Adımı duyan neden Türkçe bilmediğimi soruyor

Türkçe bilmiyor, kıvırcık saçları, spor giyim tarzı, gözleri, bakışları ve hatta yüzünün kıvrımları bile Amerikalı. Adımı önce “Eytın” diye telaffuz ediyor, sonra “Ayten”... Türk bir babanın Amerika’da yetişmiş oğlu o. Babası Beyazıt Taygan, İstanbul’da doğup büyüdü. ABD’de inşaat mühendisliği okudu. Hayatının kadınıyla Amerika’da tanışınca oraya yerleşti. Belarus asıllı eşiyle 1956’da doğan oğullarına Ferdi ismini verdiler.
Evde Rusça ve İngilizce konuşulduğu için Ferdi’nin Türkçesi, aşinalığın ötesine geçemedi, kardeşi Selma’nın da...
Beyazıt Bey tenis oynadığı için Ferdi de 6-7 yaşlarında tenise başladı. Sonra da yerel, bölgesel ve ulusal turnuvalara katılmaya... ABD’nin 16 yaş altı ve 18 yaş altı gruplarında sürekli ilk üçte yer alıyordu. Üniversiteye Kalifoniya’da bulunan UCLA’da başladı. UCLA’yı seçmesinin ana nedeni dönemin en iyi tenis okuluna sahip olmaları ve ona burs vermeleriydi. Dört yıl boyunca burada oynadı, 1977’de okul bitince de tamamen tenise yöneldi, artık profesyonel tenisçiydi.

AKDENİZ HAVASI YARADI

5-6 yıl hem tek erkeklerde hem de çift erkeklerde oynadı. Ama çiftlerde daha başarılıydı. “Çift oyunu daha stratejik çünkü başka biriyle birlikte hareket edebilme hassasiyeti gerekiyor. Aranızda o kimya yoksa başarılı olamazsınız. Çiftlerde oynayanlar genelde pek partner değiştirmezler. Bense birçok değişik insanla çift oldum. John McEnroe ile defalarca birlikte oynadım; Sandy Mayer, Sherwood Stewart hepsi o dönemin en iyi oyuncularındandı. Yılda 32 turnuva oynuyordum. Bu, çok yoğun bir program.”
Ferdi Taygan yoğun bir tempoyla çiftlerde 39 final oynadı ve 21 derece aldı. Bunlardan en önemlisi 1982 yılında partneri Sherwood Steward ile birlikte kazandıkları Roland Garros şampiyonluğu oldu. “Turnuvayı kazandığımızda, düzenli olarak Sherwood Stewart ile birlikte oynuyorduk. Dünyanın en iyi ekiplerinden biriydik.” diyor. Anlaşılan Akdeniz havası ona iyi geliyordu. Çünkü Fransız Açık, teklerde de yaramıştı. Teklerde 128 kişinin katıldığı turnuvada son16’ya kaldı.

TENİS BİTTİ BORSA BAŞLADI

Ama 29 yaşına geldiğinde profesyonel tenisi bıraktı. İşte o zaman ekonomi okumanın faydasını görmeye başladı. Yatırım bankacılığı işine girdi. “Boston’da büyüdüğüm için bu bölgede tanınıyordum, tenisi daha çok varlıklı insanlar oynuyordu ve bu bana bir kapı açtı. 1987’nin Ekim ayında ABD Borsası büyük bir çöküş yaşadı. Piyasanın iyi olmadığı dönem işi öğrenmem için de iyi bir fırsattı. 22 yıl bu işi yaptım” diyor.
Eşi Kay ile profesyonel tenis hayatına başlarken tanışmıştı ve 1983’te evlendiler. 1984’te ilk kızları doğdu ve adını da Nuray koydular: “Kızımıza Türkçe isim vermemizden annem ve babam da çok memnun oldu. 1988’de ikinci kızımız doğdu, onun adını da Şanal koyduk ama Amerika’da ‘ş’ harfinin altındaki noktayı kimse anlamayacağı için adını Shanal olarak yazdık” diyor. Evde Türkçe konuşulmuyor ama Türk kültürü mutfakta devam ediyor: “Eşim çok güzel Türk yemekleri pişiriyor. Annem öğretti. Ben vejetaryen olduğum için Türk sebze yemekleri bana çok uygun. Zeytinyağlılar, fasulye, barbunya, beyaz peynir ve zeytine bayılıyorum.”

TÜRK HALKI BENİ KUCAKLADI

İstanbul’a ilk kez ailece geldiklerinde Ferdi Taygan altı yaşındaydı. Bir sonraki gelişi 1976’da İstanbul’da yapılan Açık Tenis Turnuvası için oldu. Türk halkı bu ‘Türk isimli Amerikalı’dan çok etkilenmişti. Zamanın Türk gazetelerinde büyük haber olmuştu. “İnsanlar beni resmen kendi oğulları gibi kucakladılar. Dünyada birçok yerde oynadım ama ilk kez sanki kendi evimde yapılan bir turnuvaymış gibi hissettim. Bugün hala düşünüyorum acaba Türkiye için oynasaydım nasıl olurdu?” diyor. Ama tenis kariyerinin de bitmesiyle bu ün yıllar içinde unutuldu. Taygan’ın Türkiye’ye son gelişiyse geçtiğimiz hafta bir cenaze içindi: İstanbul’un meşhur Rus lokantalarından Rejans’ı amcasının eşi Zinnur Taygan işletiyordu. Yengesi vefat edince Ferdi Taygan cenaze için İstanbul’a geldi.