Ağlarken görüp peçete uzattım aşkımız başladı

Güncelleme Tarihi:

Ağlarken görüp peçete uzattım aşkımız başladı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2011 04:00

Son evliliğinden sonra aşka tövbe etmiş, inzivaya çekilmişti. Ama geçen yıl tanıştığı Onur Barış sayesinde tövbesini bozdu. Seren Serengil’in yüzü artık gülüyor. ıkili, bir peçete sayesinde başlayan bu ilginç aşk öyküsünün perde arkasını Kelebek’e anlattı.

Haberin Devamı

Seren Hanım, boşandıktan sonra uzun süre yalnız kaldınız, hayatınıza kimseyi sokmadınız. Kalbinize vurduğunuz kilidi Onur Bey nasıl açabildi?

- Seren Serengil: Boşandıktan sonra sevgiye olan inancımı tamamen kaybetmiştim. Birini sevmek, yeniden bir ilişki inşa etmek için ne gücüm ne de isteğim vardı. Yalnız kalmak istiyordum. Kaldı ki, biten bir evliliğin ardından hemen hayatıma başkasını sokmak, ailemden aldığım terbiyeyle ve kişiliğimle örtüşmezdi. Ama Onur hayatıma sürpriz bir şekilde girdi.
 
Nasıl?    
   
- S. Serengil: Israrlar üzerine hiç istemeye istemeye bir doğum günü partisine katılmıştım. Çalan bir şarkı beni duygulandırdı, zırlamaya başladım. O esnada bana peçete uzattı, o şekilde tanıştık. Sonrasında sohbet, dertleşme falan, öyle başladı ilişkimiz...

- Onur Barış: Seren bir köşeye çekilmiş, tek başına ağlıyordu. Onu o halde görünce “ıyi misiniz?” demek ve peçete vermek üzere yanına gittim. Peçeteyi alıp “Bana bir kola getirebilir misin?” dedi. Getirdim, sonra “Sorun ne?” diye sordum. Başladı anlatmaya... Tam 2.5 saat anlattı. Ama gecenin sonunda onu güdürmeyi başarmıştım. Hatta ikimiz de kahkahalarla gülüyorduk. Karşımda Seren Serengil değil, 8 yaşında bir kız çocuğu vardı sanki... Kırılmış, korkmuş, ortada kalmış ve öfkeli...

SEREN’İ ZENGİN AİLENİN ŞIMARIK KIZI SANIRDIM 

Tanışma hikayeniz ilginç gerçekten... Peki ilişkiniz nasıl başladı?

- S. Serengil: Onur çok farklı bir insan... Ben başımdan geçenleri anlattıkça o “E ne olmuş yani, dünyanın sonu mu” deyip duruyordu. Yaşadıklarımı hafife almasına kızdım önceleri. Oysa yaşadıklarımı benim de hafife almamı sağlamaya çalışıyormuş. Ben “Evlenip boşandım, o bana bunu yaptı. Çocuklarım gitti, üstelik bir daha çocuk sahibi olamayabilirim. En sevdiğim köpeğim öldü. Dünyanın en şanssız insanıyım” diye dert yanarken, elime bir kağıt kalem tutuşturdu. “Hayatındaki şükrettiğin şeyleri yaz. Sende var olan, başkasında olmayan bir liste olsun. Sonra bir de başına gelenleri yaz” dedi. ıki listeyi de tamamladıktan sonra ikisini karşılaştırmamı, hangisinin daha uzun olduğuna bakmamı istedi. Bir baktım hayatımda memnun olmamı gerektirecek çok şey varmış. Yaklaşık beş ay beni iyileştirdi. Sonra bir gün “ben geldim” dedi, ben de “hoşgeldin” dedim.

- O. Barış: Kafamda bambaşka bir Seren serengil varken karşıma böyle bir kız çıkınca çok etkilendim.

Nasıl bir Seren Serengil vardı kafanızda?

- O. Barış: Zengin ailenin mesleğini hiç ciddiye almayan şımarık kızı! Ama biraz tanıdıktan sonra tüm önyargılar silindi. Etrafımdaki birçok kızdan daha düzgün yaşayan, içkisi-sigarası ve gece hayatı olmayan, ilişkisi söz konusu olduğunda sonsuz fedakâr bir insanmış meğer. O hayatımda gördüğüm en temiz kalpli insan. Bu da önce ona hayranlık duymamı, sonrasında sevmemi sağladı.

EVLENMEYİ DÜşÜNMÜYORUM ARTIK O KONU KAPANDI

Evlenmeyi düşünüyor musunuz?

- S. Serengil: Yok, evlilik benim için bitti. Çünkü çocuk sahibi olabilme umudumu yitirdim. Yine aynı yollardan geçecek cesaretim yok. Zaten aynı evde evli gibi yaşıyoruz. Artık hayal kurmak, plan yapmak istemiyorum. O yüzden sadece bugündeyim, yarınla ilgili değilim.

- O. Barış: Bizim bir imzamız eksik, hayatı paylaşıyoruz zaten... Seren bu konuda büyük yaralar aldı tabii, o yüzden evliliğe küsmüş olabilir. Ama zaman ne gösterir bilinmez.

Sanat ve şov camiasında genellikle evlilikler uzun sürmüyor. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?

- S. Serengil: Bu sadece sanat camiası için geçerli bir durum değil ki, herkes boşanıyon. Bizim hayatlarımız çok göz önünde olduğu için böyle bir yargı oluştu sadece... Ayrıca benim için boşanmak asla bir kusur değildir. Herkes ömür boyu diye imza atar, öyle de gitmesini ister ama olmuyorsa da olmuyordur. Sırf etraf ne der diye mutsuz bir evliliği sürdürmek iki tarafa da haksızlık.

BOŞANMIŞ OLMAYI KUSUR GİBİ GÖRMÜYORUM BEN

Ama boşanma oranlarının her geçen gün arttığı bir gerçek...

- S. Serengil: Eskiden kadınlar çalışmıyor, kocalarının eline bakıyormuş. Ekonomik özgürlükleri olmadığı için de mecburen her kusuru kabullenmek zorunda kalıyorlarmış. Mecburiyetten devam eden evliliklerin bize “örnek evlilik” gibi gösterilmesi yanlış. “Biz kocamızın eline baktık, siz de bakın. O ne yaparsa susun” gibi bir düşünceyi empoze etmeye çalışıyorlar kadınlara... Ama artık kadınlar kendi paralarını kazanıyor, her şeyi sineye çekmiyorlar. ıhanete, dayağa tahammül etmeleri gerekmiyor. ınsanlar boşanabilir, sonra tekrar evlenebilir, bunlar gayet normaldir, asla kusur değildir. Sadece çocuklu bir kadınsan evli kalmaya, boşanmamaya çalışacaksın. Kimse çocuklu kadınla tekrar evlenmek istemiyor! Aynı zamanda çocuklu bir kadının çocuklarının yanına başka bir erkek getirmesi de çocuklar açısından çok zor bir durum. O yüzden çocuklu kadın boşandığında bir nevi hayatı bitiyor. Bu anlamda ben şanslıyım diye düşünüyorum.
- O. Barış: Seren’in önceki evlilikleri beni hiç etkilemedi. O evlenip düzen kurmak istemiş, iyi ve fedakâr da bir eş olmuş. Ama doğru insanı seçememiş, kendisinin tek kusuru da bu bence... Boşanmış olmasını onun bir ayıbı olarak görmedim.

Haberin Devamı

HER BULDUĞU KÖPEĞİ EVE  GETİRMESİNİ SEVMİYORUM

Çok iyi anlaştığınız, birbirinizi çok sevdiğiniz belli. Ama birbirinizde hiç mi sevmediğiniz bir özellik yok?

- S. Serengil: Onur çok yüksek sesle konuşur, bazen ses butonu olsa da kıssam diyorum! Duştan bir saatte çıkar, evden çıkana kadar da beni deli eder. Bir de köpeklerimi vermemi istiyor, yani imkansızı istiyor benden!

- O. Barış: Araba kullanırken bana çok karışıyor, her bulduğu köpeği eve getiriyor. “Yarın götüreceğim” diye beni kandırıp ertesi gün bir tane daha getiriyor. Köpek takıntımız had safhada. Bana “Senin yüzünden evden çıkamıyoruz” diyor ama her defasında beni arabada yarım saat bekletiyor. Akşam restorana gitsek, yemeğini 15 dakikada bitiriyor ve eve dönmek istiyor. Çünkü 21.00 gibi uykusu geliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!