) 656 96 96 ya da (549) 656 96 96.
Aile İçi Şiddet Koaslisyonu olarak devletten destek alıyor musunuz?- Çok çok az. Biz kar amacı gütmeyen özel bir organizasyon olarak kurulduk 30 yıl önce. Her eyalette polislerin, bu tür davalara bakan avukatların ve hakimlerin eğitilmesi için programlar hazırlıyoruz. Bir de tabii hem programlara sponsorluk bulmak hem de eyelet yasalarını aile içi şiddet mağdurlarını korumak için düzenlemeler yaptırabilmek için lobicilerimiz var.
ABD’de eşini fiziksel şiddet uygulayan birinin başına neler gelir, adım adım anlatır mısınız?- Yıllar içinde en büyük ilerlemeyi polis cephesinde yaşadık. Artık “eşim beni dövüyor” diye polisi aradığınızda çok hızlı bir şekilde eve ulaşıyorlar. Sonra döven eş tutuklanır. Bu noktaya 1980’lerde geçen yasalar sayesinde gelebildik.
Tabii iş eşin tutuklanmasıyla bitmiyor...- Elbette. Dayak atan eşin ne kadar içeride kalacağı şiddetin seviyesiyle bağlantılı. Bazı durumlarda bir günde salıverilebiliyor. Ben sana en iyi senaryoyu anlatayım: Polis gelir, eşi tutuklar ve o bölgedeki aile içi şiddet uzmanlarımıza
haber verir. Biz de mağdur eşe geçici koruma veya sığınma veririz. Tutuklu eş de davaya kadar içeride tutulur ve çıktığında belirli bir süre eşinin yakınına gelmesi yasaklanır. Bu en iyi ihtimal ama her zaman olmuyor.
Ne kadar hapis yatar bir aile içi şiddet suçlusu?- Bu noktada yasalar kadar avukatların ve hakimlerin de tutumu önemli. Hakimlere aile içi şiddet kavramınının karmaşıklığını anlatmakta zorlanıyoruz maalesef. Hapis süresi mağdur eşteki fiziksel zarara göre değişiyor. Eğer kesik veya kırık varsa, döverken herhangi bir silah kullanıldıysa ceza artıyor. En fazla bir sene! Ama bizim yasalarımızda namus cinayeti diye birşey yok. Cinayet cinayettir ABD’de ve ona göre cezalandırılır. Gettolarda yaşayan mültecilere bunu anlatmaya çalışıyoruz: Namusu bahane ederek indirim alamazsınız!
Bizim de Hürriyet olarak bir acil yardım hattımız var. Sizin de aile içi şiddete karşı ABD’deki en büyük silahınız böyle bir hat değil mi?- Evet, acil yardım hattı çok önemli. Çünkü birçok kadın ilk etapta sadece konuşmak istiyor, polisi devreye sokmadan. Ya da “Ben böyle şeyler yaşıyorum, kocam bana şöyle davranıyor. Bu aile içi şiddet mi?” gibi sorular sormak istiyor. Biz de atacakları adımları anlatıyor, bir plan hazırlıyoruz.
TERKEDİLECEKLERİNİ ANLAYINCA HESAPLARI BOŞALTIYORLAR
Nasıl bir plan?- Mümkünse eşiyle ortak hesaplarında kendi payına düşen miktarı kendisine ait yeni bir hesaba aktarmalı. Hem kendi hem de çocuğunun nüfus cüzdanını, evlilik cüzdanını saklamalı. Buna her tür sağlık raporu, düzenli olarak alınması gereken ilaçlar ve çocuğun okula kayıt için gerekli belgeleri de dahil. Ayrıca e-mail ve kredi kartı şifreleri de değiştirilmeli. Çünkü yılların tecrübesiyle şunu gördük; eşinin onu terk edeceğini anlayan kişi bütün bu belgeleri yok ediyor, hesapları boşaltıyor. Böylece kadın için yeni bir hayat kurmak iyice zorlaşıyor.
Zengin ve eğitimli olsa da eşini ya da sevgilisini döven erkekler olduğunu biliyoruz. Onların bir profilini çıkarabilir misiniz?- Onlar müthiş birer manipulasyon ustalarıdır. İlk tanıştığınızda son derece çekici ve sevimli olduklarını düşünürsünüz. Mağdur kadınlar geriye dönüp düşündüklerinde şöyle der: “İlk başlarda aşk öyle büyüktü ki... Benim için hep güzel sözleri vardı, bazen şiir bile okurdu.” Çiçekler gönderirler ve en temel özellikleri ilişkiyi çok çabuk ileri safhaya taşımak istemeleridir.
Nasıl yani?- Örnek bir mağdur anlatımı: “Buluştuğumuzun ertesi günü aradı, sonraki gün üç kez aradı. İltifat üstüne iltifat? Hayatımda bu kadar yoğun ve güzel bir aşk yaşamamıştım.
Rüya gibi bir adamdı. 3 ay sonra da evlenme teklif etti!” İşte bütün bunlar aile içi şiddet eğilimi olan erkeğin metodlarıdır. Kadınlara sesleniyorum; gerçek olamayacak kadar mükemmel bir ilişki yaşadığınızı düşünüyorsanız, dikkatli olun. Gerçek değildir, bu saydığım adımların hepsi dikkat etmeniz gereken kırmızı bayraklar!
ÜSTÜNLÜK KURMAK İÇİN BİR EŞE İHTİYAÇ DUYUYORLAR
Allah Allah çok ilginç...- 30 yıldır bu işi yapıyorum ve bu söylediklerim yaptığımız yüzlerce araştırma ve binlerce görüşmeden damıtarak elde bittiğim bilgilerdir. Bütün müthiş adam pozları kadını çıkamayacağı bir ilişki içine çekmek için kullandığı taktikler...
Ama siz bayağı planlı hareket eden bir psikopattan söz ediyorsunuz?- Kesinlikle hayır. Eşlerine şiddet uygulayan erkeklerin yüzde 95’i psikoloji testlerinden normal çıkıyor. Psikopat değiller, sadece üstünlük kurmak, güçlerini denemek için bir eşe ihtiyaç duyuyorlar. O eşi kontrol etmek için de ezmeleri gerekiyor, sözle ya da döverek. Bir de izolasyon taktiği var tabii.
İzolasyon taktiği mi?- “Tatlım müthiş bir iş olanağı çıktı, başka bir şehre taşınmalıyız” ya da “Annemlerin yakınında bir yerde oturalım, bize destek olurlar” gibi cümlelerle başlar. Onu yapamıyorsa “Hayatım seni o kadar seviyorum ki hayatımız sadece sen ve benden ibaret olsun istiyorum. Bence arkadaşlarınla bu kadar vakit geçirmemelisin” der. Kadını kendi arkadaş çevresinden ve ailesinden uzaklaştırdıklarında çok daha kolay kontrol edebilirler çünkü. Ailemiz ve arkadaşlarımız genelde bize ayna tutar, onlardan uzaklaştığımızda kendimizle ilgili verileri eşimizden alırız değil mi? Bu durumda o eşten gelen mesajlar da şöyle oluyor: “Sen kafayı yemişsin. Kimse sana tahammül edemez. Zaten çirkinsin, bir de şişmansın. Biliyor musun bazen tam bir fahişe gibi davranıyorsun?” Kadın da o izolasyon içinde birgün bu sözlere inanmaya başlar. Bunlar çok detaylarda gizli ama çok güçlü ortak paydalar aile içi şiddet konusunda.
Psikopat değilse niye böyle davranıyor olabilirler?- Kendine güvenleri olmadığı için, ancak eşini ezerek, aşağılayarak güçlü hissedebildiği için. Aile içi şiddet ilişkilerinin dinamiğini birbirini iten iki mıknatısa benzetebiliriz. İronik olarak, kadın yani aşağıda duran mıktanıs olmasa erkek üstün olamaz. Dolayısıyla kadın çekildiğinde bu tür erkekler yere çakılır. Önce “Geri dön, bir daha olmayacak” diye ağlarlar, sonra “Seni de aileni de gebertirim” diye tehdit ederler.
Bir aile içi şiddet mağduru en çok neden korkmaya başlar? Başkalarına güvenmekten mi, kendine güvenmekten mi? - Kadınlar bunu şöyle ifade ediyor: “Sanki kendimi kaybetmişim gibi hissediyorum.” Bu çok derin bir kayıptır. Kendinizi kaybettiğinizde, değersiz hissedersiniz ve kendiniz dahil kimseye güvenmemeye başlarsınız. O yüzden biz rehabilitasyonu kadınların kimliklerini yeniden keşfetmeleri üzerine kuruyoruz. Yeni bir hayat, yeni bir sen... Öyle bir sen ki, artık kendin ve çocuğun için doğru kararları alabilecek kadar güçlü.
“Bu kadar yıl bu işkenceye katlanmışım, öyleyse aptalım, öyleyse bana müstahaktır” hissiyatı da var mı?- Tam tarif ettiğiniz gibi. Biz de onlara şunu söylüyoruz: “Evet sen o adamı seçtin ama şiddeti seçmedin. Seni etkilemeyi başardı ve sonra o girdabın içinden çıkamadın. Bunda senin hiç bir suçun yok!” Tüm bunları hazmetmek ve yaşadığı korkunç şeyleri atlatmak bir mağdurun 1-3 yılını alabiliyor. Aile içi şiddete uğramış birinin yaşadığı travma uçak kazası geçirmiş birininkiyle aynıdır.
GAY VE LEZBİYEN ÇİFTLER ARASINDA DA AİLE İÇİ ŞİDDET VAR
Hiç aile içi şiddete uğrayan erkekle karşılaştınız mı?
- Evet ama çok az. Bir mağdur karısı tarafından sopayla dövülüyordu ama uykuya daldıktan sonra. Tabii adam uyuyamaz olmuştu. Ama erkeklerin böyle bir ilişkiyi terk etmesi çok daha kolay oluyor. Sığınma evine ihtiyaç duymuyorlar.
Eşcinsel eşler arasında da oluyor mu?- Tabii bir çok gay ve lezbiyen mağdurlarımız var. Aile içi şiddet o kadar karmaşık bir problem ki, eğitim, kültür, aile geçmişi, cinsel tercih farketmiyor. Avrupa’daki, ABD’deki ya da Ortadoğu’daki mağdurların hikayelerine de vakıfım. Hepsinin temel özellikleri aynı. Her birimiz potansiyel olarak aile içi şiddete maruz kalabiliriz, önemli olan bunun farkında olmak.