Güncelleme Tarihi:
Kuğu gibi. Zarif, asil ve mütevazı duruşu ile onu belki de en iyi tanımlayan cümle bu. Uzaktan bakıldığı zaman soğuk olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak Sema Şimşek’e (33) yaklaştıkça o sımsıcak elektriği sizi hemen etkisi altına alıyor. Hele bir de oğlu Rüzgar’dan bahsetmeye başladığı zaman onu hayran hayran seyretmeye başlıyorsunuz.
Genç, güzel ve güçlü bir anne. “Rüzgar’ın kılına zarar verebilecek bir şeyi bu dünya üzerinden silebilirim! Eskiden kendimi bu kadar kuvvetli hissetmezdim,” diyerek annelik içgüdülerinin kendisini nasıl değiştirdiğini anlatıyor. Ölümden korkmazken korkar hale gelmesi ya da geleceğe dair uzun vadeli planlar yapmazken yapar olması oğlundan sonra hayata bakış açısının ne kadar değiştiğini ortaya koyuyor.
SADELİĞİ SEVİYOR
Konu alışverişe geldiği zaman ise, “Alışveriş yapmaktan keyif almadığını söyleyen kadına yalancı derim,” diyor gülerek. Alışveriş yapmayı ne kadar çok sevse de Şimşek bilinçli tüketicilerden. Bir şeye ihtiyaç duymadığı sürece mağaza mağaza gezmeyi pek sevmiyor. “Alışveriş yaparken yalnız olmayı seviyorum. Yanımda kimse olmasın ve kimse bana müdahale etmesin.
Çünkü sadeliği seven biriyim ve birilerinin önerisi sonucu abartılı ya da tarzımın dışında bir şeyler aldığım zaman sonrasında pişmanlık duyabiliyorum,” diyor. Arada bir cesaretlendiğinde ise sade kıyafetlerine biraz pırıltı katmak ona keyif veriyor.
Hakan Yıldırım ve Bahar Korçan ise tarzına en yakın bulduğu tasarımcılar. “Bence modelden ziyade gerçek kaliteyi gösteren dikiş. Bu yüzden alacağım kıyafetin dikişine çok önem veriyorum,” diyerek rahatlığı ön planda tutuyor; bu arada da kaliteden ve şıklıktan asla ödün vermediğini göstermiş oluyor. Şimşek aksesuvar kullanmayı çok seviyor. Ama Rüzgar doğduktan sonra bir süre takılarından uzak kalmak zorunda kaldığını itiraf ediyor. Genelde altınla bakır arası eskitilmiş takıları ve uzun küpeleri tercih eden güzel oyuncunun vazgeçilmez aksesuvarı ise şüphesiz alyansı.
BALIK BURCUNDAN