Afrika Şovu

Güncelleme Tarihi:

Afrika Şovu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2010 00:00

Afrika’nın dokuz farklı ülkesinden gelen müzisyen, artist, şarkıcı ve dansçılardan oluşan Mother Africa, Türkiye yolunda...

Haberin Devamı

Afrika’nın dokuz farklı ülkesinden gelen müzisyen, artist, şarkıcı ve dansçılardan oluşan Mother Amerika, Türkiye yolunda... Afrika’nın büyüleyici dünyasını sahneye taşıyan, Almanya’da altı ayda 150 binden fazla seyirciye ulaşan grup, muhteşem şovlarını 13-14 şubat tarihlerinde TıM Maslak Show Center’da sunacak. “Sezgilerin Revüsü” olarak adlandırılan Mother Africa’nın yapımcısı Winston Ruddle “Dünyadaki tek siyahi sirk prodüksiyonu bizimki ve insanlar samimiyetimizden dolayı bizi çok seviyor” diyor.

Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?     

- Dans kariyerime Zimbabwe’de break dance sanatçısı olarak başladım. O sırada beyazların gittiği bir okula devam ediyordum ve sınıftaki tek siyah çocuk bendim. Tam ailemin ekonomik durumunun bozulduğu sırada şehre bir sirk geldi. Ben de bunu fırsat bilerek sirke katılmaya karar verdim. Zamanla bazı numaralar öğrenmeye başladım. Özellikle jonglörlük, rola bola (denge tablası) ve komedi. Bir gün sirkin palyaçosu hastalandı ve ben de böylelikle ilk kez sahneye çıkma şansını yakaladım. O günden sonra da kariyerime kendim yön verdim; diğer erkek çocuklarla birlikte bir grup kurdum ve birlikte Avustralya’ya gittik. Orada uzun yıllar Silver Circus’ta ve çeşitli casino’larda çalıştık. Ardından da Asya kıtasında birçok ülke dolaştık. Moğolistanlı bir sanatçı olan kız arkadaşımla o günlerde tanıştım. Birlikte Köln’e dönüp küçük bir daire satın aldık ve Köln, Londra, Amsterdam gibi Avrupa’nın başlıca şehirlerinde sokak sanatçısı olarak çalışmaya başladık. O yıllarda biriktirdiğim para ile en büyük hayalimi gerçekleştirmek üzere Tanzanya’ya döndüm: Kendi sirkimi kurmak! Dar es Salaam’daki bir otelin düğün salonunu kiraladım ve yaklaşık 30-40 genç yeteneğin katılımıyla bir çeşit emprovize sirk okulu açtım. ıki yıllık hazırlık, başarısızlıkla sonuçlanan birçok görüşme ve ortaklık denemesinin ardından önce Hubert Schober ile ardından da rüyalarıma inanan Andre Heller ile tanıştım. Heller, benim bilgi birikimimi ve sanatçılarımı kullanarak “Afrika! Afrika!”yı oluşturdu. “Mother Africa” ise tamamen benim eserim. Artık “Afrika! Afrika!” var olmadığı için de dünyadaki tek siyahi sirk prodüksiyonu bizimki.

“Mother Africa” ilk çıkışını neden Almanya’da yaptı?

- Bu aslında bir aşk meselesi. Kız arkadaşım Almanya’ya taşındığı için ben de onunla Almanya’ya gittim. Almanya’yı yazın çok seviyorum ama kışları berbat. Yine de insanlar varlıklı ve Almanlar’ın inanılmaz bir sirk kültürü var.

Sanatçılarınızı nasıl ve nereden seçiyorsunuz?

- Öncelikle Tanzanya’daki kendi okulumdan seçiyorum. Ancak “Mother Africa”nın ünü tüm kıtada yayıldığı için Afrika’nın dört bir köşesinden birçok mektup, e-posta, DVD gönderiyorlar. Ayrıca yeni numaralar ve yeni yetenekler bulmak için şahsen dolaşmaya da devam ediyorum. Eğer biri gerçekten iyiyse onu Dar es Salaam’a davet ediyorum. Orada kendisini “cilalayıp” numarasını iyileştirmesini sağlıyoruz. Ya da bizden bazı öğrencileri o kişinin yanına eğitim almaları için yolluyoruz.

Afrika’da yaşayan insanların çektikleri zorlukları bize anlatır mısınız?

- Afrikalılar’ın başlıca sorunu yine Afrikalılar. Hükümetlerimize bakın, hepsi yozlaşmış, açgözlü ve zalim. Özellikle de kendilerinin ait olmadığı kabilelere karşı. Koloni döneminden efendileri ve Rusya, ABD, Çin gibi yeni “arkadaşları” ile batı dünyasının veya kendi yarı kürelerinin refahını artırmak için bizim zengin kaynaklarımızı soyuyorlar. Bize kalan ise boğaz tokluğuna çalışmak, mahvolan tabiat, dış güçlerce ateşlenen ırksal problemler ve dünyadaki en yüksek AIDS oranı. Zengin ülkelerin neredeyse tümü Afrikalı, Asyalı ve Güney Amerikalı halkların omuzlarında yükseliyor. Biz hâlâ bu dünyanın “zenci”siyiz!

“Mother Africa”da Afrika’nın değişik ülkelerinden insanlar bir arada dans ediyorlar. Hepsi aynı dili mi konuşuyor, aynı yaşam biçimini mi paylaşıyorlar? Nasıl anlaşıyorlar?

- Bu bizim de çok sevdiğimiz bir durum. Çok farklı sosyal geçmişlere ve dillere sahip, farklı dinlere ve kabilelere ait insanlar tam bir barış ve uyum içinde yaşıyorlar. “Mother Africa”nın kocaman bir aile olduğunu söyleyebilirim. Ben ailenin babasıyım, Hubert da dedeleri.

“Mother Africa”nın Almanya’da bu kadar sevilmesinin sebebi nedir?

- Çünkü biz kendi alanımızda tekiz. Neşeliyiz, siyahız, gururluyuz, yakışıklı ve güzeliz, “gerçeğiz”, plastik değiliz ve samimiyiz. Dünyada herkes “gerçek” olandan hoşlanıyor ve biz canlıyız, bunu hissedebilirsiniz...

Siz ve sanatçılarınız Afrika kıtasında yaşayan insanlara ne gibi yardımlar yapıyorsunuz?

- Şu anda yaklaşık 100 kişiye iş sağlıyoruz, çünkü sirk okulum, Cirque du Soleil’in Makao’daki yeni gösterisine sanatçı yetiştiriyor. Ayrıca en başından beri, satılan her bilet için ödenen ücretin bir bölümünü Afrika’daki yardım derneklerine bağışlıyoruz. Sanırım şimdiye kadar 60-70 bin Euro bağış yaptık.

Türkiye’ye ilk defa mı geliyorsunuz? Ülkemiz hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Evet, ilk kez. ıstanbul’un, Ayasofya’nın, daha güneyde yer alan ve kocaman mantarlara benzeyen ünlü komik tepelerin (Kapadokya’yı kastediyor) resimlerini görmüştüm. Umarım Türk seyircisi de bizi sever. Böylece buraya tekrar gelebilir ve ilginç ülkenizi daha fazla görme şansına sahip olabiliriz.

 

   

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!