Adalar’daki eşeklerin yaş ortalamasını bilen başkan
Güncelleme Tarihi:
Ersin KALKAN/ekalkan@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 26, 2009 00:00
Adalar’ın yeni belediye başkanı Mustafa Farsakoğlu daha önce de buranın kaymakamı olarak görev yaptı. Tam bir ada aşığı. Hangi tarihi yapı ne zaman, kim tarafından inşa edildi, hangi malzemeyle yapıldı, başından neler geçti oradaymış gibi anlatıyor. Sadece binalar mı? Her ağacın, taşın, kuşun envanterini çıkarmış. Eşeklerin yaş ortalamasından, toplam akasya sayısına, çınar ve begonvil popülasyonuna kadar Adalar’la ilgili her şeyi biliyor.
Adalar’a son seçimde Mustafa Farsakoğlu (CHP) adında yeni bir belediye başkanı seçildi. Neşeli, sevecen, entelektüel bir adam. 1955, Osmaniye doğumlu. Hukuk okuyup kaymakam oldu. Tunceli, Trabzon, Elazığ, Malatya, Konya, Bingöl, Tekirdağ, Elazığ, Muğla ve Yalova’da görev yaptı.
Gittiği her yere gönülden bağlandı, en çok da Adalar’a. 1996-2001 döneminde kaymakam olarak görev yaptığı İstanbul’un bu güzel ilçesini hiç unutmadı. Yalova’da vali yardımcısıyken, ruhundaki sivil taraf da galebe çalınca; genç yaşında resmiyetten emekli oldu. Görevinden ayrılıp üniversiteye geçti. Hayatına akademisyen olarak devam ederken, gelen teklif üzerine çok sevdiği Adalar’a bu kez belediye başkanı oldu.
Kaymakam olarak görev yaparken Adalar’daki neredeyse her evin, her ağacın, her taşın ve kuşun envanterini çıkardı. Özellikle kültür mirası üzerine çalıştı. Hangi tarihi yapı ne zaman, kim tarafından inşa edildi, hangi malzemeyle yapıldı, başından neler geçti gibi konularda araştırmalar yaptırdı; hatta bazılarını bizzat yaptı. Faytonla ada turu yaparken “Bakın burası Abdülhamid’in başmütercimi Sabuncakis’in köşkü. Bina bir mason müzesi gibidir...” diye anlatmaya başlıyor. Aya Yorgi Manastırı’nın eteklerindeki eşekleri gösterip hayvanların yaş ortalamasını söylüyor bir çırpıda. Adalar’daki akasya sayısından, çınar ve begonvil popülasyonuna kadar her şeyi biliyor.
İlçede, kaymakamlığından beridir de seviliyor. Mesela Zekeriya Sağlam adında bir adalı var. 82 yaşında bir kaptan. Çocukluğumdan beri tanıdığım emektar kaptan beni görünce anlatmaya başladı: “Yahu bu başkan iyi adam. Kaymakamken de çok seviliyordu burada. Seçildiği günlerde kutlamaya gittim. Başkanlık makamı üçüncü katta. Artık yaşlandım, merdiven çıkamıyorum. ‘Söyleyin başkana da gelsin bakim buraya’ dedim. Birkaç dakika içinde indi aşağıya. Zerre kadar yüksünmedi. Gözlerinden öpüp tebrik ettim.”
KASKSIZ BİSİKLET KULLANILMAYACAK![/images/100/0x0/55eb4caef018fbb8f8b84d27]()
Adalar’da motorlu araç olmadığı için trafik kazası olmuyor diye düşünebilirsiniz. Hiç de öyle değil. Geçen sene iki gencimiz rampada bisikletleriyle yarışırken hayatlarını kaybetti. Yollara uyarı levhaları koyduk. Bisikletlere plaka ve kask zorunluluğu getirdik. Bisiklet kiralayan dükkanlar her bisiklet için bir kask bulundurmak zorunda.
SAHİLDEKİ LOKANTALAR ESTETİK FACİASI
Adalar’ın eski sakinleri güzelliğe çok önem vermişler. Fakat son 30 yılda tam bir keşmekeş yaşanmış. Şu sahildeki lokantalara bakın. Büyük bir bölümü estetik faciası. Her ada için bir silüet çalışması yapıyoruz. Mimar, ressam, heykeltıraş ve kent planlamacılarından bir estetik kurulu oluşturduk. Bu kuruldan geçmeyen proje uygulanmayacak.
ADALAR’DA 2100 KAÇAK KONUT VAR
İşe kaçak binaları yıkarak başladık. Önceki dönemlerde 693 kaçak yapı için yıkım kararı çıkmış ama hiçbiri uygulanmamış. O zaman da kaçak inşaatçılar cesaretlenmiş. Her kaçaktan üç daire çıksa 2100 konut yasadışı demektir. Şimdi bu usulsüzlük Adalar’a yakışıyor mu? En önemli çirkinliği yani Lido inşaatını yıkarak başladık işimize.
CİNİSLİ’NİN OTELİ YIKILACAK
Büyükada’da hemen iskelenin karşısında, kararmış bir beton yığını var. Eski parlamenter Rasim Cinisli’nin otel olarak planladığı eski inşaat. Uzmanlar 30 yıl boyunca açıkta kalan binanın teknik ömrünü tamamlamak üzere olduğunu söylüyor. Yakında burası yıkılacak ve Büyükada en sonunda bu çirkinlikten kurtulacak.
TELEVİZYON VERİCİLERİ SÖKÜLÜYOR
Kınalıada’da herkes kafasına göre anten dikmiş. Olacak şey değil. Adalılar “Kanser artıyor, hamileler düşük yapıyor” diye feryat etse de yetkililerden tık çıkmamış. Televizyon Yayıncıları Birliği’yle toplantı yaptık. Üç kuleyi söktüler, diğerlerini de sökecekler.
ESKİ SANATORYUM HASTANE OLACAK
En büyük sorunumuz tam teşekküllü bir hastanenin bulunmaması. Eski sanatoryum şu anda boş. Sağlık Bakanlığı ile buranın hastaneye dönüştürülmesi konusunda anlaştık. Bir de hastanenin yanında yaşlılar için yaşam evi yapılmasını önerdik. Güzel olmaz mı sizce de?
İLK RESTORASYON KAYMAKAMLIK BİNASINA
Adalar’da 1657 tescilli tarihi yapının restorasyonu için proje geliştirdik. Maliyetin yüzde 80’ini Özel İdare karşılayacak, kalanını mülk sahibi. Mülk sahibinin gücü yetmezse, belediye üstlenecek. Hacopulo Köşkü olarak bilinen kaymakamlık binası da ilk sırada.
ADALAR’DAN GEÇEN İKİ KIRMIZI ÇİZGİ
Başkan Farsakoğlu’yla sohbet ederken bizi çay içmek için davet eden Adalılar sözü kırmızı çizgilere getiriyorlar: Ruhban Okulu ve Rum Yetimhanesi. Adalılar, bu iki yerin üzerindeki yasağın kalkmasından yana. İçlerinden biri, “Biz imam yetiştiriyoruz, onlar niye mahrum kalsın?” diye duruma itiraz ediyor. Başkan da, “Ben de sizin gibi düşünüyorum. Aslında kimse okulun açılmasına itiraz etmiyor. YÖK’e mi bağlanacak, özerk mi olacak, o tartışılıyor. Bir formül bulunup da okul açılırsa Adalar da, İstanbul da bundan çok yarar görür, memleketimizin de dünyanın gözündeki imajı değişir” diyor.
Gittiği her yere gönülden bağlandı, en çok da Adalar’a. 1996-2001 döneminde kaymakam olarak görev yaptığı İstanbul’un bu güzel ilçesini hiç unutmadı. Yalova’da vali yardımcısıyken, ruhundaki sivil taraf da galebe çalınca; genç yaşında resmiyetten emekli oldu. Görevinden ayrılıp üniversiteye geçti. Hayatına akademisyen olarak devam ederken, gelen teklif üzerine çok sevdiği Adalar’a bu kez belediye başkanı oldu.
Kaymakam olarak görev yaparken Adalar’daki neredeyse her evin, her ağacın, her taşın ve kuşun envanterini çıkardı. Özellikle kültür mirası üzerine çalıştı. Hangi tarihi yapı ne zaman, kim tarafından inşa edildi, hangi malzemeyle yapıldı, başından neler geçti gibi konularda araştırmalar yaptırdı; hatta bazılarını bizzat yaptı. Faytonla ada turu yaparken “Bakın burası Abdülhamid’in başmütercimi Sabuncakis’in köşkü. Bina bir mason müzesi gibidir...” diye anlatmaya başlıyor. Aya Yorgi Manastırı’nın eteklerindeki eşekleri gösterip hayvanların yaş ortalamasını söylüyor bir çırpıda. Adalar’daki akasya sayısından, çınar ve begonvil popülasyonuna kadar her şeyi biliyor.
İlçede, kaymakamlığından beridir de seviliyor. Mesela Zekeriya Sağlam adında bir adalı var. 82 yaşında bir kaptan. Çocukluğumdan beri tanıdığım emektar kaptan beni görünce anlatmaya başladı: “Yahu bu başkan iyi adam. Kaymakamken de çok seviliyordu burada. Seçildiği günlerde kutlamaya gittim. Başkanlık makamı üçüncü katta. Artık yaşlandım, merdiven çıkamıyorum. ‘Söyleyin başkana da gelsin bakim buraya’ dedim. Birkaç dakika içinde indi aşağıya. Zerre kadar yüksünmedi. Gözlerinden öpüp tebrik ettim.”
KASKSIZ BİSİKLET KULLANILMAYACAK
Adalar’da motorlu araç olmadığı için trafik kazası olmuyor diye düşünebilirsiniz. Hiç de öyle değil. Geçen sene iki gencimiz rampada bisikletleriyle yarışırken hayatlarını kaybetti. Yollara uyarı levhaları koyduk. Bisikletlere plaka ve kask zorunluluğu getirdik. Bisiklet kiralayan dükkanlar her bisiklet için bir kask bulundurmak zorunda.
SAHİLDEKİ LOKANTALAR ESTETİK FACİASI
Adalar’ın eski sakinleri güzelliğe çok önem vermişler. Fakat son 30 yılda tam bir keşmekeş yaşanmış. Şu sahildeki lokantalara bakın. Büyük bir bölümü estetik faciası. Her ada için bir silüet çalışması yapıyoruz. Mimar, ressam, heykeltıraş ve kent planlamacılarından bir estetik kurulu oluşturduk. Bu kuruldan geçmeyen proje uygulanmayacak.
ADALAR’DA 2100 KAÇAK KONUT VAR
İşe kaçak binaları yıkarak başladık. Önceki dönemlerde 693 kaçak yapı için yıkım kararı çıkmış ama hiçbiri uygulanmamış. O zaman da kaçak inşaatçılar cesaretlenmiş. Her kaçaktan üç daire çıksa 2100 konut yasadışı demektir. Şimdi bu usulsüzlük Adalar’a yakışıyor mu? En önemli çirkinliği yani Lido inşaatını yıkarak başladık işimize.
CİNİSLİ’NİN OTELİ YIKILACAK
Büyükada’da hemen iskelenin karşısında, kararmış bir beton yığını var. Eski parlamenter Rasim Cinisli’nin otel olarak planladığı eski inşaat. Uzmanlar 30 yıl boyunca açıkta kalan binanın teknik ömrünü tamamlamak üzere olduğunu söylüyor. Yakında burası yıkılacak ve Büyükada en sonunda bu çirkinlikten kurtulacak.
TELEVİZYON VERİCİLERİ SÖKÜLÜYOR
Kınalıada’da herkes kafasına göre anten dikmiş. Olacak şey değil. Adalılar “Kanser artıyor, hamileler düşük yapıyor” diye feryat etse de yetkililerden tık çıkmamış. Televizyon Yayıncıları Birliği’yle toplantı yaptık. Üç kuleyi söktüler, diğerlerini de sökecekler.
ESKİ SANATORYUM HASTANE OLACAK
En büyük sorunumuz tam teşekküllü bir hastanenin bulunmaması. Eski sanatoryum şu anda boş. Sağlık Bakanlığı ile buranın hastaneye dönüştürülmesi konusunda anlaştık. Bir de hastanenin yanında yaşlılar için yaşam evi yapılmasını önerdik. Güzel olmaz mı sizce de?
İLK RESTORASYON KAYMAKAMLIK BİNASINA
Adalar’da 1657 tescilli tarihi yapının restorasyonu için proje geliştirdik. Maliyetin yüzde 80’ini Özel İdare karşılayacak, kalanını mülk sahibi. Mülk sahibinin gücü yetmezse, belediye üstlenecek. Hacopulo Köşkü olarak bilinen kaymakamlık binası da ilk sırada.
ADALAR’DAN GEÇEN İKİ KIRMIZI ÇİZGİ
Başkan Farsakoğlu’yla sohbet ederken bizi çay içmek için davet eden Adalılar sözü kırmızı çizgilere getiriyorlar: Ruhban Okulu ve Rum Yetimhanesi. Adalılar, bu iki yerin üzerindeki yasağın kalkmasından yana. İçlerinden biri, “Biz imam yetiştiriyoruz, onlar niye mahrum kalsın?” diye duruma itiraz ediyor. Başkan da, “Ben de sizin gibi düşünüyorum. Aslında kimse okulun açılmasına itiraz etmiyor. YÖK’e mi bağlanacak, özerk mi olacak, o tartışılıyor. Bir formül bulunup da okul açılırsa Adalar da, İstanbul da bundan çok yarar görür, memleketimizin de dünyanın gözündeki imajı değişir” diyor.