Aferin Kymco, ödevine iyi çalışmışsın; 10

Güncelleme Tarihi:

Aferin Kymco, ödevine iyi çalışmışsın; 10
Oluşturulma Tarihi: Eylül 10, 2008 00:00

Okullar açıldı, havalar hala sıcak. Bir yere gitmek için otomobil ya da toplu taşıma araçları tam bir işkence aleti haline geldiler. İşin kötüsü büyük bir motosiklet kullanmak ta artık bu trafikte zor olmaya başladı. En munis motor bile bu durumda iftara hazırlanan yemek tenceresi gibi ısınıyor. Üstten güneş, alttan motor ısıtınca fırında köfte gibi oluyorum. Üstelik park edip giderken bile gözüm arkada kalıyor. Biri uğraşacak mı, elleyecek mi, devirecek mi diye. Bu trafiğin ilacı olsa olsa küçük, ucuz ve pratik bir scooter olur derken, test için ’Kymco Agility City’ geldi.

Agility 125 şu anda en sevilen scooterlerden biri. Özellikle güneydeki kiralama şirketleri hem sağlamlığı hem de pratikliği yüzünden bu modeli çok tercih ediyor. Agility City ise büyük tekerlekli versiyonu. 16 inçlik lastikleri şehir içinde özellikle frenleme anında büyük fark yaratıyor. Küçük tekerlekli scooterlerde sert fren yapmak beni hep korkutur. Çünkü beklemediğim anda kayıveren tekerlekler (özellikle ön) bir anda kontrolü kaybetme hissi uyandırıyor. Bundan dolayı büyük tekerlekli modeller daha bir ilgimi çeker oldu. Bu modelde ön ve arkada disk frenler var. Büyük tekerlekler ve iyi fren sistemi sayesinde Agility çok güvenli şekilde durabiliyor. Peki bu scooter güvenli şekilde durabiliyor ama durduğu gibi hızlanabiliyor mu? Açıkçası küçük tekerlekli versiyonundaki deli fişek hızlanma bu modelde yok. 125 cc’lik 9 beygir üreten motoru açık yolda 90-100 km/s hıza kadar mırıldana mırıldana çıkıyor. Hantal ya da nefessiz değil, ama büyük tekerlek frenlerde güvenlik sağlarken hızlanmada biraz ağır kalmasına sebep oluyor. Bakmayın, eğer küçük tekerleklisini kullanmadıysanız size fişek gibi gelebilir.

Agility’i park edip inceleyince incelikle düşünülmüş tasarım detayları çok hoşuma gitti. Her şeyden önce bu yıl en moda renk olan beyaz bu scootere çok yakışmış. Küçük bir kuğu gibi duruyor. Gösterge tablosunun arma şeklindeki formu, ince gövde yapısı, zarif kuyruğu ve sportif jantları ile bu model kesinlikle fiyatından bir üst sınıfta görünüyor. Kullanılan parçaların kalitesi de çok güzel. İnsanın elinde kalacakmış gibi bir his yaratmıyor.

Agility City ile yola çıkınca işte olay budur dedim. Bir kere çok ama çok kolay kullanılan bir scooter. Gazı çevirince çok yumuşak şekilde hızlanıyor, frene basınca çok kontrollü olarak durabiliyor. Dönüşler ve bozuk zemin beni hiç sıkıntıya sokmadı. Ancak boyu ortalamanın altında olanlar için sele biraz yüksek. Özellikle hemcinslerim bu konuda ısrarla alçak sele isteseler de scooterler için yüksek seleyi dert etmemek lazım. Ayakları yere koyma ihtiyacı olunca sandalyeden iner gibi seleden inmek mümkün ne de olsa. Üstelik 100 kg gibi kuştüyü ağırlığı yüzünden City’i devirmek zor (hadi ki bir halt yedik de devirdik, kaldırması kolay). Ayak koyma yerinin düz olması, taşınacak büyük şeyleri koyabilmek için gayet güzel. Artık pek çok scooterde ortaya şasi tüneli denk geliyor; sadece ayaklar sığıyor. Dar yapısı özellikle sıkışık trafikte şahane bir şey. Gidon yüksek olduğundan arabaların aynalarına takır tukur çarpmadan (kafesçilerden dayak yemeden) gidebiliyor. Hani acil bir şekilde çıkmam gerektiğinde çalıştır ve gazla şeklinde kullanmaya öyle alıştım ki iade ettiğimde acilen bir yere gitmem gerekmesin lütfen diye dua etmeye başladım. Hani evle iş arası çok uzak değil ama iftara beş dakika kala scootere atlayıp vın diye eve gidebilmek ne şahane bir şeymiş meğer. 100 kilometrede ortalama 2.7 litre benzin yakması, 6 litrelik deposu (aşağı yukarı 20 YTL’lik benzin) ile teorik olarak 200 kilometrenin üstünde yol yapabilmesi, bunu yaparken de yolda orası-burası dökülecek elimde kalacak diye korkmadan kullanılabilmesi, bu kadar ufak tefek olmasına rağmen çok şık görünümü ve elbette 3 bin 650 YTL’lik fiyatı ile hayatı kolaylaştıran bir scooter alınabiliyor. Aferim Kymco.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!