AIDS için yedi kırmızı elbise için yaptı New York MoMA’da podyuma çıktı

Güncelleme Tarihi:

AIDS için yedi kırmızı elbise için yaptı New York MoMA’da podyuma çıktı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2011 00:00

AIDS ile mücadelenin önde gelen derneklerinden amfAR, 25. yılını bir Türk tasarımcının defilesiyle kutladı. Arzu Kaprol bu gece için yedi kırmızı elbise tasarladı

Malum, Arzu Kaprol her sezon Paris Moda Haftası’nın resmi takviminde ya defile ya da sunum yapıyor. O artık dünya moda sistemine girmiş bir tasarımcı. Geçen sezonki sunumun ardından dünyaca ünlü bazı isimler Cannes Film Festivali’nde Arzu Kaprol markasından giyinmek istedi. Nihayetinde Angela Lindvall Cannes Film Festivali sırasında iki gece kırmızı halıda Arzu Kaprol tasarımı siyah tuvaletleriyle boy gösterdi. Birincisi Cannes’daki amfAR gecesiydi, diğeri de Cannes’ın kapanış gecesi. amfAR gecesinde giydiği tasarım o kadar büyük ilgi gördü ki, New York’taki amfAR merkezinden Kaprol’e bir teklif geldi: “Bu yıl 25. yılımızı kutluyoruz ve MoMA’da bir gece yapıyoruz. Her yıl dönümümüzde yaptığımız gibi açılışı Chanel’den Armani’ye karma bir erkek defilesiyle yapacağız ama finalde podyuma yedi kırmızı tuvalet çıkarır mısınız?“

amfAR için bir şey yapmak, 25. yıl için tasarım yapmak, kırmızı bir şey yapmak tüm bunlar Arzu Kaprol’ü çok heyecanlandırdı ama en çok MoMA’da bir defile yapmak fikri onu motive etti. Çok kısa sürede yeni yedi kırmızı elbise tasarladı.

Kaprol, yaratım sürecini şöyle anlatıyor: “Kırmızı çok zordu. Çünkü bugüne kadar hiçbir defilemde kırmızı yapmadım. Farklı dokuları bir araya getirmeyi severim. Bir elbiseyi tek kumaştan hemen hemen hiç yapmıyorum. Ama yaptım. MoMA’da olduğu için DE sadece elbise yapmak istemedim. Elbiseleri bir tasarım objesi gibi tasarladım. Üstlerinin pileksi boleroları vardı. Kıyafetler kısadan uzuna giderken, pileksi objeler de azdan çoğa gidiyordu. Bir bütünleme detayı oldu.”

TÜRKİYE ALGISI DEĞİŞTİKÇE İŞİMİZ DAHA KOLAYLAŞIYOR
/images/100/0x0/55eab341f018fbb8f8912464


Kısa sürede yaratılan elbiseleri yüklenip New York’a uçtu Kaprol. Üç gün amfAR’ın organize ettiği modellerle prova yaptı. Defile günü yedi kırmızı elbise; önemli iş adamları, sanatçılar ve modellerin de içlerinde bulunduğu 500 kişilik bir davetli grubunun önünde podyuma çıktı. İzleyenler arasında Heidi Klum ve Chanel Iman da vardı. Sonrasında davetliler Liza Mineli konseri eşliğinde yemek yedi.
Bütün bunlar tesadüf eseri olmadı. Amfar’ın organizasyon ekibi Kaprol’e bu final defilesini teklif ettiğinde kim olduğunu, neler yaptığını ve bu defileyi kolaylık ve yaratıcılıkla kotarabileceğini biliyorlardı. Çünkü Arzu Kaprol, son yıllarda işini şansa bırakmayacak kadar organize bir şekilde yönetiyor. Bakın nasıl anlatıyor: “Bunların hepsi bir kurgu. Defile yapmak tek konu değil. Sonrasında arkasındaki satış ekibini kurmak, doğru basın ilişkisini sağlayabilmek ve insanların sana dünyadaki diğer tasarımcılar gibi davranmasını sağlamak gerek. Türkiye’nin ve İstanbul’un algısı değişmeseydi bu daha zor olurdu. Değiştiği için ve insanlar İstanbullu bir tasarımcıya hazır olduğu için bu daha kolay oldu.”

amfAR NEDİR

Yenilikçi araştırmalarıyla küresel AIDS salgınını durdurmayı amaçlayan amfAR kar gütmeksizin kendini AIDS araştırmalarını desteklemeye, HIV virüsünün yayılmasının önlenmesine, tedavi eğitimlerine adamış, dünyanın bir numaralı organizasyonlarından. Yaptığı araştırmalarla halkı bilinçlendirmeye de büyük ölçüde katkı sağladı. 1985’te AMF ve National AIDS Research Foundation’ın birleşmesiyle oluşan amfAR, o yıldan beri programlarına yaklaşık 325 milyon dolar yatırdı, 2000’den fazla araştırma takımına burs verdi. Filipinler’den Sırbistan’a 26 ülkede aktif.

İŞ KADINI DİYENLERE CEVABI

Vazgeçemeyeceğim ve unutmak istemeyeceğim bir sektörel tecrübem var. Sanayinin çok içindeyim. Hiçbir zaman Türkiye’nin endüstrisinden kopuk olmadım. Bunu çok kıymetli buluyorum. Terzilik geleneğiyle yetiştim. Fildişi kulemde oturup dünyadan uzak tasarım yapmadım. Her zaman kendi koleksiyonlarımı finanse edebilmek için sanayiye danışmanlıklar yaptım. Bu beni iş kadını yapar mı? Hiç zannetmiyorum. Ama çok disiplinli bir tasarımcı yaptı. Neyi, ne zaman tasarlamam gerektiğine çok hakimim. Kendimle ilgili müthiş bir zaman yönetimi yapıyorum. Dolayısıyla ilham geldi-gelmedi lüksüm yok. Ben o ilhamı yönetiyorum. Eğer bir başarıdan söz ediyorsak bununla alakalı.

KİTLELERE DOKUNABİLİYORUM

Arzu Kaprol markasının yurtiçi mağazalaşma süreci Aymarka tarafından yönetiliyor. Aynı zamanda 10 yıldır Network’ün kadın bölümünü tasarlıyorum. Bu sayede kitlelere dokunabiliyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. Karşılıklı iyi niyete ve verimliliğe dayanan bir anlaşmamız var. Markamı onlara satmadım. Kimse kimsenin sahibi değil. Bu süreli bir anlaşma. İki taraf da verimli ve mutlu olduğu sürece devam eder. Bir taraf mutlu değilse konuşup boşanabiliriz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!