Güncelleme Tarihi:
Lüfer kampanyasından aşina olduğumuz Fikir Sahibi Damaklar, namı diğer Slow Food Türkiye’den Defne Koryürek vesile oldu da bir grup memleketliyle İtalya’nın Cenova kentinde düzenlenen ‘Slow Fish’ toplantısına dahil olduk. Bu yıl altıncısı düzenlenen ve iki yılda bir yapılan bu etkinlik özetle ‘eko-sistem’in sindirebileceği ölçüde avcılık metotlarını benimseyen ve küçük ölçekli üreticinin-balıkçının muhabbet gösterdiği bir inayet ortamı.
Slow Food (hadi aheste gıda diye çevirelim) ise malum, yaklaşık 25 yıl önce İtalya’da doğan ve ‘yavaş gıda ve yavaş şehir’ler ile dünya âleme biraz daha sakin, sabırlı ve minnettar olunmasını öğütleyen afili toplumsal hareketlerden. Üreticiye, tüketiciye, şeflere ve kamuoyuna şifai önerilerde bulunuyorlar: “Yerel, mevsimlik, ergin, sürdürülebilir metotlarla avlanan balıkları tercih edin. Mümkünse, en yakındaki balıkçıdan alışveriş yapın. Yediğiniz balığı çeşitlendirin. Yenilebilir 25 bin çeşit olduğunu unutmayın. Kamu yararını önceleyen üretici kooperatiflerini tercih edin.”
PRESIDIA STANDLARI
Yine de mücadele berdevam. Ve bu mücadelenin leziz ürünleri... Öncelikle, üç günde tattığımız tüm ürünlerin, küçük ölçekli üreticilerin ürettiği doğaya ve geleneksel tarım ölçütlerine saygılı, ‘adil’ ve ilaçtan, kimyasaldan alabildiğine azade temiz ürünler olduğunu imleyelim. Sonra da ‘üretici pazarı’ndan başlayarak sırasıyla bazı ortamları gezelim: Başrollerde hamsi, sardalya ve tonun olduğu onlarca çeşit balık yumurtası, tütsülenmiş, tuzlanmış, püre, konserve, marine balık, Hollanda istiridyeleri, yanında enfes İtalyan kaşarları, zeytinyağları, özel siyah ekmek, çeşit çeşit tuz, Sicilya enginarı, tuzda kapari var. Biz daha çok Presidia (nadide ürünler) standlarından nasipleniyoruz.
Yürümeye devam ediyoruz ve Sardunya çadırında midye molası veriyoruz. Biri tanıdık geçelim, Katalan stilindeki ‘çoban salatalı’ midyeyi de geçelim; lakin kabuğu içinde ekmek kırıntısı, peynir ve maydanoz karışımıyla fırınlanan pek bir ibret vericiydi.
Sonra Lazio çadırında Sandra Yanni vesilesiyle, dünyanın ilk gurmesi Apicius’un sofrasına konuk olup fırında ve haşlama kefal, palamut yiyoruz, garum ve Apicius özel sosuyla... Antik Romalılarla aynı şeyi yiyebiliyormuşuz, onu anlıyoruz. Bu arada yanında da passerina içiyoruz, o da antik usullerle üretilmiş bir içki. Dinlemekle olmaz, tanışın. Uzağa gitmeye gerek yok; Slow Fish ekimde Lüfer Bayramı’nı ziyarete geliyor.
Sardunya lezzetleri: Çoban salatalı ve ekmek kırıntılı midyeler |
Bir Slow Fish’sever, Hollanda istiridyesini sokakta götürüyor. |
Sandra Yanni, Apicius tariflerini anlatıyor. |
.