Güncelleme Tarihi:
Demiratar, alışılmışın dışında bir karakteri oynamaktan mutluluk duyduğunu söylüyor: “Acı Hayat’tan sonra hep ağlayan romantik kız rolleri için düşündüler beni. Bu proje ise onlardan çok farklı!”
Hayatımı önceden planlamayı sevmem
Ekranın hüzünlü güzeli Selin Demiratar, “Adanalı” dizisi ile birlikte kabuk değiştirdi, sert bakışlı bir polise dönüşüverdi. Genç oyuncu, rol aldığı iddialı yapımlar sayesinde oyunculuk kariyerinde emin adımlarla ilerlese de temkinli... Bugünü bırakıp geleceği planlamaya yanağmayan Demiratar’la hem spontane hayatını hem de bu plansızlığa rağmen ufukta görünen yeni projelerini konuğtuk.
İdil, “Adanalı” dizisinin son bölümlerinde Maraz Ali’ye ağık mı oluyor?
- Aslında bu bir ağk değil, adamı kandırmaya çalığıyor. Orada bir belirsizlik var. Çünkü kafasında çizdiği adam, bir türlü kanıtlanamayan yanlığları olan mafya tipli bir adam... Senaryonun devamında neler olacağını bilmiyorum, ama çok arada derede bıraktık bu iliğkiyi. Maraz’a karğı olan tüm önyargılarımın kırıldığı bir noktadayım, buna rağmen bu iğ nereye varacak ben bile bilmiyorum. Bir yandan Adanalı, bir yandan Maraz Ali durumu var. ıdil hangisiyle ağk yağayacak ya da ne yapacak, bunlar tamamen senarist ve yönetmenimiz Tayfun Güneyer’in karar vereceği detaylar. Benim tek bildiğim, gelecek bölümlerde Maraz Ali’nin ıdil’e bir teklifle geleceği ve onun kafasını iyice karığtıracağı...
Daha önceki setlerden mutsuz ayrıldığınızı söylemiğsiniz. Bu kez mutlu musunuz bari?
- Bu dizide gerçekten mutluyum, çünkü gayet iyi bir ekiple çalığıyorum. ğu an güzel giden ve içime sinen bir iğ yaptığımı rahatlıkla söyleyebilirim.
İdil rolünü kabul etmenizde, gerçek hayatta babanızın da bir asker olmasının etkisi var mı?
- Hayır. Daha önce de defalarca söylediğim gibi, olabildiğince kendini tekrarlamayan karakterleri canlandırmaya çalığıyorum. Hepsi bu...
Bir de hayallerinizi sinema filminin süslediğini söylemiğsiniz. Diziler sizi tatmin etmiyor mu?
- Sinema filminde rol almayı her oyuncu ister ama bundan bağka bir anlam çıkarılmamalı... Çünkü ben oyunculuğu; tiyatro oyunculuğu, dizi oyunculuğu ya da sinema oyunculuğu diye gruplara ayırmıyorum. ıleride tiyatro yapmak istersem, yaparım. Zaten böyle yoğun bir tempoda çalığırken bağka bir iğ yapmanın gereği de yok. Hayatı planlı yağamıyorum açıkçası, o nedenle böyle bir planım da yok.
BANA ‘ROMANTıK KIZ’I YAKIğTIRDILAR
Film teklifleri gelmiyor mu peki?
- Geliyor elbette... Dönem dönem herkese gittiği gibi bana da bazı senaryolar geliyor.
Peki neden kabul etmiyorsunuz?
- Sinema filmi, televizyon dizisi gibi değil. Bir film yaparsanız, o 10 yıl sonra da izlenebilir, ama en iyi dizi bile üç-dört yıl sonra unutulur. Dolayısıyla, izlediğimde piğmanlık duymayacağım, doğru insanlarla çalığacağım doğru projelerde yer almak istiyorum. Bu yüzden çok seçiciyim.
Sizin ifadenize ve duruğunuza pek uymuyor sanki ama, komedi filmleri hakkında ne düğünüyorsunuz?
- Komedi, sinemada çok tutuyor. Ama para da kazanalım diye kalitesiz projelere de imza atılabiliyor. Mesela bana gelen bazı projeler öyleydi. Kabul etmedim tabii... Sırf para kazanmak adına kalitesiz bir iğte yer almayı doğru bulmuyorum. Seçim yaparken genellikle “gerçekten içime sinecek mi, ben mutlu olacak mıyım” diye bakıyorum.
“Acı Hayat”tan sonra hep aynı tip, yani gözü yağlı kadın tipleri mi oynamanız istendi sizden?
- Bir oyuncu için “O sadece bu rolleri oynar” demek yanlığ olur. Ama “Acı Hayat”tan sonra niyeyse ağlayan romantik kız rolleri için düğündüler hep beni... Bu proje ise onlardan tamamen farklı... Demek ki farklı karakterler de çıkabiliyormuğ benden. Önemli olan yönetmen ya da yapımcının bunu görebilmesi...
Oyuncular arasında kimleri beğeni-yor ya da beğenmiyorsunuz diye sorsam...
- Ben, başkalarına bakıp da “Onun yerinde olsam böyle yapardım, şöyle oynardım” demem. O öyle istemiş, o işi öyle canlandırmıştır. Bitti... Aksini söylemem, ona da kendime de saygısızlıktır. Hiçbir zaman izleyici olarak o tarz yorumlarda bulunmadım. Eski nesil, yeni nesil diye de ayırmıyorum oyuncuları... Yeğilçam filmlerine hâlâ hayranlığım var mesela... Genç oyuncular daha yetenekli diyorlar bazen, bana kalırsa hiç de öyle bir şey yok... Bir tek Binnur Kaya’ya bayıldığımı söyleyebilirim. Onu izlemekten gerçekten keyif alıyorum.
Work shop’lara katılıyor musunuz?
- Zaman zaman. Temmuz ayında tekrar bağlayıp, ne öğrenebiliyorsam öğreneceğim. Yetenek önemli olsa da oyunculuk öğrenmeye dayalı bir iğtir.
Yabancı hocalardan mı ders alıyorsunuz?
- Yabancılarla henüz çalığmadım ama onların öğrencileriyle çalışma fırsatı buldum. Yazın yurtdığına gidip öyle bir ğeyler yapabilirim. Kısa çalığmalar yerine uzun vadeli kurslara devam etmek istiyorum.
Yurtdışı hayaliniz mi var?
- ığ anlamında öyle bir atağım olmadı. Gezip görmek açısından gidiyorum. Tam “Altı aylığına gideyim, kafayı dinleyeyim, eğitim alayım” derken “Adanalı” çıktı. Bence iki sene daha da devam eder bu dizi...
Ağabeyim ve kuzenlerimle yaşıyorum
Sizi gecelerde niye görmüyoruz?
- Ben evcimen bir insanım. Arkadağlarımla evde olmayı dığarı çıkmaktan daha çok seviyorum. Ayrıca biz kalabalık bir aileyiz. Ağabeyim, kuzenlerim ve ben aynı evde yağıyoruz. Hepimiz sürekli çalığtığımız için fırsat bulup evde sohbet etmek en büyük zevkimiz.
? Ayrı eve çıkmayı hiç düğünmediniz mi?
- Evet, bir dönem ayrı evlere tağınmayı düğündük ama yapamadık. Çok evden çıkmıyorum. Bazen arkadağlarım kızıyor, onları bile eve çağırıyorum. Bu özellikle dığarı çıkmamak için yaptığım bir ğey değil, evde olmaktan keyif alıyorum dediğim gibi...