Ağustosta Bursa meydanları oya ağaçlarıyla güzelleşir

Güncelleme Tarihi:

Ağustosta Bursa meydanları oya ağaçlarıyla güzelleşir
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 22, 2011 00:00

Bursa’da, kış çıkışından başlayarak sahne almaya başlayan erguvanlar, leylaklar, morsalkımlar, ince çiçekleriyle tespihağaçları, farklı türlerde manolyalar, şarabi yapraklı süs erikleri, iğdeler, ıhlamurlar, beyaz ve erguvani çiçekli akasyalar, iri yapraklı katalpalar, gülibrişimler elini ayağını çekmişse bahar uçup gitmiştir.

Haberin Devamı

Yaz bütün görkemiyle hükmünü sürmeye başlamışsa, kent merkezindeki caddelerde, sokaklarda, park girişlerinde sıra oyaağaçlarının assolistliğine gelmiş demektir.

Temmuz, ağustosta zakkum, gülhatmi, kelebek çalısı, aslanbıyığı, acemborusu da kıyıdan köşeden ses yöneltecek gibi olurlar, ama onları kim dinler; şöyle bir kulak kabartılıp geçilir.
Her yerde, oyaağaçlarının gülkurusu, gümrah kahkahası duyulur.

BURSA’NIN MERKEZİ HEYKEL

Elbette Bursa’nın simgelerinin başında Uludağ, Ulucami, Yeşilcami, Yeşiltürbe gibi doğa ve tarih anıtları gelir.
Ancak uzaktan, Bursa’nın merkezi noktası neresidir, diye sorarsanız, size hemen “Heykel” cevabı verirler.
Ben de, “Dünyanın merkezi, nasıl biraz herkesin kendi bulunduğu yerse, Bursa’nın merkezi de oyaağaçlarıyla çevrili Heykel” demek isterim.
Bursalı değilseniz ve uzaktaki dostlarınıza yolunuzun Bursa’ya düştüğünü söylemek, biraz da şehre nüfuz ettiğinizi, öyle teğet geçmediğinizi göstermek isterseniz; Heykel’de fotoğraf çektirirsiniz. 1927’de Nijat Sirel tarafından yapılmış Atatürk heykelinin önünde.
Zamanlardan, temmuz ortası, boylu boyunca ağustos ya da eylülse, fotoğrafınıza sağlı sollu gülkurusu çiçekleriyle oyaağaçları girecek, manzaranız renklenecektir.
Bursa’nın pek çok yerine olduğu gibi Atatürk heykelinin çevresine de oyalar dikilmiştir; hem de tam altı adet! Resmiyet, protokol ve tarih, sivil hayat ve coğrafyayla buluşturulmuştur, bir bakıma. Bu altı ağaççığı görmek, onlara gönül gözüyle bakmak gerekir...

Haberin Devamı

ADINI ÇİÇEKLERİN ZARAFETİNDEN ALIYOR

Ne midir oyaağacı? Latince (bilimsel) adı, Lagerstroemia indica L.
Türkçemizde oyaçiçeği, dantelağacı, Hintleylağı, İspanyolleylağı adlarıyla da anılır.
Oya adı, çiçeklerinin oyamsı görünüşüyle ilgilidir.
Latincedeki Lagerstroemia adı da, İsveçli tüccar Magnus von Lagerstroem’in adından gelir. (Oyaağacını 1759 yılında ünlü bitkibilimci Carl von Linné’ye gönderen, Batı’da tanınmasını ilk sağlayan von Lagerstroem olmuştur.) Latince tür adı indica ise, Hindistan’a işaret eder.
Kınagiller (Lythracee) familyasının bir üyesi olan bitkinin gen merkezi Çin’dir; doğal halde Japonya ve Hindistan’da da bulunur.
Ancak, dünya dediğiniz nedir ki; bir avuç su ve toprak: Oyaağacı, günümüzde, diğer tropikal bölgelerle birlikte, başta Akdeniz havzası olmak üzere, ılıman iklimlerde de süs bitkisi olarak bolca yetiştirilir.
Üretimi tohum ekilerek ya da çelikle yapılır. Tohumdan yetiştirmek biraz zordur ve bu yolla yetiştirilen bitkiler üç beş yıl içinde çiçeklenirken, çelikleme ya da bazen daldırmayla yetiştirilenlenler ilk yılında çiçek açar.
Yazın bol güneş gören, geçirgen toprakları sever. Kuraklığa ve 10 dereceye kadar soğuğa dayanır.
Oyacık, ülkemizi pek sevmiştir: Pek çok kent ve kasabamızın park ve bahçelerinde, cadde ve sokaklarında süs bitkisi olarak yetiştirilir günümüzde.
Ağaç denilse de, genelde 2-3 metre boylarında bir ağaççık ya da çalı görünüşündedir. 6-8 metre boya ender olarak ulaşır.
Temmuz-eylül aylarında, dal uçlarında, 10-30 santimetre boylarında dik demetler halinde, kenarları oya gibi kıvrım kıvrım, dalgalı, genelde pembe, nadiren kırmızı, lavanta ya da beyaz renkli, 2-3 santimetrelik, topluca görünüşü yaz sıcağında insanın içini açan, onu adeta ferahlatan güzellikte çiçekler açar.

Haberin Devamı

YAPRAKLARI DA SEYRE DEĞER

Bu arada dekoratif olan sadece çiçekleri değildir oyanın. Yaprakları da, çiçeklerden önce ve sonra, güzel görüntüler sunar.
Açık kahverengi, ince, düzgün kabuklu, sık dallı, çıplak oya ağaççıkları, bütün kış kâh yağmur-kar, kâh sisli-puslu-isli, soğuk ya da serin havada uyuklar dururlar. İnsanlar onları bu dönemlerde unuturlar. İyi ki de unuturlar; yoksa münasebetsizin biri, onları tutup kesebilir, koparıp bir kenara atabilir.
An geçer, devran döner, soğuk biter, bahar ucundan kıyısından caddelere, sokaklara, parklara iner, ağaçlar yapraklarını, hatta erguvan ve bazı manolya türleri, yapraklarından önce çiçeklerini kapıp koyverir, kimi ağaçlarsa hiç oralı olmaz. Oyaağacı bunların başında gelir, Nuh der de peygamber demez.
Ancak doğa kararlıdır, ısıttıkça ısıtır ve bizim inatçının da inadı sonunda kırılır. Küçük küçük yapraklar peyda olur. Tabanda karşılıklı, sonra almaşık, kısa saplı, yumurtamsı ve sivri uçlu, üst yüzü parlak yeşil, alt yüzü tüylü damarlı, 2-7 cm uzunluk ve 1-3 cm genişlikteki bu yaprakların gelişimini, gün gün değilse bile hafta hafta izlemek gerekir. Yeşil yapraklar; bol güneşli yerlerde, belki de biraz toprağa bağlı olarak, kimi ağaçlarda kahverengiye, turuncuya, kızıla dönerler, sıcaklar arttıkça. Sanırsınız ki oyalar, daha yaz gelmeden sonbahardalar.
Çiçeklerin ardından sonbaharda da kırmızımsı sarı renklere dönüştükten sonra dökülürler.
Bence, ilkbaharını, yazını, sonbahar ve kışını, Bursa’da geçirenler, bu gözlemleri en iyi Heykel’de yapabilirler. Ancak herkesin kendi Heykel’i ve oyaağacı da olabilir tabii ve istenirse bu gözlemler oralarda yapılır.

Haberin Devamı

TIP FOLKLORUNDA OYAAĞACI

Oyaağacı Hindistan’dan İngiltere’ye dünya etnobotaniği ve tıp folklorunun da hatırı sayılır bir bitkisidir.
Kesmeye kıyılabilirse sert odunundan küçük ahşap eşyalar yapılır.
Halk hekimliğinde bağırsak temizleyici (kabızlık giderici), kanama durdurucu, kan temizleyici, idrar artırıcı, ateş düşürücü özellikleriyle bilinir.
Kabuklar ateş düşürücü, uyarıcı, kanama durdurucu; kabuk, çiçek ve yapraklar vücuttan su atıcı ve ishal edici; kökler büzücü, zehir atıcı ve idrar artırıcı kabul edilir.
Çiçeklerin kaynatıldığı su soğuk algınlığı tedavisinde kullanılır.
Çiçeklerle yapılan lapa kesik ve yanıklara uygulanır.
Ve işitin ey erenler, Çin’den Maçin’den ülkemize konukluğa gelmiş, adeta bizden biri olmuş oyaağaçlarını görmenin ve sevmenin mevsimindeyiz tam da!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!