Güncelleme Tarihi:
* İki sezondur “Survivor”ın minikler bölümü de var. Bu fikir nasıl doğdu?
- Ben nereye gitsem çocuklar “Biz niye Survivor’a katılamıyoruz?’ diye soruyordu. Asıl istedikleri oyun tabii. Biz de OMO ile böyle bir işbirliğine girdik ve bence çocukları mutlu etmeyi başardık. Bizim hayatımız sokaklarda geçti. Şimdi bakıyorum, bütün çocuklar bilgisayar başında yaşıyor. İletişimin gittikçe azaldığı, ekranlara hapsolan bir nesil geliyor. Buna isyan olarak çıktı bu proje.
* Siz çocuklarınızı nasıl yetiştiriyorsunuz? Sokaklarda oynayabiliyorlar mı?
- Ben çocuklarımın açık havada oynamasına bayılıyorum. Bunun için de birçok çocuğu bir araya getirip çeşitli organizasyonlar yapıyorum. Kendimizi böyle kurtardık. Bir de çocukların bilgisayar üzerinde kimlerle iletişim kurduğunu bilmiyoruz ya, onun tedirginliğini hep yaşıyorum. Dolayısıyla çocuklarıma internet üzerinden kimseyle iletişim kurdurmuyorum.
* Peki, çocuklarla ilgili bir proje çıkabilir mi sizden?
- Çok uçuk bir projem var ama şimdiden söyleyemem. Yarın bir gün yaparsam çok ses getirir, ondan eminim. Bunun dışında seneye “O Ses Türkiye”nin çocuk versiyonunu yapacağız. Beş veya altı bölüm olacak, sadece çocuklar katılacak.
SON BİR ATAK YAPMAZLARLA ÜNLÜLER DİYE BİR ŞEY KALMAZ
* Bu arada “Survivor” ne zaman final yapıyor?
- Haziran sonunda. Bizim için çok tarihi bir sezon sayılır. Çünkü birinciyi bu kadar tahmin edemediğim bir başka sezon daha olmadı. Her zaman beş ya da altı hafta kala birinciyi kestirebilirdik. Şu an benim beş tane adayım var, düşünün artık.
* Favoriniz vardır ama...
- Ben yapımcıyım, favorimi söylemem mümkün değil. Ama şu ya da bu kazansın diye bir düşüncem var tabii, niye yalan söyleyeyim.
* Bir de bu yıl öncekilerden çok daha güçlü bir Gönüllüler takımı var sanki...
- Çok doğru bir tespit. Şunu fark ettim, “Survivor” izleyicisi beceremeyeni, güçsüz olanı yarışmada istemiyor. Ben de fiziksel açıdan çok üst düzey bir Gönüllüler takımı kurdum. İlk başta çok başarısızdılar. Fakat sonradan takım şahlandı. Herkes o takımdakileri de tanıyor artık.
* Hatta neredeyse ünlüleri bile geri planda bıraktılar...
- Ben de öyle düşünüyorum. Aslında bu işler nasıldır biliyor musun, iki haftada her şey değişir. Ünlüler de Gönüllüler’in öne geçtiğinin farkında ve şu saatten sonra tek şansları var ya bir hamle yapıp dokunulmazlık oyununu kazanacaklar ya da Ünlüler diye bir şey kalmayacak!
* Gönüllüler takımında Duygu adı çok ön plana çıktı. Size bununla ilgili nasıl tepkiler geliyor?
- Bu kadar gündemde olmasının sebebi hırsını kelimelere döküp anlamlı bir şekilde ifade edebilmesi. Bu herkesin yapabileceği bir şey değil. Sinirliyken herkes bu derece mantıklı konuşamaz.
ADADA KAFALAR GİTMİŞ DURUMDA
* “Survivor”da kavga olunca reytingler yükseliyor mu?
- Kesinlikle hayır. Geçen sene en kavgasız sezonu çektik, yine reytingler çok iyiydi. “Survivor”da reyting alan şey, ne olacağını kimsenin bilmemesi... Biz insanları oraya atıyor ve sonra hiç karışmıyoruz. Kavga da çıkabilir, hiç kavga da çıkmayabilir. Bunun belirsizliği reyting getiriyor işte... Şunu unutmayın, orada çok zor şartlarda yaşıyor ve yarışıyorlar. Kafalar gitmiş durumda.
* Gerçekten aç mı yaşıyorlar yoksa zor günlerde gıda takviyesi veriyor musunuz?
- Biz yarışmacıların öncesini ve sonrasını veriyoruz, orada açlar mı değiller mi anlaşılıyor zaten. Şu an Hint fakiri gibi dolaşan üç yarışmacı var. Dağhan, Murat ve Cengiz 15 kilo vermiş...
* Bu yarışmanın bütçesinin çok ciddi rakamlara ulaştığı doğru mu?
- 10 milyon diye çıktı ama onu da geçti şu an. Çünkü uçuk ödüller hazırladık. Onun dışında oyunlara da büyük paralar harcadık. Ama bir işe ne kadar para yatırırsanız o kadar başarılı olur. Bu tip programlarda gözünüzü karartacaksınız.
PARAMI VEREMİYORLAR DİYE BOĞAZLARINA MI SARILAYIM
* Star TV’ye geçerken bir tedirginlik yaşadınız mı?
- Hiç korkum ve tedirginliğim olmadı. Kabul görmüş projeler hangi kanala giderse gitsin başarılı olur zaten.
* TMSF, Show TV’ye el koydu. Siz alacaklarınızı tahsil edebilecek misiniz oradan şimdi?
- Bir yerle iş yapabilirim, o yer iflas edebilir ve ben de paramı alamam, bu son derece doğal. Ne yapayım? Olayda kötü niyet, kasıt yokken, iflas eden birinin boğazına paranı veremiyor diye yapışacak mısın?
* Bu yoğun tempoda ailenize ve kızlarınıza zaman ayırabiliyor musunuz?
- Kızlarıma vakit ayırıyorum ama bu iş yoğunluğunda ne kadar olabilirse işte... Ama ben de babamı az gördüm, ona hasret büyüdüm. Müteahhitti, inşaatlara giderdi, onun özlemiyle yaşardım. O zaman ne oluyor, daha değerli oluyorsun. Çocuklarım doğduklarından beri beni daha çok televizyonda görüyorlar. Onlar için Acun’u televizyonda görmek dünyanın en sıradan olayı.
* Çocukların geleceğiyle ilgili neler planlıyorsunuz?
- Eğitimlerine çok önem vermiyorum açıkçası... En iyi okullarda okusunlar gibi bir kaygım yok. Çünkü en iyi okulda okuyan her zaman en iyi yerde çalışmıyor. Çocukların eğitim konusunda aşırı baskı görmelerini istemiyorum. Rahat rahat okusunlar, iyi insanlar olsunlar. Öylesi çok daha iyi.
EVİM OLACAĞINA UÇAN EVİM OLSUN
Siz, yat ve son model otomobil gibi lüks harcamalardan pek kaçınmıyorsunuz? Hakkımdır mı diyorsunuz?
- Aynen öyle, sabah akşam çalışıyorum. İş için bu kadar paralandıktan sonra kendimi ödüllendirmeyi seviyorum. İnsan kazancının belli kısmını kendi zevki için harcamalı. Malım mülküm olacağına uçağım olsun daha iyi, evim olacağına uçan evim olsun. Ama gösterişi sevmiyorum. Yeni Ferrari’m var, daha kimse görmedi, görmelerini de istemem.