Ağır Roman kadınları

Güncelleme Tarihi:

Ağır Roman kadınları
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2012 03:00

Başrollerini Okan Bayülgen ile Müjde Ar’ın paylaştığı 1997 yapımı “Ağır Roman” televizyona uyarlandı. Tamer Tıraşoğlu, Onur Saylak, Begüm Birgören, Nesrin Cavadzade, Özge Özpirinçci, Sumru Yavrucuk, Murat Daltaban, Macit Koper ve Erkan Bektaş’ın rol aldığı “Ağır Roman Yeni Dünya” ilk bölümüyle bu akşam Star TV’de olacak.

Haberin Devamı

AĞIR ROMAN'IN KADINLARI FOTO GALERİ

NESRİN CEVADZADE: MAHALLENİN CARMEN'İ KARA LEYLA

* Sizi dizide hangi rolde izleyeceğiz Nesrin Hanım? 
  
- Kara Leyla rolündeyim. Çok tutkulu, aşk için her şeyi yapabilecek güçte bir kadın. Çok da sadık, sevgilisinin hapisten çıkmasını tam beş yıl bekliyor. Fakat aynı zamanda öteki uca çok kolay geçebilen bir yapısı var.

* “Öteki uç”tan kastınız ne?

- Tepesi attığı zaman her şeyi yakıp yıkabilecek kadar öfkeli, aynı zamanda kıskanç... Bir erkeği mutluluktan göklere çıkarabilir, ama tepesi attığı zaman hayatı zehir de edebilir. Bu yapıda bir kadın. Çok dominant biri.

* Dizide kiminle aşk yaşıyor bu Kara Leyla?

- Tamer Tıraşoğlu’nun oynadığı Salih Junior ile.
   
AŞKIN BİR AYAĞI DAHA HARLI YANAR

* Karşılıklı bir aşk mı bu? Yoksa Leyla’nın platonik sevdası mı?

- Sanma ki aşk iki kişiliktir. Değildir. Aşkın bir ayağı mutlaka daha harlı yanar... Bu aşkın daha çok seveni de Leyla. Tek taraflı aşk değil ama Leyla daha tutkulu seviyor.

* Mahallenin gözü kara kızlarından yani...

- Ben Leyla için “mahallenin Carmen’i” demeyi seviyorum.

* Neden?

- Leyla, Carmen gibi sevgilisini aldatmıyor ama ruhunun zaptedilemeyişi anlamında çok benziyor ona. Seksi, sevdiği adamı elinde tutmayı becerebilen bir kadın. Ben bu role gerçekten aşık oldum. Çünkü inanılmaz şiirsel bir tarafı var. Çok doğurgan bir karakter. İçinden her an başka bir şey çıkabiliyor. Çok romantik bir sahnede bir anda canavara dönüşebiliyor. Ya da “Aşkım nereye gidiyorsun?” diye sorduktan sonra bir anda camı çerçeveyi aşağı indirebiliyor. 2,5 aydır çok yoğun çalışıyorum bu karakter üzerinde.

HER KADININ İÇİNDE BİR LEYLA VARDIR

* Leyla aşkı çok ateşli, çok coşkulu yaşıyor. Peki siz?

- Aslında ben dahil her kadının içinde bir Leyla vardır. Ama aşkını Leyla gibi yaşayan kadınları bu toplumda pek göremiyoruz. Çünkü toplumsal ahlak içinde kendimizi törpülemek zorunda kalıyoruz. Gerçek yaşamda o kadar uçta olmak zor.

* Kendinizi Leyla gibi ifade etmeyi tehlikeli mi buluyorsunuz?

- Aslında bu çok sistematik bir bastırılmışlık. Aşkın belirli formları ve kodları var. O kodlar dışına çıktığınız zaman ya ayıplanıyorsun, ya ötekileştiriliyorsun, ya bu “deliymiş, histerikmiş” deniyor... Özellikle kadına yönelik damgalanma, isim takma ve ötekileştirme durumu var toplumumuzda. Kadınların vahşi doğalarını çok rahat yaşayabildiklerini düşünmüyorum. Bu, toplumun etik kavramlarıyla alakalı bir şey.

* Peki dizide yaşanılan bu aşk iyi bir yere gidecek mi?

- Bilmiyorum. Ama asıl önemli olan karakterlerin yolculuğu. Zaten iyi bir yere giderse geriye izlenecek şey kalmaz.

* Dizideki rollerin hepsi birer antikahraman gibi...

- Kesinlikle. Bence anti kahramanların dizisi bu. Leyla toplum tarafından desteklenmeyen bir kadın. Tina eski bir konsomatris. Bu dizide kadın kahramanlar çok kuvvetli. Bir adamın yörüngesinde toplanmış kadınlar görmeyeceksiniz yani... Kadınlar kötü bir şey yaşadığında eve gidip ağlar ya genelde, Leyla eve gidip kırmızı oje sürüyor.

Haberin Devamı

BEGÜM BİRGÖREN: AŞK SINIF FARKI TANIMAZ

* Siz hangi roldesiniz dizide?

- Eylül’ü oynuyorum. Eylül, kendini içinde yaşadığı sınıfa ait hissetmeyen, bu sebeple kendine ait dünyası olan bir kız. Sosyolog... Kentsel dönüşüm projesi olarak Kolera Mahallesi’ni konu olarak seçiyor. Tamer Tıraşoğlu’nun oynadığı Salih karakteriyle tanışması ise hayatının dönüm noktası oluyor.

* Mahalleye dışarıdan gelen bir karakter yani...

- Evet. “Ağır Roman”ın hem kitabında hem de filminde olmayan tek karakter aynı zamanda...

* Peki Eylül, Salih’le aşk mı yaşıyor?

- Evet. Ama çok zor bir aşk bu. Aralarında ciddi bir sınıf farkı var.

* Siz sınıf farkının aşka engel olduğunu düşünüyor musunuz?

- Bundan önceki dönemlerde aristokrasinin çok kesin kuralları vardı. Ama artık yok. Ben de orta sınıf bir ailede büyüdüm. O tarz ayrımlarım yoktur. Önemli olan insanın kalbi, ruhu ve zekası...

Haberin Devamı

ÖZGE ÖZPİRİNÇCİ: ZEHİR GİBİ BİR KARAKTER

* Siz bu sezon nasıl bir karakterle izleyici karşısına çıkıyorsunuz?

- İzleyici dizide Zehir Ahu olarak izleyecek beni.

* Nasıl biri peki bu Zehir Ahu?

- Mahalleden değil de kendi özel hayatından kaynaklanan nedenlerden dolayı zor şartlar altında büyümüş. Kara Leyla’nın en yakın arkadaşı. Annesine çok bağlı. Salih Junior’ı abi gibi seviyor. Erkeklerin oluşturduğu bir grup var, o gruba kabul edilen tek kız. Karakter içinde birçok karakter barındıran biri.

* Zehir Ahu’nun mesleği ne bu arada?

- Annesinin yemek lokantası var, ona yardımcı oluyor. Ama asıl yaptığı şey Janti’nin ekibiyle beraber kurulan tezgahlarda piyon rolü oynamak. Öte yandan her işi yaparım modunda. Evinin kapısını da o tamir etmiş, çivisini de o çakmış, eve giren hırsızı da o kovmuş. Böyle bir kız yani.

* Gerçekten zehir gibi bir karakter...

- Evet. Şimdiye kadar “ah canım yazık” denilen karakterleri oynamıştım, Zehir Ahu çok başka... Bu karakteri oynayacağıma ailem ve arkadaşlarım da çok şaşırdı. Aslında gerçekten oynamam gereken tipler de böyle tipler. Hep masum kız olarak çıktım ortaya ama aslında o kadar da yumuşak, tatlı, sakin bir tip değilimdir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!